İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İBB’ye yönelik “terör” suçlamasına karşı İBB binası önünde bir araya gelen DİSK’e bağlı Genel-İş ve KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen üyesi belediye çalışanları, açıklama yaptı: “İBB’de çalışan emekçileri suçlu gibi gösteren 86 bin çalışanı zan altında bırakan sorumsuzca açıklamalar hem çalışanları hem kurumu itibarsızlaştırma girişiminden başka bir şey değildir”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Saraçhane binası önünde toplanan İBB çalışanları, “Belediyede çalışan emekçilere yönelik suçlayıcı ayrıştırıcı tutum ve uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir” dedi. İktidarın derinleşen ekonomik krizin tartışılmasının önüne geçmek ve bu durumu olası bir erken seçim malzemesi olarak kullanmak için İBB emekçilerinin karalanmaya çalışıldığı belirtildi.
Soylu’nun bombası elinde patlayacak
İBB önündeki açıklamada konuşan DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Nevzat Karataş, “Ülke yanarken, iğneden ipliğe inanılmaz zamlar gelmişken Soylu ortaya bir bomba atmak istedi ancak o bomba elinde patlayacak. Ülkenin içişleri yanıyor, çalışanların keseleri boşalmış durumda” diyerek İBB çalışanları olarak ülkenin nefes alması için erken seçimn istediklerini söyledi.
Sizlerin siyasal amaçlarınızı gerçekleştirecek araçlar değiliz
İBB’nin Saraçhane’deki binası önünde toplanan sendikalı İBB çalışanları adına ortak açıklamayı Tüm-Bel-Sen Merkez Kadın Sekreteri Nazife Bayrak Tosu okudu. Açıklamada “Emekçinin çalışma ve hukuk güvenliğini hiçe sayan söylem ve uygulamalara sessiz kalmayacağız” diyen Tosu, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi: “Siyasal iktidar, hem ekonomiye dönük kendi eli ile yarattığı krizin tartışılmasını önlemek hem de muhtemel bir erken seçimde propaganda malzemesi olarak kullanmak için İBB ve çalışanlarına asılsız itham ve karalamalarla yeni bir siyasal operasyon başlattı.
İBB’de çalışan emekçileri suçlu gibi gösteren 86 bin çalışanı zan altında bırakan sorumsuzca açıklamalar hem çalışanları hem kurumu itibarsızlaştırma girişiminden başka bir şey değildir
86 bin kamu emekçisine dönük bu dayanaksız, hukuk dışı, dedikoduya dayalı, devlet ciddiyeti ile bağdaşmayan iddiaları kabul etmiyoruz. Biz emekçiler, sizlerin siyasal amaçlarınızı gerçekleştirecek araçlar değiliz.
Ekonomik ve siyasal düzeyde her geçen gün derinleşen yönetememe krizinden çıkamadıkça, halkın iradesine ipotek koymaya, yurttaşların çalışma ve hukuk güvenliğini hiçe saymaya, sahte düşmanlıklar yaratmaya varan hukuksuzluklarla günü kurtarmaya çalışan siyasal iktidar, ülkemizi çok tehlikeli bir uçuruma sürüklemektedir.”
Sendika.Org