Bir süredir Deutsche Welle’nin (DW) Türkçe yayınlarının İstanbul Koordinatörü olarak çalışan, Almanya’nın önde gelen günlük gazetelerinden “Frankfurter Allgemeine Zeitung“da (FAZ) “İstanbul’dan Mektup“ köşesinde düzenli olarak Türkiye’deki gelişmelerle ilgili yazı ve haber analizleri yayınlanan Mumay’la ilgili mahkeme kararını kınayan “Türkiye Almanya Kültür Forumu“nun Sözcüsü Gazeteci Yazar Osman Okkan, verilen 1 yıl 8 aylık hapis cezasının derhal kaldırılmasını talep etti.
PEN: Eleştirel gazeteciliğin susturulması hedefleniyor
Onursal başkanlığını Türkiye ve Almanya’nın artık aramızda olmayan büyük yazarları Yaşar Kemal ile Günter Grass’ın paylaştığı “Türkiye Almanya Kültür Forumu“ndan yapılan açıklamada, “Bülent Mumay, sansüre karşı geldiği gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldı. KültürForum, Mumay’a verilen cezanın derhal kaldırılmasını ve özellikle Kürt bölgelerinde son haftalarda keyfi olarak gözaltına alınan çok sayıda gazeteci de dahil olmak üzere Erdoğan rejiminin tüm siyasi tutsaklarının serbest bırakılmasını talep ediyor“ denildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) metro kredisine haciz koyduran Met-Gün İnşaat’ın kendisiyle ilgili haberlere gönderdiği erişim engeli kararını açık bir şekilde yayınladığı gerekçesiyle 1 yıl 8 ay hapis cezası alan Mumay’la dayanışma açıklamaları yapan kurumlar arasında Almanya PEN’iyle, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) de yer alıyor.
Yaptığı açıklamada “Erdoğan rejiminin gidişatı şok edici” diyen PEN Başkanı José F. A. Oliver, kararın eleştirel gazeteciliği susturulmasını hedeflediğini ileri sürdü ve “Almanya PEN Merkezi Bülent Mumay’a yönelik insanlık dışı cezanın kaldırılması çağrısında bulunuyor, Bülent Mumay’ı destekliyor” dedi.
RSF Genel Müdürü Mihr: “Basına yönelik baskı”
Cezayı 14 Mayıs öncesi basına yönelik baskıların arttırılması olarak yorumlayan RSF Genel Müdürü Christian Mihr’in açıklaması da şöyle: “Yetkililer, Mumay’ı sansüre cesurca karşı geldiği için cezalandırıyorlar. Aynı zamanda diğer gazeteciler de korkutulmak isteniyor. Ne yazık ki siyasileşmiş Türk yargısı uzun süredir gazetecileri saçma sapan iddialarla mahkum ettiği için bu durum hiç de şaşırtıcı değil.”
Mumay’ın İstanbul Koordinatörü olarak çalıştığı DW’nin Genel Yayın Yönetmeni Manuela Kasper-Clarridge de mahkumiyet kararını „bağımsız bir gazeteciyi susturma girişimi“ olarak değerlendirdi. Kasper-Clarridge’nin açıklaması şöyle: “Çalışanımıza verilen ceza, Türkiye’de yargının siyasallaştığının bir kez daha göstergesidir. Eleştirel ve bağımsız gazetecilik susturulmak isteniyor. Bu son derece endişe vericidir. Deutsche Welle olarak verilen hapis cezasını kınıyoruz. Bülent Mumay’ı her türlü hukuki yolla destekleyeceğiz.“
FAZ birinci sayfadan verdi
Mumay’a hapis cezası haberini birinci sayfadan duyuran FAZ gazetesi de kararı kınadı. FAZ’ın internet sayfasında Türkçe versiyonunu da yayınladığı haberde cezayla ilgili gelişmeler ayrıntılı olarak verildikten sonra şöyle denildi:
“Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) olarak, köşe yazarımızın ceza almasını kınıyoruz. Gazetemize göre bu karar; bağımsız, dürüst ve eleştirel bir gazeteci olan meslektaşımızı baskılayıp susturma girişimidir. Karar, basın özgürlüğünü ve çalışanımız Bülent Mumay’ın ifade özgürlüğünü bariz olarak ihlal etmektedir. Tüm gücümüzle meslektaşımızın arkasındayız.“
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) metro kredisine haciz koyduran Met-Gün İnşaat’ın şikayetiyle açılan ve 5 Mayıs’ta sonuçlanan davada Mumay hakkında hapis cezası verilmişti. Bu hafta başında yine aynı şirketin talebi üzerine İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği, Mumay’ın aldığı cezaya dair haberlere de erişim engeli kararı aldı.
Gazeteci Mumay, 2020 yılında ve Met-Gün firmasının İBB hesaplarına haciz koydurduğu haberini ve buna ilişkin erişim engelini sosyal medya hesabından paylaşmıştı. Bunun üzerine Met-Gün İnşaat, mahkeme kararındaki kimlik numaralarını sansürlemeden paylaştığı gerekçesiyle 2020 sonbaharında Mumay’a ‘kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak’ suçlamasıyla dava açmıştı. Şimdiye kadar üç kez savcısı değişen dava geçtiğimiz cuma ertelemeli olarak 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. (gk)