CHP Beylikdüzü ilçe örgütünün, ilkini 2016 yılında düzenlediği “CHP Beylikdüzü Vefa Ödülleri”nin 5’incisi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi. Kılıçdaroğlu, Samandağ’dan başlayıp, Mersin’e kadar geliştirecekleri ve 5 yıl içerisinde İstanbul’un nüfusunu 2,5 milyon kişi azaltacak projeyi Harbiye’de açıkladı. Kılıçdaroğlu, “İnşallah göreceksiniz, önümüzdeki 13. Cumhurbaşkanı aramızdan çıkacak” dedi.
CHP Beylikdüzü ilçe örgütünün, ilkini 2016 yılında düzenlediği “CHP Beylikdüzü Vefa Ödülleri”nin 5’incisi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.
Harbiye’deki İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe; CHP Genel Başkan Yardımcıları Ahmet Akın, Engin Erkoç, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ile CHP Beylikdüzü İlçe Başkanı Turan Taşkın Özer de katıldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinlikte, Samida Grubu sahne aldı. Müzik dinletisinin ardından konuşmalar gerçekleştirildi.
“CHP olarak; genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle güzel bir aileyiz” diyen Kılıçdaroğlu, “Ailemizin bir özelliği var. Ailemiz, çağdaş uygarlığı özlüyor. Ve bütün hedefi, çağdaş uygarlığı geliştirmek, yakalamak ve onu aşmak. Yine ailemizin bir özelliği var; kadın-erkek arasındaki eşitliği sağlamak. Ailemizin bir özelliği var; İstanbul Sözleşmesi’ni hayata geçirmek. Ailemizin bir özelliği var; üniversiteleri özgür kılmak. Buna benzer binlerce özelliğimiz var aslında. Ailemizin kurucusu var; Gazi Mustafa Kemal ve onun gösterdiği bir hedef var: Çağdaş uygarlık” dedi.
KILIÇDAROĞLU, İSTANBUL’UN NÜFUSUNU 2,5 MİLYON AZALTACAK PROJEYİ AÇIKLADI
Samandağ’dan başlayıp, Mersin’e kadar geliştirecekleri ve 5 yıl içerisinde İstanbul’un nüfusunu 2,5 milyon kişi azaltacak projeyi katılımcılara aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Burası, görkemli bir endüstri alanına dönüşecek. Doğu Akdeniz’in en güçlü merkezi olacak o bölge. Doğu Akdeniz’de çıkan petrol yatakları, Mersin üzerinden Avrupa’ya taşınacak. Orada maden rafinerisi kuracağız ve Samsun’dan Trabzon’a, İskenderun’a ve Mersin’e bağlayacağız. Demir yollarıyla bağlayacağız.
Buna benzer çok güzel çalışmalarımız var. Bu çalışmaları İstanbul Planlama Ajansı’na da gönderdik. Orada da yetkin bir ekip var. Bu ekip de incelesin. Onlar da inceleyecekler. Ayrıca bu projenin uluslararası finans kuruluşları tarafından uygulanabilirliği raporunu da alacağız.
Böylece bizim projemizin hayali bir proje olmadığını, gerçek bir proje olduğunu, sadece Türkiye değil, bütün dünyaya göstereceğiz. Ve eminim bu proje hayata geçtiği zaman Türkiye, Doğu Akdeniz’in en ciddi ve en güçlü ülkelerinden birisi olacaktır.
“100 YILDIR ACI BEDELLER ÖDEDİK”
En büyük proje ve hayallerinin, ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Yüz yıldır uğraşıyoruz. Yüz yıldır acı bedeller ödedik. Yüz yıldır, bu ülkede başbakanlar asıldı. Yüz yıldır, fidan gibi gençlerimiz, ‘Bağımsız Türkiye’ dedikleri için asıldı. Ama biz şimdi, geçen yüzyılın dersini çıkarıp, gelecek yüzyılı hazırlamak zorundayız. Artık bir yüz yılın planını, bir yüzyılın hedefini belirliyoruz. O yüz yılda da Türkiye’nin kendi bölgesinde, dünyada gerçekten de güçlü bir ülke olmasını diliyoruz. Ve bunu da mutlaka yapacağız. Hedefimiz; güzel Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak ve bunu yapacağız” ifadelerini kullandı.
“13. CUMHURBAŞKANI, MİLLET İTTİFAKI’NDAN ÇIKACAK”
Ülkenin gerçek anlamda demokrasiye kavuşması için farklı toplum kesimleriyle el birliği yapmak zorunda olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
Ve çocuklarımıza, çok güzel bir Türkiye bırakmak zorundayız. Bu mirası bıraktığımız zaman aslında biz görevimizi yapmış olacağız. Ve bu mirasın peşinde, -sadece ben değil- biz sizlerden feyz alıyoruz Sayın Genel Başkanım. Sizler, bizim öncümüz oldunuz. Bize yol gösterdiğiniz. En küçüğünden başlayarak, en büyüğüne kadar bütün partililer bize yol gösterdiler. Bize ufuk açtılar. Biz, bize açılan ufku biraz daha büyütmeye çalışıyoruz.İnşallah göreceksiniz, önümüzdeki 13. Cumhurbaşkanı aramızdan çıkacak. Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı olacak. Ve Millet İttifakı’yla beraber, hep birlikte, Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız. Bu bizim temel hedefimizdir. Bu hedefi gerçekleştirdiğimizde, Mustafa Kemal’e ve arkadaşlarına verdiğimiz sözü yerine getirmiş olacağız bir nebze. Ve böylece çağdaş uygarlık bağlamında önemli bir adımı da atmış olacağız. Az kaldı. Geliyor, gelmekte olan.
İMAMOĞLU: VEFA, HAKLININ HAKKINI TESLİM ETMEKTİR
Törene, eşi Dilek Kaya İmamoğlu ile birlikte katılan İmamoğlu, vefa ödüllerinin kendi ilçe belediye başkanlığı döneminde başlatıldığını hatırlatarak, “Vefa Ödülleri’ni başlatırken, vefa kavramının en çok Cumhuriyet Halk Partisi’ne yakıştığı gerçeğinden yola çıkmıştık. Çünkü çok iyi biliyoruz ki; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve onun büyük eserine vefa duygusu hissetmeden CHP’li olunamaz. Çünkü çok iyi biliyoruz ki; Kurtuluş ve kuruluş mücadelesinin önderlerine, isimsiz kahramanlarına vefa hissetmeden CHP’li olunamaz” dedi.
CHP’nin, iktidarda olduğu sürece ayakta kalan, muhalefete düşer düşmez yok olan partilere benzemediğine vurgu yapan İmamoğlu, şunları söyledi:
Bizim partimiz; kişilerin değil, Cumhuriyetin ve halkın partisidir. Bizim partimiz; ilke ve değerlerin partisidir. Vefa, bu değerlerden biridir. Vefa duygusunu yitirirsek, özümüzden uzaklaşır, geçmişimizle bağımızı kaybederiz. Elbette, vefa sadece geçmişe dönük hissedilecek bir duygu değildir.
Bugün aynı yolda yürüyen, aynı mücadele içinde ter döken, risk üstlenen, yara alan herkes, yol arkadaşlarının vefa duygusunu en güçlü biçimde hissedebilmelidir.
Çünkü vefa, kıymet bilmektir. Vefa, haklının hakkını teslim etmektir. Vefa, iyi günde de, zor günde de yol arkadaşlarımızla dostluğu ve dayanışmayı esirgememektir.
“BUGÜN İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ KOŞULLAR BU AZİZ MİLLETE YAKIŞMIYOR”
Ülkenin içinde bulunduğu koşulların Cumhuriyet’e yakışmadığının altını çizen İmamoğlu, şöyle konuştu:
Devlet kurumlarının hâli, devlet – yurttaş ilişkileri, demokrasinin ve hukukun içine düşürüldüğü şartlar, Cumhuriyetimize yakışmıyor. Ama daha önemlisi bugün içinde bulunduğumuz koşullar bu aziz millete yakışmıyor.
Örneğin; iş bulamayan, işinden kazandığıyla geçinemeyen milyonlarca yurttaşımızın yaşama koşulları Cumhuriyetimize yakışmıyor. Örneğin; kadınların maruz kaldığı, maruz bırakıldığı koşullar Cumhuriyetimize yakışmıyor.
Örneğin; gençlere ve çocuklara sunulan imkanların azlığı, yetersizliği ve adaletsizliği Cumhuriyetimize yakışmıyor.
Bu anlamda CHP ailesine büyük görevler düştüğüne dikkat çeken İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
Hep birlikte ikinci yüzyıla, Cumhuriyetimizin değerlerine yürekten sahip çıkan, Cumhuriyeti demokrasiyle güçlendirecek, hukuk devleti ve sosyal adalet ilkeleriyle zenginleştirecek bir yeni yönetimle sürece girmek zorundayız.
Ülkemizi, içine düşürüldüğü bu zorlu durumdan çıkarıp, herkesin mutlu olacağı ve umutla bağlanacağı bir ülkeye çevirmek mecburiyetindeyiz. Her birimiz, bu sorumluluk ve bu ciddiyetle hareket etmek mecburiyetindeyiz.
“GENEL BAŞKANIMIZ İLE BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ”
“İnancımız, enerjimiz ve potansiyelimizi en üst seviyede yaşatmak zorundayız” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:
Kimsenin kuşkusu olmasın, biz geçmişte olduğu gibi yarın da birlikte başaracağız. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte başaracağız. Başarmak için sadece iki şeye ihtiyacımız var. Birincisi; hepimiz, küçük büyük demeden, üstümüze aldığımız görevi en iyi şekilde yerine getirmeliyiz.
İkincisi; yine hepimiz yol arkadaşlığının önemini ve yol arkadaşlarımızın değerini bilerek mücadele etmeliyiz. Ellerin attığı taşın değil, dostun attığı gülün inciteceğini bilerek, titiz bir şekilde hareket etmeliyiz. CHP, bu ülkenin kurtuluş ve kuruluş mücadelesine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e vefa borcu olduğunu yürekten hisseden insanların partisidir.
Cumhuriyete, demokrasiye, laikliğe, adalete ve eşitliğe bir ömür adayan insanların partisidir. CHP, bu ülke tarihinin en köklü ve en inançlı davasının partisidir. O dava, muasır medeniyetler seviyesine erişmiş, özgür, eşit ve mutlu insanların yaşadığı, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti davasıdır.
‘ONUR ÖDÜLÜ’ MERHUM ÖZPOLAT’A
Konuşmaların ardından, jüri üyeliğini Süleyman Çelebi, Seyfi Oktay, Ercan Karakaş, Önay Alpago, Yüksel Çengel ve Bihlun Tamaylıgil’in yaptığı ödül törenine geçildi. “Onur ödülü”, CHP’de 22. ve 23. dönem milletvekilliği yapan, Temmuz 2021’de yaşamını yitiren merhum Mehmet Ali Özpolat’a adandı. Merhum Özpolat’ın ödülünü, eşi Nejla Özpolat, Kaftancıoğlu’ndan aldı.
5. Vefa Ödülleri’nin sahipleri ise bu yıl Beylikdüzü ilçe bazında BEYAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Seza Çağdaş; İstanbul bazında eski İBB Başkanlarından Nurettin Sözen; Türkiye çapında ise, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığından Başbakan Yardımcılığına kadar birçok görevde bulunan duayen siyasetçi Murat Karayalçın oldu. Çağdaş, ödülünü Çalık ve Özer’den; Sözen, İmamoğlu’ndan; Karayalçın da Kılıçdaroğlu’ndan aldı.
Odatv.com