FRANKFURT
Usta oyuncu Menderes Samancılar, 22. Uluslararası Frankfurt Türk Film Festivali programı çerçevesinde Frankfurt Türk Halkevi’nde düzenlenen imza ve okuma akşamına katıldı. Şiirseverlere ‘Yanmış Ormanın Kokusu’ adlı kitabından Çukurova esintili şiirlerini sunan Samancılar, söyleşide Halkevi Başkanı Zeliha Dikmen’in sorularını cevapladı. İnsanların yaşamlarından damıttıklarını paylaştığını kaydeden Menderes Samancılar, “Önemli olan neyi paylaştığımız. Attığımız her adımda bu toplumun bir adım daha ileriye taşımalıyız. Hangi meslekten olursan ol, bu toplumun bir adım ileriye gitmesi için bir gayretin, amacın yoksa işinin bir anlamı yok demektir. İşimizi doğru yapmalı, doğru mesajlar vermeliyiz. İçinde olduğumuz toplumun çürümesine engel olmamız lazım. Bu toplum çürüsün diye uğraşan insanlar var. Biz de tam tersi, toplumu diri tutmak için elimizden geleni yapmak zorundayız ve sorumluyuz” diye konuştu.
“Kara günlere tahammülümüz yok”
Türkçe’de “Ak akçe kara gün içindir” ifadesinin gelecekteki kara günden bahsettiğine dikkat çeken Samancılar söyleşide “Oysa insan gelecek kaygısı duymamalıdır. Ama bizde o kaygı var. “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” denir ve yılanlar herkesi sokar. Bizim ne yılanlara, ne de kara günlere tahammülümüz var. Aydınlık bir yarının hayallerini kurmak zorundayız. Ben gelecekten hiçbir zaman umutsuz olmadım. İstediği kadar karanlık görünsün. Yeter ki insanın rüyası aydınlık olsun. O zaman güneş kaçınılmaz olur. Savaşlar var. İnsanın insanı yoketmek istediği günlerden geçiyoruz. Yıllar önce Almanya’ya gidenler için ağıtlar yakılırdı, destanlar yazılırdı. Hepimizin yakın akrabaları geldi. Önemli olan gelen gençlerin anne ve babalarının nasıl mücadele ettiklerini bilmesi. Geçmişini iyi bilenin geleceği aydınlık olur. Ben gençlerden hiçbir zaman umudunu kesmeyenlerdenim. Herkes birbirine yetecek, tamamlayacak. Birbirimizden öğreneceğiz. Önemli olan yüreğimizden çıkanlar. Kalpten kalbe kurulan köprü kadar başka güzel köprü yoktur” ifadelerine yer verdi.