Almanya’da aşırı sağa karşı aktif mücadele eden avukat, siyasetçi ve gazetecilere ölüm tehditleri yağmaya devam ediyor. Hessen eyaletinde kamuya kapalı özel bilgileri polis bilgisayardan indirilen ve ardından NSU 2.0 adıyla ölüm tehditleri alan NSU kurbanlarının avukatı Seda Başay Yıldız, Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Janine Wissler, Sol Parti Milletvekili Martina Renner ile komedyen ‘Jilet Ayşe’ lakaplı İdil Baydar’ın yanısıra gazeteci Deniz Yücel’in de hedef olarak seçildiği açıklandı. Polisin konuyla ilgili kendine bilgi vermediğini açıklayan Deniz Yücel, tehdit mektuplarından ancak meslektaşlarının araştırmaları sonunda haberdar olduğunu ifade ettiği öğrenildi.
Deutsche Welle Türkçe’de yer alan habere göre ise tehdit mektupları, Hessen Eyalet İçişleri Bakanı Peter Beuth’un da aralarında olduğu 15 isme daha gönderildi.
Neonazilerin ölümle tehdit ettiği Sol Partili milletvekili Martina Renner Federal Başsavcılığı göreve çağırdı. Frankfurter Rundschau gazetesine açıklamada bulunan Renner ‘Devlet içinden devlete saldırıldığını’ belirterek “Ulusal çapta bir soruşturma yapılmasından kaçınmak mümkün değil. Bunu ancak Federal Başsavcılık üstlenebilir” dedi.
DJV: KONU CİDDİYE ALINMALI
Alman Gazeteciler Sendikası (DJV) ise soruşturmayı yürüten yetkililere çağrıda bulunarak, gazetecilere, sanatçılara ve siyasilere yönelik tehditlerin ciddiye alınmasını ve konunun gerekli çaba gösterilerek açığa çıkarılmasını talep etti.
DJV Başkanı Frank Überall, Deniz Yücel gibi ölüm tehdidi alan kişilerin bu durumdan haberdar edilmediği bir ortamda, “Soruşturmanın gerekli özenle yürütüldüğünden” söz edilemeyeceğini dile getirdi. Überall, aşırı sağ içerikli tehdit mesajlarını da, Alman demokrasisini hedef alan, “insanları sindirmeye yönelik iğrenç çabalar” olarak nitelendirdi. Überall ayrıca, mağdurları korumanın ve ciddiyetle suçluların ortaya çıkarılmasının polisin asli görevi olduğunu vurguladı.
SPD: BAKAN BEUTH SORUMLULUK ÜSTLENMELİ
Tehdit mektuplarına yönelik soruşturmaların sonuç vermemesi üzerine artan kamuoyu baskısı sonucu, Hessen Emniyet Müdürü Udo Münch görevden ayrılmış ve yerine Roland Ullman atanmıştı. Emniyet Müdürü Münch’ün görevden ayrılmasını yeterli bulmayan SPD Frankfurt Başkanı Mike Josef ile Hessen Eyalet Milletvekili Turgut Yüksel, siyasi sorumluluğu olduğu gerekçesiyle Peter Beuth’un da istifasını talep ettiler. Sosyal demokrat politikacılar ortak basın açıklamasında „Hessen İçişleri Bakanı Beuth, sandalyesine yapışıp kalmayıp istifa ettiği takdirde polisin omuzlarından büyük bir yük kalkacaktır” dediler
Eyalet Emniyet Müdürü Münch’ün istifasının yeterli olmadığını kaydeden Milletvekili Yüksel, İçişleri Bakanının sorumluluktan kaçamayacağını, Yeşiller – CDU’dan oluşan eyalet hükümetinin de aşırı sağcı yapıyı ortaya çıkarması ve bertaraf etmesi gerektiğini vurguladı. Milletvekili Yüksel, “NSU olayından beri polise büyük bir güven kaybı yaşandı. Yeni güven ortamı yaratmak için, aktüel olaylar siyasi durumdan bağımsız olarak açıklığa kavuşturulmalıdır” açıklamasını yaptı.
YEŞİLLER’E ÇOK SERT ELEŞTİRİ
Mike Josef ve Turgut Yüksel, Hessen Başbakanı Volker Bouffier (CDU) ile özellikle Başbakan Yardımcısı Tarek Al Wazir’e (Yeşiller) de sert eleştiri yönelttiler.
Yeşiller partisinin, NSU terör örgütünü araştırma komisyonunu kurma kararına destek vermeyi reddettiğini kaydeden SPD’li Josef ile Yüksel, “Yeşiller şimdi de İçişleri Bakanı‘nın sorumsuzluğunun ve yönetim başarısızlığının üstünü kapatmak istiyorlar. Yeşiller‘in sessizliği, geçmişteki Hessen Meclisi NSU Araştırma Komisyonu‘nda incelemeler yaptırılmaması ve Anayasayı Koruma Örgütü‘nün belgelerine engel koyulması, bugün aşırı sağ ölüm tehditleri açısından da utanç vericidir. Ölümle tehdit edilen kadınlarla dayanışma içindeyiz. Aşırı sağa karşı mücadele, çağrılar ve dudaktan dökülen ifadelerden ibaret olmamalıdır. Ölümle tehdit edilen insanlar CDU ve Yeşiller‘in kaçmasını haketmiyor. Haklı olarak demokratik devletin kendilerini korumasını ve olayları aydınlığa kavuşturmasını bekliyorlar“ dediler
NSU NEDİR?
Almanya’da NSU (Nasyonal Sosyalist Yeraltı) adlı neonazi terör örgütü, 2000 – 2007 yılları arasında 8’i Türk, 1 Yunan esnaf, bir polis memuru olmak üzere toplam 10 kişiyi öldürmüş, iki bombalı saldırı düzenlemiş ve 15 banka soygunu gerçekleştirmişti. Alman medyasında uzun süre ‘Döner cinayetleri” olarak nitlendirilen cinayetlerden aileler ve mafyanın sorumlu olduğu ileri sürülmüştü. Alman güvenlik ve istihbarat birimlerinin neonaziler yönünde araştırma yapmaması da ülkede tartışmalara sebep olmuştu. NSU’nun varlığı, Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos adlı kişilerin, 4 Kasım 2011’de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmasıyla ortaya çıkmıştı. NSU davası sanığı Beate Zschaepe, cinayet çetesinin son kullandıkları hücre evini ateşe verdikten sonra polise teslim olmuştu. birgun.net