4.3 C
Almanya
Cumartesi, Nisan 20, 2024

HDP’ye yönelik saldırılara uluslararası tepkiler: “Diktatörlüğe giden son adım…”

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi ve devamında Yargıtay Başsavcılığı’nca HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açılmasına dünyadan tepkiler gelmeye devam ediyor

HDP’yi kapatma girişimi ile HDP Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesine dünyanın dört bir tarafından tepkiler artarak gelmeye devam ediyor. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türkiye Eş-Raportörleri, Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü, Avrupa’daki çeşitli kurumlar, AB üyesi ülkelerden çevreler ile Kıbrıs, Belçika, Malezya, İspanya gibi ülkelerden yapılan açıklamalarda, söz konusu girişimler “demokrasiye darbe” olarak nitelendirildi.

İlgili açıklamalar şöyle:

Sürekli tekrarlanan darbe

AKPM Türkiye Eş-Raportörleri Thomas Hammarberg (İsveç) ve John Howell’ın (Birleşik Krallık) açıklaması: HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi Türkiye’de parlamenter haklarını ve dokunulmazlığını baltalayan bir başka darbedir ve esasen sürekli tekrarlanan bir darbedir.

Bir insan hakları aktivisti ve sonrasında da milletvekili olarak Sayın Gergerlioğlu, Türkiye’de temel özgürlüklerin korunması için sürekli olarak mücadele etmiş ve parlamento da dahil olmak üzere her yerde insan hakları meselelerini gündeme getirmiştir. Parlamenter dokunulmazlığın kaldırılması, muhalefet milletvekillerinin eleştirel görüşlerini ifade etme ve gözetim işlevlerini yerine getirme haklarını daha da kısıtlıyor. Bu da parlamentonun işleyişini daha da zayıflatmaktadır.

Yargıtay’ın MHP’nin girişimiyle Anayasa Mahkemesi’nden HDP’yi tamamen kapatmasını talep ederek attığı son adım da geçen Ekim ayında AKPM tarafından kınanmış olan siyasi muhalefet ve sivil muhalefet üzerindeki baskıları artıran bir başka endişe verici gelişmedir.

“Temel haklar sözlerle değil, eylemlerle korunmalıdır”

Düzinelerce milletvekilinin ve diğer birçok vatandaşın, çok geniş kapsamlı olarak yorumlanan ve sürekli uygulanan bir terörle mücadele bahanesine dayanarak düşünceleri nedeniyle yargılanmaya devam etmesinden son derece endişeliyiz. Geçen hafta Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin de belirttiği gibi “bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda yaygın sorunlar yaşayan” Türk yargı sistemi, AYM ve AİHM içtihatlarına uygun olmayan cezalar vermeye devam etmektedir. Bu, parlamenter demokrasiyi yavaş ama istikrarlı bir şekilde aşındırmaktadır.

Bir demokrasinin olmazsa olmazı olan ifade özgürlüğü ile ilgili Türkiye’deki bu sorunlara ilişkin Venedik Komisyonu 858/2016 Sayılı Görüşünde, Türk makamlarını milletvekili dokunulmazlığını zayıflatmaya değil güçlendirmeye çağırmıştı. Biz de AKPM olarak bu çağrıyı yineliyor ve Türk makamlarını daha fazla gecikmeden parlamentonun işleyişini korumak üzere anlamlı ve somut adımlar atmaya çağırıyoruz. Türkiye’nin işleyen bir muhalefete ihtiyacı var ve yetkililer kendileri için can sıkıcı olsa bile eleştirel sesleri susturmayı bırakmalı.

Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin Sayın Gergerlioğlu tarafından yapılan bireysel başvuruyu hızla incelemesini umuyoruz. Temel haklar sözlerle değil, eylemlerle korunmalıdır. Türk makamlarından demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü zayıflatan politika ve eylemleri durdurmalarını, Strazburg Mahkemesi kararlarına uymalarını, eski HDP lideri Demirtaş ve hayırsever Kavala’yı serbest bırakmalarını ve siyasi çoğulculuğun ve temel haklara saygının koşullarını sağlamalarını bir kez daha istiyoruz.

“Sonuçlanırsa Türkiye’yi AB’den uzaklaştıracak”

Daha önce Gergerlioğlu için açıklama yapan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, kapatma davasına ilişkin Avrupa Parlamentosundaki Sosyalist ve Demokratlar Grubu (S&D) adına bir açıklama daha yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının HDP’nin kapatılması talebi, Türk makamlarının insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanındaki reformlarda ilerleme konusundaki iradelerinin eksikliğine dair açık bir mesajdır. Bu dava, demokrasinin temel ilkelerine yönelik bir darbedir. Eğer sonuçlandırılırsa, Türkiye’yi AB’den uzaklaştıracak ve mevcut otoriter eğilimini daha da ileri götürecek üzücü bir adım olacaktır.

Daha dün HDP milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu, bir sosyal medya paylaşımı nedeniyle milletvekilliğinden ve dokunulmazlığından oldu. Artık her an hapsedilmesi bekleniyor. Bu olayla aynı gün Türk makamları, iktidar partilerinden siyasetçilerinden gelen çağrıların ardından HDP’yi yasaklamak için siyasi amaçlı bir yargı sürecini başlattı.

“Partiye yönelik devam eden baskılar derhal sona ermelidir”

Türkiye hükümetine, Türkiye’nin anayasasında yer alan ilkeler ve Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleri doğrultusunda çoğulculuğa ve milletvekillerinin ifade özgürlüğüne saygı duyması için çağrıda bulunuyoruz. Demokratik olarak seçilmiş muhalefet partileri özgürce faaliyet gösterebilmelidir. Türk yetkililer HDP’ye yönelik tehditlerini uygularsa, bunun Türkiye ile AB arasında zaten gergin olan ilişkilerde ciddi sonuçları olacaktır.

HDP, S&D Grubu’nun iki kardeş partisinden biridir ve Türkiye’de 6 milyon seçmeni temsil eden demokratik ve barış yanlısı bir partidir. Partiye yönelik devam eden baskılar derhal sona ermelidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına rağmen 4 yıldan fazladır cezaevinde olan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması talebimizi de yineliyoruz.

“Türkiye’de muhalefete, sivil topluma karşı baskılardan kaygı duymaktayız”

Almanya Federal Meclisi Alman-Türk Parlamentolararası Dostluk Grubu’nun açıklaması: Almanya Federal Meclisi Alman-Türk Parlamentolararası Dostluk Grubu’nun Yönetim Kurulu olarak, en son muhalefet partisi HDP’li siyasetçilere ve insan hakları savunucularına karşı uygulanan baskı örneğinde olduğu gibi, Türkiye’de muhalefete ve sivil topluma karşı uygulanan ve giderek güçlenen baskı ve kovuşturmalardan kaygı duymaktayız.

Muhalif siyasetçilere karşı uygulanan bu güncel baskılar; düşünce, toplantı ve örgütlenme özgürlüğü gibi demokratik temel haklara yönelik kısıtlamaları daha da derinleştirmektedir. Bugün tekrar hedef tahtasına yerleştirilmiş olan muhalefet partisi HDP, yıllardır devam eden siyasi baskılarla karşı karşıyadır. Mayıs 2016’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarlı talepleri doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi birçok HDP’li milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması kapsamında, dönemin HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ ve yanı sıra en az 13 HDP milletvekili gözaltına alınmıştır. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) kurucularından olan ve bugün eş başkanlığı görevini sürdüren Eren Keskin’e karşı verilen mahkeme kararında görüldüğü üzere, siyasi saiklerle açılan davaları ve HDP’li milletvekili ve insan hakları savunucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu örneğinde uygulandığı üzere, Büyük Millet Meclisi üyesi milletvekillerinin parlamenter dokunulmazlıklarının kaldırılması doğrultusunda meclis gündemine getirilen fezlekeleri, muhalefeti susturma ve sivil toplumun hareket alanını daraltma çabalarının ifadesi olarak değerlendirmek mümkündür.

Almanya Federal Meclisi Alman-Türk Parlamentolararası Dostluk Grubu’nun Yönetim Kurulu olarak Federal Hükümet’e sesleniyoruz ve kendisinden, muhalefete ve sivil topluma karşı uygulanan siyasi takibata son vermesi için Türk Hükümeti nezdinde girişimlerde bulunmasını ve demokrasinin ve hukuk devletinin üstünlüğü ilkesinin temel değerlerine bağlı kalınmasını sağlamak üzere etkide bulunmasını talep ediyoruz.

“HDP’nin yanında kararlı bir şekilde olduğumuzu belirtiyoruz”

Avrupa Hür İttifakı’nın (EFA) açıklaması: Erdoğan yönetimindeki Türk hükümeti HDP’yi yasaklamak için harekete geçti. EFA olarak HDP’ye tam desteğimizi sunarak, HDP’nin yanında kararlı bir şekilde olduğumuzu belirtiyoruz.

Erdoğan’ın Türkiye’deki muhalefete yönelik yıllarca süren baskıları ve bastırma girişimlerinin ardından şimdi de savcılık, HDP’yi tamamen yasaklamaya çalışıyor. Savcı, HDP’yi yasa dışı PKK’nin siyasi cephesi olmakla suçlasa da HDP militanlarla resmi bağlarını kesin bir şekilde reddediyor ve partilerine yapılan zulmün tek sebebinin Erdoğan hükümetine karşı duruyor olmalarının olduğunu söylüyor.

HDP, Türkiye parlamentosunun üçüncü büyük partisi olarak Türkiye’deki siyasi seslerin önemli bir bölümünü temsil ediyor. EFA, Türkiye’deki demokratik seslerin baskı altına alınmasına karşı duruyor.

“Kürt halkının hakları ihlal ediliyor”

İspanya Bask ülkesi ve Navarre siyasi koalisyonu EH Bildu’nun açıklaması: EH Bildu olarak, Türkiye’nin HDP’yi yasa dışı ilan etme girişimini ve Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekili statüsünden çıkarılmasını kınıyoruz.

Türkiye, Kürt halkının haklarını ihlal etmeye devam ediyor. Bu kez Türkiye’nin ana Kürt partisi HDP’yi yasa dışı ilan etmek istiyor. Bu anlamda uluslararası toplumu bu keyfiliği reddettiğini ifade etmeye ve Türkiye’de var olan cezasızlık karşısında Kürt halkının haklarını savunmaya çağırıyoruz.

EH Bildu, HDP’nin siyasi faaliyetini ve genel olarak Kürt halkının haklarını savunmaya ve Türkiye’nin işlediği sistematik insan hakları ihlalini kınamaya devam edecek.

“HDP’nin kapatılması girişimi muhalefete yönelik topyekun bir saldırıdır”

Kıbrıs’tan AKEL’in açıklaması: AKP hükümetine yönelik muhalif sesleri susturma uygulamasına devam eden Türk yetkililer, dün HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi için harekete geçti. Gergerlioğlu beş yıl önce bir sosyal medya mecrasında yaptığı paylaşımdan hapis cezasına çarptırıldı. Aynı zamanda dün bir yüksek mahkemesi savcısı da HDP’nin kapatılması için dava açtı. Bu, HDP’ye ve herhangi bir muhalif siyasi veya örgütlü grubun demokratik ve siyasi haklarına yönelik topyekun bir saldırıdır.

AKEL, HDP’ye yönelik bu yeni saldırıyı kınayarak, HDP’nin tutuklu üyeleri ve seçilmişleriyle ve Erdoğan rejimine karşı mücadele eden Türkiye’deki tüm güçlerle dayanışmasını ifade ediyor. AKEL’in Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) ve Avrupa Parlamentosu’ndaki temsilcileri bu yeni saldırıyı kınayacaktır.

“HDP’ye yönelik saldırılar siyasi hakların ihlalidir”

Malezya Sosyalist Partisinin açıklaması: Malezya Sosyalist Partisi olarak HDP’ye karşı yürütülen kapatma davasını şiddetle kınıyoruz. HDP’nin yasaklanma girişimi, Türkiye’deki demokratik muhalefet güçlerine yıllarca uygulanan baskının ardından geldi.

HDP’yi kapatma davası, hükümetin HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekili statüsünü kaldırmasıyla aynı gün geldi. 2019’dan bu yana pek çok Kürt belediye başkanının acımasızca görevden alınması ve bir dizi HDP’li milletvekilinin görevlerinden alınmasının ardından, Türk yetkililer şimdi milyonlarca insanın oy verdiği demokratik bir partiyi yasaklamak için harekete geçiyor. Bu yasa dışıdır, demokratik değildir; medeni ve siyasi hakların ihlalidir. Erdoğan’ın otoriter rejiminin önündeki esas muhalefeti temizlemek istediğini göstermektedir.

Türk yetkilileri, kapatma davasını ve HDP’ye yönelik baskıyı durdurmaya ve seçilmiş tüm HDP temsilcilerini serbest bırakmaya çağırıyoruz. Baskılara karşı mücadelesinde HDP ile dayanışma içindeyiz.

“İkinci büyük muhalefet partisinin siyasi hayata katılabilmesi engellenmemeli”

Belçika Ecolo Partisinden milletvekili Samuel Cogoloti’nin açıklaması: Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olan HDP’nin yasaklama ve milletvekillerinin vekilliğini düşürme çabaları, ülkedeki demokrasiyi ciddi şekilde baltalıyor. Demokratlar olarak sessiz kalamayız ve Türkiye’de özgür, barışçıl, demokratik ve çoğulcu bir toplumu her zaman destekleyeceğiz. Milyonlarca vatandaşın oyuna saygı gereği, ikinci büyük muhalefet partisinin Türkiye’nin siyasi hayatına katılabilmesi engellenmemelidir.

“Türkiye demokrasisi adım adım ölüyor, AB harekete geçmeli”

Avrupa Parlamentosu’ndaki İlerici Sosyal Demokratlar İttifakı Grubu SPD’den Dietmar Köster’in açıklaması: Kürt belediye başkanlarının skandal bir biçimde görevden alınmalarının ardından Erdoğan şimdi de milyonlarca kişinin oy verdiği demokratik bir parti olan HDP’yi yasaklamak istiyor. Bu sadece yasa dışı ve antidemokratik değil, aynı zamanda medeni ve siyasi hakların da ihlalidir. Ve bu diktatörlüğe giden son adım olacaktır. HDP Milletvekili Faruk Gergerlioğlu en son olarak milletvekilliği statüsünden düşürüldü ve her an tutuklanma riski altında. Türkiye demokrasisi böyle adım adım ölmektedir. Meslektaşlarım ve ben Türkiye’deki siyasi zulüm gören ve ilerici güçlerin yanındayız. AB artık harekete geçmelidir!

Sendika.Org

Son Haberler

İlgili Haberler