GÜRSEL KÖKSAL
Almanya’nın beşinci büyük metropolü ve Türkiye kökenli göçmenlerin en yoğun olarak yaşadığı kentlerden Frankfurt’ta Pazar günü gerçekleştirilecek büyükşehir belediye başkanlığı seçimi öncesinde adayların kampanyaları yoğunlaştı. Seçime katılan 20 aday arasındaki Türkiye kökenli tek politikacı olan Yankı Pürsün, sosyal medyadaki kampanyasında Türkçe sloganlı afişlere de yer veriyor.
Hür Demokrat Parti’nin (FDP) adayı olarak seçime giren Pürsün’ün Türkçe sloganları şöyle:
“Aranızdaki adaya oy verin, sesiniz duyulsun!”
“Yankı Pürsün’e 5 Mart’ta Frankfurt Belediye Başkanı olarak oy verin!”
Almanya’nın beşinci büyük partisi FDP’nin saflarında yaklaşık 20 yıldır Frankfurt İl Genel Meclisi üyesi ve 2019 yılından bu yana da aynı zamanda Hessen Eyalet Milletvekili olarak siyaset yapan Pürsün, seçimde alacağı oyların Türkiye kökenli seçmenlerin yerel siyasete olan ilgisi ve siyasi tercihleri açısından önemli ipuçları vereceğini savunuyor. Aynı zamanda ekim ayında gerçekleştirilecek Eyalet Meclisi seçiminde de aday olan Pürsün, kendisine ve dolayısıyla partisine sandıktan çıkan oyların belirgin bir biçimde bundan önceki seçimlerdeki oy oranlarından fazla olması halinde, “daha önceki yerel seçimlere pek ilgi göstermeyen Türkiye kökenli seçmenlerin ilgisi ve katılımının arttığı” sonucunu çıkarabileceklerini belirtiyor. Bu durumun genel seçimlerdeki ağırlığı artık herkes tarafından kabul edilen Türkiye kökenli seçmenlerin yerel seçimlere de ilgili olduğu ve siyasete katılımlarıyla sonuçları etkileyebilecekleri anlamına geleceğine işaret eden Pürsün, “İnsanlarımız bu seçimlere katılan Türkiye kökenli tek aday olan bana vererek, aslında kendilerine oy vermiş olacaklar” diyor.
Frankfurt’ta Büyükşehir Belediye Başkanı Peter Feldmann’ın (SPD) halkoylamasıyla görevden alınması üzerine bir yıl önceye çekilen seçimler 5 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek. Seçimlere dördü kadın, altısı göçmen kökenli 20 aday katılıyor. Frankfurt, Almanya’nın göçmen nüfusunun, dolayısıyla göçmen kökenli seçmenlerin, ki bunlar arasında en büyük grubu Türkiye kökenliler oluşturuyor, en yoğun olduğu metropollerinden olduğu için, özellikle büyük partilerin adayları göçmenlerin kendi platformlarında da kendilerini ve programlarını tanıtmaya önem veriyorlar. Özellikle SPD, CDU, Yeşiller, FDP ve Sol Parti adayları, kampanya boyunca birçok kez Türkiye kökenli göçmenlerin düzenlediği tartışmalı toplantı davetlerini kabul ederek kendilerini ve programlarını tanıtmaya çalışıyorlar. Esas olarak CDU, Yeşiller ve SPD‘nin adayları arasında geçecek olan seçim yarışının birinci turunda adaylardan biri yüzde 50’nin üzerinde oy alamazsa, ki tüm tahminler bunun böyle olacağına işaret ediyor, sonuç en çok oy alan iki adayın katıldığı ikinci turda alınacak.
Almanya’da 1960’lı yıllardan bu yana gazetecilik yapan ve bu ülkedeki Türk gazetecilerin duayenleri arasında yer alan Doğan Pürsün’ün oğlu olan Yankı Pürsün, seçime katılan 20 aday arasındaki Frankfurt doğumlu (1972) az sayıdaki politikacılardan. Pürsün, FPD’nin Frankfurt İl Genel Meclisi’ndeki grup başkanlığını ve Hessen Eyalet Meclisi’nde partisinin göç, entegrasyon, aile, çocuk, gençlik, sağlık, engelliler konusunda sözcülüğünü yürütüyor.
Pürsün’ün FDP’nin geçmişte Frankfurt’ta aldığı oylar açısından hep diğer partilerin gerisinde olduğuna bakarak, kendi seçilme şansını nasıl gördüğüne, seçimdeki hedefine ilişkin soruyu yanıtlarken, Frankfurt’un geçmişte dört liberal belediye başkanı olduğunu hatırlatıyor ve şöyle devam ediyor:
“Tabii siyasi durumlar çok değişti. Ama yine de şansımı denemek istiyorum. Bir yandan seçim kampanyasında bizim fikirlerimizi, şahsi fikirlerimi herkesle tartışabiliyor, bir alternatif sunuyorum. Bir de şahıs olarak Frankfurt toplumuna örnek de olmak istiyorum. Hem burada yüzyıllardır yaşayan insanlara, hem de annesi-babası buraya sonradan gelmiş olanlara benim adaylığımın doğal olduğunu göstermek istiyorum. Benim açımdan eğitim çok önemli bir konu. Bu toplumda insanlar eğitim üzerinden ilerleyebiliyorlar. İlerleyebilmeleri için de toplumun doğal bir parçası olduklarını kabul ettirmek istiyorum. Bu açıdan ben ‘aday olursam seçilirim’ mantığıyla aday olmadım. Frankfurt’a bir hizmet verebilmek için aday oldum. Bu adaylığın bile bir hizmet olduğunu düşünüyorum.”
Programımın yarısı partinin, diğer yarısı da benim fikirlerinden oluştuğunu belirten Pürsün, “Ben 20 yıldır daha çok sosyal politikalara ağırlık veriyorum. O yüzden programımda da sosyal konular daha çok yer tutuyor. Frankfurt’ta şimdiye kadar uygulanan, dar gelirli ailelerin belediyenin hizmetlerinden daha kolay ve daha ucuz biçimde yararlanmasını sağlayan uygulamaları desteklediğini, bunların daha da yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Pürsün, sosyal politikaları ilişkin bakışını şöyle özetliyor:
“Almanya’da şöyle bir durum var: Eğitimdeki başarı anne babaya bağlı Almanya’da. Tabii bizim insanımızın çocuklarına yardım etme kabiliyeti daha düşük, bilgisi de daha az maalesef. Bir de Almanya’da insanların babaannesinden, büyükbabasından daha başarılı bir konuma gelebilmesi dört-beş nesil zaman alıyor. Diğer toplumlar çok daha başarılı. Bizim nereden geldiğimiz değil, nereye gitmek, nereye varmak istediğimiz önemli. Onun için anne-babanın yardım edemediği çocuklara devletin daha fazla sahip çıkması lazım. Bunun tabii anne-babalarla da görüşmek lazım. Varsa bu konularda fikri olan derneklerle de konuşmak lazım. Sosyal hizmetler için bu kadar para harcanıyor, ama neden daha fazla başarı elde edilemiyor. Bu konuda benim adaylığım tabii genç insanlar için örnek. Almanya’da zanaatkar ihtiyacı var. Ancak tüm insanlarımızın zanaatkar olması çözüm değil. Bizim insanlarımızın da işveren, akademisyen, bilim adamı olması lazım. Tabii siyasetçi de.. Her alanda kendisine layık bir yer bulabilmesi lazım. Tabii bunun için de örnekler lazım.”
Frankfurt’ta 200 binden fazla gönüllünün çeşitli alanlarda hizmet verdiğini belirten Pürsün, belediyenin yönetim olarak aldığı kararların uygulanması için bu insanlarla doğrudan ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini savunuyor. Bunun için de belediye yönetimini şeffaflaştıracak, bütün kararların herkesin anlayacağı şekilde yer alacak, tartışıldığı, görüşlerin, istekleri, eleştirilerin iletildiği ve de yetkililer tarafından yanıtlandığı aktif bir internet sitesini hedefliyor.
Kampanyasını kendisi için yapılmış bir “rap” şarkısıyla sürdüren Pürsün’ün Türkçe atılımının nasıl bir sonuç vereceğini bu pazar akşamı göreceğiz…