Almanya Türk Toplumu (TGD) Eş Başkanı Atila Karabörklü, Türkiye merkezli siyasi partilerin yurt dışı teşkilatlarında göçmen sorunlarını bilen kadrolar oluşturulması gerektiğini söyledi. Karabörklü, “Partilerin Avrupa’da örgütlenmeleri, yan kuruluşlar oluşturmaları bence Avrupa’da yaşayan Türk toplumun yapısına büyük zarar vermektedir. Buradaki insanımızın partizan yapısını ortaya çıkarıyor. Buradaki hak arayışı, sorunların çözümü önünde büyük engel teşkil ediyor” dedi.
Atila Karabörklü’nün açıklaması şöyle:
“Türkiye merkezli partilerin Avrupa’da örgütlenmeleri, yan kuruluşlar oluşturmaları bence Avrupa’da yaşayan Türk toplumun yapısına büyük zarar vermektedir. Buradaki insanımızın partizan yapısını ortaya çıkarıyor. Buradaki hak arayışı, sorunların çözümü önünde büyük engel teşkil ediyor. İnsanların burada eğitim, işsizlik, dışlanma, ırkçılık, sosyal ve kültürel problemleri var. Türkiye merkezli parti çalışmaları Almanya’daki göçmenlerin buranın gündemindeki sorunlarından uzaklaşmasına yol açıyor. Bir yabancılaşma sürecine sokuluyor. Ne yazık ki her iki yerde de çözüm üretme noktasında yol alınamıyor. Elbette son yıllarda yurtdışındakilere seçim hakkı verilmesi büyük kazanımdır. Ancak Almanya sokaklarınına seçim faaliyetlerinin yansıması, seçim bölgesi gibi şehir mitinglerine sahne olması ortak yaşamı baltalayan bir noktaya dönüştü. Hollanda, Almanya, Belçika’da tepkiler ortaya çıktı. Türklerin yaşadığı bu ülkelerde kamu oyundaki algı Türklerin alehine gelişti. Türk toplumunu mağdur etti.
Çıkarlarının önüne kesti. Irkçı ve İslamofobik yapıları güçlendirdi. Bunun altında halkımız eziliyor. İnsanları buradaki hayatın merkezinden koparıyor. Ayrıca Avrupalı Türkler, buradaki partilerde angaje olabilecekken Türkiye partilerine de kaymaya yol açıyor. Reel sorunlara çözüm üretilemiyor. Buradaki siyasete sahip çıkmazsanız, buradaki muhafazakârlara meydanı kaptırırsınız. Bununla birlikte CHP vaatlerini yerine getirmiyor, buradaki insanın sorunlarına eğilmiyor. Türkiye merkezli çalışan örgütlerin doğasında oranın sorunları birinci planda oluyor. Ayrışmayı çoğaltıyor. Türk siyasi partilerinin Avrupa’da örgütlenmeleri ile hem Türk hem de Alman toplumunun huzurunun kaçtığını söyleyebiliriz.
Başta CHP olmak üzere diğer Türk siyasi paritlerinin Avrupa örgütlenmeleri madem buradalar o zaman Avrupa’daki Türklerin konularını ciddiye alarak, daha çağdaş, reel konulara duyarlı politikalar geliştirmeliler. Çözümü Avrupalı Türklerin bulunduğu bölgelerde üretmesine yönelik hedefler koymaları gerekiyor. CHP’nin buradaki sorunları bilen anlayan kadrolarla yoluna devam etmesini diliyorum.”