DIW Berlin’in son araştırmasına göre, göçmenlerin gelmediği taktirde Almanya ekonomisinin küçüleceğini ortaya koydu.
Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü (DIW Berlin), Almanya’da giderek artan iş gücü ve kalifiye eleman probleminin giderek büyüyeceğini ve göçlerin çözüm noktasında önemli bir kilit rol oynayacağına dikkat çekti.
Almanya’da genel seçim öncesi AfD gibi ırkçı partiler göçmen düşmanlığı propagandasını sürdürüyor. Muhafazakar CDU / CSU ile Die Linke’den ayrılan BSW de göçmen karşıtı bir seçim propandasıyla öne çıkıyor. Ancak yapılan araştırmalar göçmenlerin Almanya ekonomisi için öneminin altını çiziyor.
1925 yılında Berlin merkezli kurulan ve Almanya’nın önle gelen ekonomik araştırma enstitülerinden biri olan DIW Berlin’in son araştırması da Almanya’nın göçmenlere her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğunu ortaya koydu.
Almanya ekonomisinin, demografik değişim ve çok bebekli yılları kuşağının işgücü piyasasından çekilmesi nedeniyle giderek artan bir işgücü ve kalifiye eleman sıkıntısıyla karşı karşıya olduğu belirtilen araştırmada, “Bu durum Alman ekonomisinin üretim potansiyelini önemli ölçüde sınırlayacaktır. Yurtiçi büyümenin işgücü talebini karşılama potansiyeli düşüktür, bu da göçün kilit bir rol oynayacağı anlamına gelmektedir. 2023’ten bu yana sosyal güvenlik primlerine tabi istihdamdaki artış yalnızca yabancı uyruklular tarafından yönlendirilmektedir. Mevcut hesaplamalar, göç olmadan potansiyel büyüme oranının mevcut yüzde 0,4 seviyesinden hızla sıfıra düşeceğini göstermektedir. Potansiyel oranı 2029 yılına kadar uzun vadeli ortalaması olan yüzde 1.1’e (2004-2023 döneminin ortalaması) yükseltmek için, hesaplamalar 1.5 milyon işgücü üyesinin akın etmesi gerektiğini göstermektedir. Üçüncü ülkelerden işgücü göçünü daha cazip hale getirmek amacıyla reformdan geçirilen Nitelikli Göçmenlik Yasası doğru yönde atılmış bir adımdır” denildi.
Alman vatandaşı çalışanların sayısı azalıyor
Yabancı işçilerin Alman ekonomisinin potansiyeli üzerindeki olumlu etkisini daha da güçlendirmek için vize verilmesindeki bürokratik engellerin azaltılması ve niteliklerin tanınması gibi siyasi tedbirler teşvik edilmesi gerektiği ifade edilen araştırmada, göçmenlerin dil becerilerinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.
“Sosyal güvenlik primine tabi çalışan sayısındaki artış, 2023 yılının başından bu yana yalnızca yabancı uyruklular tarafından gerçekleştirilmiştir” denilen açıklamada, “Sosyal güvenlik primine tabi yabancı uyruklu çalışanların istihdamı 2024’ün üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla yaklaşık 277 bin kişi yani %5 artarken, Almanya vatandaşlığına sahip çalışanların sayısı aynı dönemde yaklaşık 125 bin kişi yani %0,5 azalmıştır” ifadeleri yer aldı.
Almanya’ya gelenler mağdur ediliyor
Net göç sıfıra indiği taktirde 63,5 milyon olan işgücündeki kişi sayısının 2029 yılında 62 milyonun altına düşmesine neden olacağına dikkat çekilen açıklamada, göçmenlerin şartlarının iyileştirilmesi gerektiği belirtildi. Göçmenlerle yapılan anketlerin yaşanan mağduriyetleri ortaya koyduğu belirtilen araştırmada şu ifadeler yer aldı: „Sadece yurt dışından vasıflı işgücü temini konusunda değil, aynı zamanda daha fazla eyleme ihtiyaç vardır. Halihazırda Almanya’ya gelmiş olan göçmen işçilerle yapılan anketler de mağduriyetleri ortaya koymaktadır. Ankete katılanların yüzde 56’sı özellikle kalacak yer ararken ve günlük yaşamda ayrımcılığa maruz kaldıklarını belirtmiştir. Buna ek olarak, eşleri için iş bulma konusunda destek eksikliği de bir engel olarak gösterilmiştir. Bu deneyimler çoğu zaman insanların Alman işgücü piyasasına sırt çevirmesine yol açmaktadır. Örneğin, Avrupa Birliği’nden ve dünyanın geri kalanından gelen ve sığınma ülkesi olmayan kişilerden Almanya’yı tekrar terk etmeye karar verenlerin sayısı 2015-2023 yılları arasında yılda ortalama 838 bin’dir. Bu nedenle yukarıda bahsedilen engellerin azaltılması, işgücü göçünü basitleştirmek ve böylece daha cazip hale getirmek ve göçmen işçilerin göçünü durdurmak için büyük bir fırsat sunmaktadır.”