8.2 C
Almanya
Cuma, Nisan 26, 2024

Pazartesi Yazıları: Modern Çağın Köleleri… Kenan Çığır

"En az kölelik kadar vahşi bir terim peydahlanmıştı. "Ucuz iş gücü!"

Sivrisineğin serenat yapan sesiyle gecenin kör karanlığında uyanmıştı. Başına kadar çektiği yorgandan elini dışarı çıkartıp; ineğin, kıçına konan sinekleri kuyruğuyla kovaladığı gibi… boşlukta elini bir o yana, bir bu yana hızla sallıyordu.

Sivrisineğin gideceği yoktu, kalktı, ışığı açtı. Etrafına bakındı, bakındı, bakındı… göremedi. Ocak ayında… buz gibi bir havada sivrisinekle olan imtihanına okkalı bir küfür savurdu.

Naylon poşetteki tanesini bir liraya aldığı sarma cigaralardan birini yakıp, odanın bir köşesine gizlenmiş helaya girdi. Uzun uzun işedikten sonra gelip tekrar yatağın kenarına oturdu. Saat gecenin üçüydü…

Yaşı yetmişi geçse de… adına “lojman” denilen bu odaya ve köşesinde gizlenmiş helaya mecburen katlanacaktı. Aldığı emekli maaşı ne karısıyla kendisine yetiyordu, ne de doğuştan engelli çocuğunun ihtiyaçlarına… Zar zor bir tanıdık yardımıyla bulduğu bu işte; bahçıvanlık, kapıcılık, amelelik, ne istenirse yapıyordu… yapıyordu yapmasına da artık her sabah yataktan dinlenmiş olarak kalkamıyordu.

Günün herhangi saatinde ya da gecenin bir yarısında iş yaptırabilmek adına, lojmanda kalmak bir zorunluluktu. Çarşamba günleri hafta tatilini kullanıyordu. İşyerine altı kilometre mesafedeki köyüne, Salı akşamları bazen otostop yaparak bazen de yürüyerek varıyor… karısının, çocuğunun ihtiyaçlarını görüp, ertesi sabah kargalar bokunu yemeden yine aynı şekilde işinin başına dönüyordu.

İsterse dönmesin…

“İş aslanın ağzında!” masalı çoktan tarih olmuştu. İş, Afganlı’ın, Suriyeli’nin, Afrikalı’nın, köleliğe razı olup olmamasına bağlıydı ki her şeyini geride bırakıp, bilmediği bir ülkede yaşama savaşı veren insanoğlunun, gönülsüz de olsa rızasının alınması çok kolaydı. Mülteci cennetine dönen ülkede, sigortasız, vergisiz, ucuz iş gücünü sömüren işverenler, gün be gün artıyor, kölelik düzeni yeniden ve hızla yayılıyordu.

Öyle ya… boğaz tokluğuna çalışmak, kölelikten başka birşey miydi? Modern çağda köleliğin sadece adı kullanılmıyordu. En az kölelik kadar vahşi bir terim peydahlanmıştı: “Ucuz iş gücü!”

Cigarasını bitirip söndürdükten sonra tekrar yorganın altına girdi. Uykuya dalmak üzereydi ki… o lanet ses yine kulağının içinde vız vız ötüyordu. Bir iki defa daha elini yorganın içinden çıkartıp boşlukta salladı. Gitmiyordu lanet sivrisinek. “Tek göz odada nereye gitsin?” Diye düşünüp, acı acı gülümsedi. Kalktı tekrar ışığı yaktı. Bu kez tavanda onu görmüştü. Ayakkabısını büyük bir hırsla fırlattı.

Sivrisinek kabusu bitse de bir daha uyuyamamış, vücudunun yorgunluğuna uykusuzluğu katmıştı.

Yeni bir gün başlıyordu. Sivrisinekle mücadeleyi kazananın adı, Ahmet, Selim, Tayfun, Ayşe, Zeynep… ne olursa olsun…. Emekçiler için, boğaz tokluğuna çalışan modern çağın köleleri için, yeni bir gün başlıyordu.

Yaşlısıyla, genciyle ayakta kalmaya çalışan… boğaz tokluğuna da olsa bir iş bulduğuna sevinen, işini kaybetmemek adına her tür aşağılanmayı sineye çeken insanlar o kadar çoğalmıştı ki… anormal görülmesi gereken birçok şey düzenin tam da kendisi olarak normalleşmişti.

Günaydın… Yarınlara olan umudunuzun hiç eksilmemesi dileğiyle, iyi haftalar diliyorum.

Kenan Çığır
30.01.2023

Antalya

Foto: Pixabay / mostafa meraji

Son Haberler

İlgili Haberler