27. Türkiye Almanya Film Festivali’nde ödüller sahiplerini buldu. Uzun filmler dalındaki yarışmaya Almanya’dan katılan Sophie Linnenbaum’un The Ordinaries adlı filmi 27. Türkiye Almanya Film Festivali’nin en iyi uzun filmi seçildi.
Büyük Jüri Ödülü‘nü ise Türkiye’den yarışmaya katılan Ali Kemal Güven’in yönettiği Çilingir Sofrası adlı film aldı.
En İyi Kadın Oyuncu Ödülü Der verlorene Zug (Kaybolan Tren) filmindeki performansı için Hanna van Vliet’e, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü ise Karanlık Gece filmindeki üstün performansı için Berkay Ateş‘e verildi.
Seyirci Ödülü‘nü festivalin en çok seyirci toplayan Özcan Alper’in yönettiği Karanlık Gece filmi kazandı.
Öngören Ödülü’nü yönetmenliğini Adrian Oeser‘in yönettiği Der lange Weg der Sinti und Roma (Sinti Roma’nın Uzun Yolu) filmi aldı.
Kısa film yarışma dalındaki ödüllerin dağılımı şöyle:
En iyi kısa film
Alles auf Germania (Herşey Germania’ya)
Yönetmen: Behraz Raphael Ghobadloo, DE, 2022
İkinci en iyi kısa film
Triumph des Schauspielers (Oyuncunun Zaferi)
Yönetmen: Daniel Holzberg, DE, 2022
Üçüncü en iyi kısa film
Killing Bagheera
Yönetmen: Muschirf Shekh Zeyn, DE, 2022
27. Türkiye Almanya Film Festivali’ne seyirci büyük ilgi gösterdi. Türkiye ve Almanya’dan 60’ın üzerinde sanatçı ve sinema sektörü uzmanlarının ağırlandığı festivalde toplam 58 etkinliğe altı binden fazla seyirci ilgi gösterdi, filmler izledi, yoğun geçen söyleşilere katıldı. Pandemi yıllarında festivale gelemeyen seyircilerin bu yıl sinemayla tekrar buluştuğu gözlemlendi. Açılışta uluslararası yönetmenlerden Şerif Gören ve Michael Verhoeven’e festivalin onur ödülü verilmişti.
Uzun metraj film yarışması
Seçici Kurul üyeleri
Dominik Graf Jüri Başkanı, Yönetmen, Münih
Birce Akalay Oyuncu, Istanbul
Nathalie Arnegger Festival Yönetmeni, Biberach
Mehmet Binay Yönetmen, İzmir
Dr. Josef Nagel Sinema Yazarı, Mainz
En iyi film:
„The Ordinaries (Vasatlar)“
Yönetmen: Sophie Linnenbaum
Seçici Kurul gerekçeli kararı:
Ne büyük bir zevk, böylesine ciddi bir konuyu ele alan ne çılgın bir film! Eş senarist ve yönetmen Sophie Linnenbaum, oyuncular »dünyası« temelinde hiyerarşik bir bilim kurgu evreni, acımasız bir sınıflı toplum oluşturmuş. Zirvede, kendilerine bir »öykü« edinebilen ayrıcalıklı »başroller« var. Bir kademe altta, yükselme ya da düşme mücadelesi içindeki yan rollerle tanışıyoruz. Uçurumun dibindeyse »outtakes« olarak nitelenenler. Fikir üstüne fikir ortaya atılıyor. Ana karakter Paula (Fine Senden), son derece eğlendirici ve sakallı hizmetçi kadının (Henning Peker) eşliğinde, müzikal sahneler, uçuk montajlar ve habire yaşanan küçük yenilgilerle, bu acımasız distopyanın tuhaf mekanlarından ve sahne arkalarından geçerek, hayal ettiği başrol mertebesine ulaşmaya çalışıyor. Bir yandan da Almanya gerçeğinin sayfalarını ustalıkla çeviriyor. Üretiminin her aşamasında mizah ve yaratıcı bir hayal gücüne sahip olan bu film, seçici kurulun gözünde çığır açıcı bir eser.
En iyi film, Sophie Linnenbaum’un yönettiği „Vasatlar“.
Büyük Jüri Ödülü: Film:
Çilingir Sofrası
Yönetmen: Ali Kemal Güven
Seçici Kurul gerekçeli kararı:
Günümüzde Türk Sineması’na devlet kurumları üzerinden edilgen bir biçimde uygulanan sansür yaptırımlarına rağmen, bağımsız kalmaya devam ederek ve hiçbir kurum ya da kuruluşlardan destek almadan gösterdikleri cesur tavrı alkışladığımız bir film izledik. Türkiye’de hak ve özgürlükler meselesine toplumsal cinsiyet kavramı üzerinden bir hikâye ile yaklaşan ve senaryosundaki dramatik karakter gelişimi, samimi ama mesafeli reji dili, kuvvetli oyunculuk performansları ve küçücük bir mekan üzerinden çizdiği ülke portresi için Büyük Jüri Ödülü’nü bir ilk film olan Çilingir Sofrası’na veriyoruz.
Seçici Kurul kararı oy birliğiyle almıştır.
En İyi Kadın Oyuncu: Hanna van Vliet
Film: Der verlorene Zug (Kaybolan Tren)
Seçici Kurul gerekçeli kararı:
Oyuncu, Hollandalı genç yahudi Simone’ye, ifade gücü yüksek, inandırıcı bir çehre kazandırıyor. 1945 baharında, Bergen-Belsen toplama kampından yapılan bir tren yolculuğunun ardından, artık hiç kimsenin egemenliğinde olmayan nasyonal sosyalist topraklara Kızıl Ordu’nun girişinden sonra karşılaşıyoruz onunla. Siyasi konularda saf bir Alman kızına karşı içinde taşıdığı nefret ve küçümsemeyi ve bir Rus keskin nişancı kadına duyduğu kuşkuyu, zaman içinde, bir yandan ağır hasta kocası için endişelenirken, çevresini yeni bir gözle algılamaya dönüştürüyor. Simone kendi hayatına bakışını değiştiriyor, kadınlar arasında oluşan dostlukta insani ve şefkatli bir boyut keşfediyor. Hayatta kalma mücadelesinin zorlu koşullarına karşın, kendisini ve etrafındaki insanları önyargıları gözden geçirmeye teşvik etmeyi başarıyor. Böylece, farklı ve daha iyi bir dünya umudu doğuyor. Simone, değişmeye ve hayata duyulan inancın her zaman bir parça hakikat içerdiğini farkediyor.
En iyi kadın oyuncu ödülünü, Hollanda, Almanya, Lüksemburg ortak yapımı olan »Kaybolan Tren« filmindeki rolüyle Hanna van Vliet alıyor.
Seçici Kurul kararı oy birliğiyle almıştır.
En İyi Erkek Oyuncu: Berkay Ateş
Film: Karanlık Gece (Dunkle Nacht)
Seçici Kurul gerekçeli kararı:
Karanlık Gece’deki köyün insanları, simgesel olarak, zehirleyici erilliğin egemen olduğu ve kuralları dayattığı günümüz Türkiye’sinin toplumu olarak görülebilir. Buna karşın, bizim ödül verdiğimiz, kendi çıkarını gözetmeksizin iyi’nin mücadelesini veren ve dışlanan karakter, adaletin peşinde.
Eril bedeni bir aslanı andırıyor, ruhsal kırılganlığıysa, bunu tercih eden her insanda varolabilecek bir insaniyeti somutlaştırıyor.
Ödüllendirdiğimiz oyuncu, filmin bugünü anlatan zorlu sahnelerini ve kendisinin ve köyün geçmişine dönüşleri büyük bir başarıyla canlandırıyor.
Yüzünde, derin uçurumların, içe kapanıklığın ve kuşkunun yanında, anlama, sevme ve minnet duyma yeteneğinin de yansımalarını görüyoruz, örneğin ölüm döşeğindeki annesiyle ilişkisinde. Hiçbir abartıya yer vermeyen güçlü oyunculuğu, sahip olduğu son derece zengin ifade gücünü gösteriyor.
Berkay Ateş, abartısız ve duygudaşlığa açık oyunculuğuyla, toplumsal barış için nasıl bir mücadele verilmesi gerektiğini anlamamızı sağlıyor.
Seçici Kurul kararı oy birliğiyle almıştır.
Seyirci Ödülü:
Festival seyircilerinin oyları ile belirlenen Seyirci Ödülü açıklandı:
Karanlık Gece Yönetmen: Özcan Alper; 2022, TR
Öngören Ödülü
Seçici Kurul:
Michael Aue (Yönetmen)
Selim Çelebi (Genel Müdür)
Sinem Ilterli (InterForum Yönetim Kurulu)
Monika Ott (Sosyal Pedagog)
Jochen Schmoldt (Gazeteci)
Dr. Matthias Strobel (Eski Kültür Direktörü)
Ersin Uğurlu (InterForum Yönetim Kurulu)
27. Türkiye Almanya Film Festivali‘nin, Mahmut Tali Öngören adına verilen İnsan Hakları ve Demokrasi Ödülü’nün Almanya’dan festivale katılan
„Der lange Weg von Sinti und Roma“
(Sinti Roma’nın uzun yolu)
Yönetmen: Adrian Oeser, 2022, DE
adlı filme oy birliğiyle verilmiştir.
Seçici Kurul gerekçeli kararı:
Kimi filmler vardır ki, ele aldıkları mesele, daha baştan o konuda fikir sahibi olduğunuzu düşündürür size. Bir önyargıdır bu, çünkü bu belgesel film, jürinin – hiç de dünyadan bihaber olmayan – tüm üyelerini hayrete sürükledi ve derinden sarstı. İnsana »bu kadar da olmaz artık« dedirten, pek bilinmeyen ve tam bir skandal olan şeylerden bahsediliyor bu filmde. Mesela, Sinti ve Romanların 1980’lerin başlarına kadar Almanya Federal Cumhuriyeti’nde resmi olarak ayrımcı »asosyaller« statüsüne sahip olduklarını, hatta »suç işlemeye yatkın« olduklarının ima edildiğini öğreniyoruz. Hem de, yüzbinlercesinin toplama kamplarında öldürülmüş olmasına rağmen. Hiç kuşkusuz soykırımdı bu, ama hukuken inkar edildi ve bu yüzden Nazi döneminin baskı ve katliamlarından sağ kalanlar neredeyse hiç tazminat alamadılar. İşte bu olağanüstü film bunları ve başka birçok şeyi anlatıyor ve hiç bir zaman savcı rolüne soyunmayarak empati ve farkındalık oluşturuyor.
KISA FİLM YARIŞMASI
Seçici kurul:
Serhat Karaaslan Jüri Başkanı, Yönetmen, Paris
Taies Farzan Oyuncu, Berlin
Anke Petersen Yapımcı, Hamburg
Bütün ödül kararları oy birliğiyle alınmıştır.
En iyi kısa film: Alles auf Germania (Herşey Germania’ya)
Yönetmen: Behray Raphael Ghobadloo, DE, 2022
Seçici Kurul gerekçeli kararı:
Kısa film yarışması birincilik ödülü, Behraz Raphael Ghobadloo’nun „Herşey Germania’ya“ filminin
Senaryosundan ritmine, kamera kullanımından ışığa, görsel tasarımından temposuna kadar her şeyi mükemmel bu filmin. Seyirci, ana karakterle birlikte yabancı düşmanlığının hüküm sürdüğü bir Doğu Alman kasabasının atmosferini yaşıyor, inanılmaz iyi diyaloglar ve çeşitli film tarzlarının ögeleriyle oradan oraya savruluyor ve kahramanımız bir olumsuz kahramana dönüştüğünde bile ona duyduğu empatiyi koruyor. Irkçılığa ve önyargılara, fiziksel şiddet içermese de, oyunculuğun ve söylenen sözlerin gücü sayesinde tanık oluyoruz.
En iyi ikinci kısa film
Triumph des Schauspielers (Oyuncunun Zaferi)
Yönetmen: Daniel Holzberg, DE, 2022
Seçici Kurul gerekçeli kararı:
İkincilik ödülü Daniel Holzberg’in „Oyuncunun Zaferi“ filmine verildi.
Kalıcı bir etki bırakan bir kısa film izledik.
Senaryo inanılmaz bir zenginliğe sahip ve filmin süresinin kısa olmasına rağmen karakterlere büyük bir derinlik kazandırıyor. Aynı zamanda başrolü üstlenen ortak senarist Ercan Karaçaylı, bir film çekiminde yaşanan tüm küçük ayrıntıları, hiç abartıya kaçmadan, ustalıkla işlemiş. Ayrıntılar konusunda gösterilen bu titizlik, filme sahicilik kazandırıyor ve kendimizi filme kaptırmamızı sağlıyor.
Filmin ruhu ve mizahı olağanüstü. Komedi filmi çekmenin, hele Almanya’da çekmenin kolay olmadığı bilinen bir şey, ama bu film, alışılagelmiş tipleme kalıplarını ustaca kırmayı başarmış. Mizah hiç bir zorlamaya kaçmamış, tüm doğallığıyla filmin dokusuna yedirilmiş, bu yüzden biz de filmi izlerken kahkahalarla güldük. Daniel Holzberg, filmin ritmini ve temposunu başarıyla kotarmış. Diyaloglar ve karakter çizimleri de mükemmel. Bu da seyircinin perdede izlediği karakterlerle kurduğu bağı daha da pekiştiriyor.
Yeni filmerinizi bekliyoruz.
En iyi üçüncü kısa film:
Killing Bagheera
Yönetmen: Muschirf Shekh Zeyn, DE, 2022
Seçici Kurul gerekçeli kararı:
Kısa film yarışmasının üçüncülük ödülünü yönetmen Muschirf Shekh Zeyn’in „Killing Bagheera“ filmine veriyoruz.
Avrupa’nın sınırlarını aşmaya çalışan sığınmacılarla ilgili birçok film görmüş olmamıza rağmen, Alan ve Bekes’in öyküsü bizi derinden etkiledi. Dostluk ve sadakat ve bunların uğradığı değişimle ilgili bir öykü bu.
Değişen insan kişiliğinin özünü gerçekçi bir dille anlatan bir film izledik. Bu öykünün ana karakterinin, tünelde sürünerek ilerlerken nasıl büyüdüğüne tanıklık ediyoruz. Karanlığın yaratıcı ve deneysel kullanımı da gerilimi sürekli ayakta tutuyor ve güçlü bir etki yaratıyor.