Babacan: “Partili Cumhurbaşkanı, akraba Bakan, el ele verdiler ve bizim yıllarca ihracatımızın, ihracat çalışanlarımızın alın teri olan o döviz rezervlerini başladılar, gizli kapaklı harıl harıl el altından satmaya.”
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Merkez Bankası’nın rezervi mi sorulur?’ açıklamasına tepki gösterdi.
“2018 seçimi sonrası partili Cumhurbaşkanı, akraba Bakan, el ele verdiler ve bizim yıllarca ihracatımızın, ihracat çalışanlarımızın alın teri olan o döviz rezervlerini başladılar, gizli kapaklı harıl harıl el altından satmaya” ifadelerini kullanan Babacan, şöyle devam etti:
“2018 seçimi sonrası partili Cumhurbaşkanı, akraba Bakan, el ele verdiler ve bizim yıllarca ihracatımızın, ihracat çalışanlarımızın alın teri olan o döviz rezervlerini başladılar, gizli kapaklı harıl harıl el altından satmaya…’Merkez Bankası’nın rezervlerinden 130 milyar dolar kayıp’ dedik, ‘nerede bu?’ dedik. Aylar sonra tek tek açıklamaya başladılar. En sonunda da Sayın Erdoğan, ‘Merkez Bankası’nın rezervi mi sorulur’ diyor. Tabi sorulur. Kimsenin babasının malı değil. Kusura bakmasın kimse. Şu anda tam eksi 60 milyar dolara düşmüş durumda. Biz Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey görmedik.”
Babacan, Erdoğan’ın ‘Ben iktisatçıyım’ sözlerine karşılık ise, “Böyle iktisatçılardan Allah memleketi korusun” diye konuştu. Babacan, “Erdoğan için yavaş yavaş görevinden ayrılma zamanı geliyor. Artık yönetemiyor. Vakitlice yapamadığını bilip, görevini yavaş yavaş artık teslim etmeye hazırlanmalı diyorum. Aksi halde bu iktidarın devam ettiği her gün bu ülke zarar görüyor. Bu millet her gün kaybediyor” dedi.
ANKA’da yer alan habere göre Babacan, Yozgat’ta Yerköy İlçe Başkanlığı binası açılışında konuştu. Babacan, özetle şunları söyledi:
“Şu anda, ülkedeki yoksulluk sorunu gerçekten çok ileri bir aşamaya geçmiş durumda. Vatandaşlarımız çöplerden, konteynırlardan yiyecek arıyorlar…. Böyle bir şey yoktu Türkiye’de…Yoksulluk intiharları var…biz böyle bir şey bilmezdik. Marketlerde ambalajlar küçüldü. Tane ile gram ile satılır hale geldi…
Millilik ve yerlilik kavramını ağızlarından düşürmüyorlar değil mi şu anda hükümete baktığımızda. Bizim paramız Türk lirası, milli paramız değil mi? Bu parayı pul etmek milli, soruyorum onlara?…Bunların neresi milli neresi yerli ben anlamıyorum artık… “
‘İSTERSEN ‘ONE MINUTE’ DE, İSTERSEN BEŞ SAAT, BİR GÜN; HİÇ KİMSENİN UMURUNDA DEĞİL ‘
“Esnafa büyük paket diye en son açıkladıkları; 3 bin ya da 5 bin lira destek vereceğiz, bir de bir defalık. 3 bin lira 5 bin lira neye yetsin. Yanında bir kişi çalıştırıyorsa, asgari ücretle çalışan bir kişinin iş verene maliyeti 4.200 lira bugün. Bir defalık veriyor, 3 bin veya 5 bin. Başvurmakta kolay değil. O şartları yakalamakta kolay değil, hep yokuş. Başvurduğu halde destek alamayan çok esnafımız var.
Şu anda Filistin davası sahipsiz. Filistin davasına sahip çıkan bir hükümet yok. Dikkat edin yaptıkları telefon diplomasisi… Sen konuştuğun zaman İsrail üzerinde etkili olabiliyor musun, ondan haber ver? One minute, benim Dışişleri Bakanlığım dönemindeydi. Türkiye’nin ekonomisi sapsağlamdı. İtibarı güçlüydü. O zaman ‘one minute’ dediğinizde insanlar susuyordu. Saygı gösteriyordu. Şimdi, istersen ‘one minute’ de, istersen bir dakika, beş saat, bir gün; hiç kimsenin umurunda değil… Bunlar iç siyasette sıkışınca dışarıda düşman üretmeye başladılar.”
‘ÜLKENİN GERÇEKLERİNİ ANLAYACAK DURUMU YOK’
“Daha iki gün önce TRT’de ‘Ben iktisatçıyım’ diyor. Böyle iktisatçılardan Allah memleketi korusun. Niye indirmiyor faizi. Yüzde 19 faiz. Şikayet ediyordu… Faiz sebep, enflasyon sonuç diyordu. Aslında Erdoğan sebep, yüksek faiz, yüksek enflasyon ve yüksek kur bir sonuç. Tez bu. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı her şeyi bilmiyor olamayabilir… O zaman bilenlerle çalışacak…Dürüst ve işin ehli kadrolar kuracak. Onu da yapmıyor.”
“Dürüst ve işin ehli kadrolar ya kendileri ayrıldı gitti ya da onların ayrılmaları istendi. O yanlış insanlar, iktidar mıknatıs gibi her türlü çer çöp, hurdayı şu anda o iktidar gücü etrafında toplamış durumda. Kafasını kaldırıp başkasını görecek durumu yok. Ülkenin gerçeklerini anlayacak durumu yok. O eskidendi.”
“Onun için de diyoruz ki artık, Sayın Erdoğan için yavaş yavaş görevinden ayrılma zamanı geliyor. Artık yönetemiyor. Vakitlice yapamadığını bilip, görevini yavaş yavaş artık teslim etmeye hazırlanmalı diyorum. Aksi halde bu iktidarın devam ettiği her gün bu ülke zarar görüyor. Bu millet her gün kaybediyor.” birgun.net