FRANKFURT
Ünlü oyuncular Bülent Emin Yarar, Yetkin Dikinciler ile Gülen Çehreli ve Barış Özkan; Dušan Kovačević’in kaleme aldığı, Nazlı Gözde Yolcu’nun çevirisiyle Işıl Kasapoğlu’nun yönettiği Profesyonel oyunu Frankfurt’ta sahneliyor.
Dünyaca ünlü Sırp yazar Duşan Kovaçevic eserinde, Yugoslavya’daki büyük dönüşümden önceki ve sonraki toplumsal – politik yaşamı, bir entelektüelin yaşam öyküsü içinde, karakomedi türünde ve ironik bir üslupla anlatıyor. Oyun, 40 yaşlarında bir edebiyat adamı, bir sekreter ve bir gizli polisin süprizlerle dolu soluk soluğa izlenecek hikayesi. “Profesyonel” bugün saat 15 ve saat 20’de Gallus Tiyatrosu’nda sahnelecek.
Tiyatro Frankfurt’un 12. kez düzenlediği Türk Tiyatro Festivali’nde oyun öncesi fuaye söyleşine katılan Yetkin Dikinciler ve Bülent Emin Yarar, festivallerin önemine dikkat çektiler. Hande Uluöz’ün sorularını yanıtlayan Bülent Emin Yarar, festivalde daha önce Hamlet oyunuyla yer aldığını belirterek, „O gün çok hastaydım. Ama yine de oyunumu oynadım. Çevirisi de vardı. Farkında değildim. Yetkin de oyunu seyredenlerden biriydi. Tiyatro ve sinema festivalleri bu bölgede yaşayan hatta başka kentlerden de izleyiciler geliyor, çok önemli. Festivallerin mümkün mertebede sanatsal ağırlıklı bir yol alması daha anlamlı. Devamını diliyorum. Festivaller gerçekten çok anlamlı ve değerli. Çoğalmamız gerekiyor, uluslararası festivallere dönüşmeli“ diye konuştu.

Bütün renkler değerli, festivaller de bunun ispatı
Yetkin Dikinciler de „Bizim görüşmemiz, varlığımızı tekrar hatırlamamız çok değerli. Bir yandan da burada Türkçe konuşanların Türkiye’den gelen tiyatroyu aynı zamanda içinde yaşadığımız topluma, kültüre, dile anlatıyor olması da çok değerli. Kültürlerin geçişkenliği anlamında çok önemli bir görev üstleniyor festivaller. Sayısının artması, tekrarlarının çoğalması, sürdürebilirlik ve aynı zamanda dayanıklılık kavramlarının bu festivalde de gerçekleşiyor olmasına şahit olmak çok değerli. Şu an biz ayrışmalar dünyasında yaşıyoruz. Herkes birine diğeri olarak bakıyor. Öteki olmak, farklı renkleri taşımak iyidir. Bütün renkler değerlidir, festivaller de bunun ispatıdır. Kimseyi ötelemeden, ötekileştirmeden tiyatro aracılığıyla yaşamanın ispatı“ dedi. Oyunu yüzlerce defa oynadığını kaydeden Dikinciler, her defasında kendisine „Bugün başarabilecek miyim“ diye sorduğunu söyledi. Yetkin Dikinciler söyleşide, „Bu hayata yeniden başlamak gibi bir şey. Biz hayatta başımıza gelenleri de katarak oynadığımız sürece samimi oluyor. Benim en büyük zorluğum, ‘Bugün de hayatın içinde kalarak mı oynuyorum?. Hikaye olsun diye mi hikayeyi anlatıyorum. Hayata eşlik ediyor muyum? Her gün onunla boğuşuyorum.“ ifadelerine yer verdi.

“Çok korkutucu bir meslek”
Her oyunun birer yolculuk olduğunu belirten Yarar, eserlerin, çok kıymetli yazarlardan, seçerek aldıkları oyunlar oluduğunu vurguladı. Bülent Emin Yarar, „O yazarla tanışmak, yolculuğa çıkmak mükemmel bir şey. Yolculuk esnasında istenmedik şeyler, kazalar da olabiliyor. Çok korkutucu bir meslek. Zevk aldığınız, paylaştığınız sürece insana çok büyük mutluluk yaşatıyor“ dedi. Usta oyuncu rol seçmekten çok oyunu seçtiklerini, her karaktere inanmak gerektiğini söyledi.

Yetkin Dikinciler, tiyatroyla edebi metnin sahne metni olmaya başladığını, oynayıp tamamlandığında da seyircinin o karakterlerle özdeşleştiğini, oyundan çıktığında ise ‘iyi o değildim’ dediğini anımsattı. Yetkin Dikinciler, karakterlerle özleşmeye dair bir soruya Nazım Hikmet’i canlandırdığını belirterek „Seyircinin onun hakkını verdiğimi düşünmesi beni gururlandırıyor. Ama bir yandan da ordan hatırlanmak var. Hayatta bazı filmler var. Niye ordan hatırlanıyoruz diyoruz. ‘Babam ve Oğlum’da olduğu gibi. 20 yıl geçti, ama yine o film. Biz herşeyin potansiyeliyiz. Zeka geriliği oynamak için öyle biri olmak gerekmiyor. Bir katil olarak doğmuyoruz. Önemli birini oynayacaksak illa onu deneyimlemiz gerekmiyor. İçimizde var. Ölümü de hissedebiliriz. Hayatta herşeyin ihtimalinin olduğunu bilmek, oyunculuğun ana kaynağından biri“ dedi.
Bülent Emin Yarar ustalığın, yaşla, oynanan karakterle bir ilgisi olmadığını, 20 yaşlarında bu sıfatı taşıyacak çok insan olduğunu söyledi. Yetkin Dikinciler de „ustalaşan için ustalık diye bir mertebenin olmadığını bilmektir. Nasıl bilsin ki herşey, hayat devam ediyor“ sözlerine yer verdi.
İstanbul Büyük Şehir Tiyatrosu ve Devlet Tiyatroları’nın oyunlarla desteklediği 12. Frankfurt Türk Tiyatro Festivali dolu dolu programı ve oyunların kalitesi ile dikkat çekti. Festivale gösterilen ilgiden çok memnun kaldıklarını belirten Tiyatro Frankfurt yöneticileri, 13. festival için de kolları sıvadıklarını söylediler.