Aziz Nesin’in gelini, tiyatro eğitmeni ve yazar Hilal Nesin aktif sosyal medya kullanıcısı. Hilal Nesin siyasi sataşmalarıyla da dikkat çeken isim. Hilal Nesin kendisine mağdurlara yardım çağrısı yapan kişilerin kendi hesap numarasını verdiği bilgisi ulaştığını yazdı. Nesin, “Bana kim dua ettiyse itiraf etsin, “yardım severim” diyen bir dolandırıcının sayfa arkadaşı olmaktan kurtuldum. Ve mağdurlarıyla görüştüm. Bu ara nedense bu gibi haberler bana geliyor, ispiyoncular ajanlar dolandırıcılar tacizciler bana da bildiriliyor oysa ben gazeteci değilim sadece risk alıp uyarıyorum, isimlerini yazamasam da anlıyor anlamak isteyenler. Ama güzel insanlar sizlerde ne olur dikkatli olun, tekrar söyleyeyim her sakalı HIZIR değil. Kendi ve eşi adına hesap açıp para toplamak etik değil yardımlarınızı ailelere bizzat verin aracıları çıkartın aradan. Özetle IBAN dağıtanlar bizden değildir bizler IBANsızlardanız” ve “IBAN numarası dağıtanlar çok iyi birer hatiptir. Şiir de yazabilir hatta destan yazarlar kitapları vardır. Sosyal medyada yardım videoları ve yardıma muhtaç ailelerin videolarını fotoğraflarını paylaşırlar. Siz seyreder seyreder ağlarsınız yüreğiniz dağlanır. Yardım toplarken size öyle bir konuşma yapar ki kıçınızdaki donu bile verirsiniz. IBAN dağıtanlara hafif dokunun öyle bir mağdur taklidi yapar ki haklı olduğunuzu unutur kendinizi suçlu hissedersiniz. Kendi IBAN numarasıyla yardım toplayanlar eşini ve kendini kanatsız melek olarak tanıtır ve eşiyle kendi üzerinin adına para toplanan paranın hesabını sorarsanız size öyle biz konuşma yapar ki alkışlarsınız. Bunlar ister devletin en başında olsun ister aramızdaki biri olsun siz bunun dolandırıcı ve inanç tacir olduğunu dile getirirseniz sizi düşmanı ilan eder. Yani demem o ki IBAN numarası dağıtan kişilerin sakalına şiirine soluna sağına tatlı diline kitaplarına kanmayın. Yardımlarınızı direkt ailelere verin” ifadeleriyle hedef tahtası oldu.
AABK: Hiç bir gerekçe hakareti haklı kılmaz
Almanya Alevi Kadınlar Birliği (AAKB), yaptığı açıklamada“Hilal Nesin’e yönelik küfür, hakaret ve cinsiyetçi saldırıları kınıyoruz” dedi.
Almanya Alevi Kadınlar Birliği‘nin tüzük ve ilkeleri gereği kadına yönelik her türlü şiddetin karşısında olduğuna vurgu yapılan açıklamada,
“Almanya Alevi Kadınlar Birliği olarak tüzük ve ilkelerimiz gereği kadına yönelik her türlü şiddetin karşısındayız !
Evde, işyerinde, kamusal alanda, sokakta, siyasette, sosyal medyada kadınların isimlerinin ve özel hayatlarının deşifre edilmesi yoluyla, eleştiri sınırlarının aşılarak hakaret ve küfüre evrilmesi şiddetin en ağır türlerinden biridir. Bu yönteme başvuranların kimliği, inancı ve ideolojisi ne olursa olsun tarafımızca hiç bir kabulu yoktur.
Bu bağlamda; Son günlerde Sosyal Medyada „Hilal Nesin“e yönelik küfür, hakaret ve cinsiyetçi saldırıları kınıyoruz.
Hiç bir gerekçe kadınların, cinsiyetçi bir yaklaşımla rencide edilmesi, küfür ve hakarete maruz bırakılmasını haklı kılmaz.
Haksız ve mesnetsiz ithamlara maruz kaldıklarını düşünenler, haklarını ancak ve ancak hukuki zeminde arayabilirler. Bu, insan hakları demokrasinin gereğidir” denildi.
“Hilal Nesin kadın da Aysel Toraman, Safiye, Rabia kadın değil mi?”
Kendilerine iftira atıldığını savunan tartışmanın diğer tarafındaki isim Tamer Dursun ise “Özellikle Almanya Alevi Kadınlar Birliği’nin yüklendiği misyonu unutup, etiketten, namdan ve şan/şöhretten yana bir açıklama yaparak tarihsel bir yanılgıya imza attı. Peki Aysel, Safiye ve Rabia kadın değil mi? Bu taraflı açıklamanın ardında, bugün de yukarıdaki “elit” abi ve ablaların birbirleriyle kafakol ilişkileri ortaya çıktı. Anlayacağınız bu etiket, şan ve şöhreti seçme işi bazılarının başını fena ağrıtacak” diye yazdı.
AABF ve İnanç Kurulu’na açık çağrı
Tamer Dursun ve eşi Aysel Toraman Dursun adına AABF ve İnanç Kurulu’na yapılan açık çağrıda da şu ifadelere yer verildi:
“Biz beş yıl önce, elimizden gönlümüzden geldiğince, garibanlara, yoksullara, evsizlere, çocuklara ve zorda kalanlara bir parça nefes olabilmek için bir yola çıktık. İki kişi olarak çıktığımız yolda gün geldi binlerce insanla birlikte yürüdük ve şükür ki, yürümeye devam ediyoruz. Beş yıl boyunca olandan alıp olmayana vermeye çalıştık. Ama en sonunda Hilal Nesin ve linç çetesi tarafından “düzenbaz”, “üçkağıtçı” ve “yetimlerin parasını yiyenler” olarak suçlandık.
Yaşayacaksak ocağımıza ve pirlerimize göre yaşayacağız, yolumuzu yürüyeceksek Pir Sultan gibi yürüyeceğiz. Şaibeli bir yaşam her onurlu insan için yürek yarasıdır. Böyle bir yarayı gönlümüze sokmayacağız.
Bu yüzden
Bizler,
Aysel Toraman Dursun ve Tamer Dursun,
Haklı hakkını istesin diye canımızla malımızla Hakk Muhammed Ali darında ve Erler evliyalar meydanında olmak istiyoruz.
Bir boynumuz bir de onurumuz var.
Onları da teslim edebileceğimiz en yüce makam inancımızın kapısıdır.
Aysel Toraman Dursun & Tamer Dursun”