GİDEBİLECEĞİNİZ TEK SOSYAL ETKİNLİK AK PARTİ KONGRELERİDİR
Pandemiye rağmen partisinin ‘kongre şovları’yla övünen Cumhurbaşkanı Erdoğan ülkenin en önemli sorunu haline gelen yoksulluğa çözüm üretemiyor. Esnaf hala dükkanını açamıyor. Kıraathaneler, halı sahalar, spor salonları hala kapalı. Türkiye’de şu anda konsere, tiyatroya, sinemaya gidemezsiniz. Gidebileceğiniz tek sosyal etkinlik Ak Parti Korona Kongreleridir. Bu kongrelerle beraber ciddi anlamda vak artışlarına rastlanıyor. Kongrelerin yapıldığı illerdeki vaka artışlarını göstereceğim. 8 Şubat’ta Giresun’da kongre yapmışlar. 8-14 Şubat’ta 184 iken kava sayısı 15-21 Şubat tarihlerinde 217’ye çıkmış. Tokat’ta 10 Şubat’ta kongre yapmış Ak Parti, 118.52 iken katsayı 15-21 Şubat’ta 149.2’ye çıkmış. 12 Şubat’ta Erzurum’da kongre yapmış Ak Parti 37.71’miş vaka artışı, 15-21 Şubat’ta 50.9’a çıkmış. 12 Şubat’ta Sakarya’da kongre yaptığında 76.7 olan rakam 103.8’e yükselmiş. Salgınla ilgili sürekli twitter’dan yazı yazan Sağlık Bakanı’na bir vatandaşımızı çok güzel bir cevap yazmış altına buradan tweet atmak yerine Sayın Cumhurbaşkanı’na DM’den yazın demiş.
2021 YILINDA GEÇİM SIKINTISI YAŞAYAN 95 VATANDAŞIMIZ YAŞAMINA SON VERDİ
Salgın nedeniyle ekonomik kriz giderek derinleşirken, 2021 yılında geride bıraktığımız 2 ay içinde işini kaybeden ve geçim sıkıntısı yaşayan 95 vatandaşımız yaşamına son verdi. Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2020 yılında 99 bin 588 esnafın dükkânı ve 40 bin 735 şirket kapandı, gerçek işsiz sayısı ise 11 milyona ulaştı. Salgının ekonomik etkilerini azaltmak için ilk olarak 17 Nisan 2020 tarihinde ilan edilen işten çıkarma yasağı mayıs ortasında bitecek. Yasağın bitmesiyle birlikte işsizler ordusuna binlerce kişi daha katılacak.
Kocaeli’nde son 10 gün içerisinde ekonomik sıkıntı nedeniyle 7 kişi yaşamına son verdi. 7 kişinin de yaşı 30’un altında. İzmir’de bir müzisyen daha ekonomik sıkıntılar nedeniyle yaşamına son verdi. Perküsyon çalarak geçinen Mert El, müzik yaptığı yer kapatıldığı için uzun süredir işsizdi. 2021 yılında geride bıraktığımız yaklaşık 2 ay içinde intihar eden 95 kişinin benzer gerekçelerle yaşamına son vermesi ülkemizdeki ağır tabloyu gösteriyor.
BUGÜN İŞÇİ MUTSUZ, MEMUR MUTSUZ, EMEKLİ MUTSUZ, ASGARİ ÜCRETLİ GEÇİNEMİYOR
Bir başka acı gerçek daha var; Pandemide Antidepresan ilaç kullanımı yüzde 10 artış gösterdi. 2019’da 50 milyon kutu antidepresan ilaç satılırken 2020’de bu sayı 55 milyona çıktı. İktidarın 19 yılın sonunda ülkeyi getirdiği durum bu. Bugün işçi mutsuz, memur mutsuz, emekli mutsuz, asgari ücretli geçinemiyor.
Ak Parti Kayseri Milletvekili İsmail Tamer’in asgari ücretliler ile ilgili sözlerini siz de duymuşsunuzdur. Sayın Tamer diyor ki: “Bugün bakıyoruz, eleştiren insanlar cep telefonlarını 6 ayda bir değiştiriyorlar. Arabalarını yılda bir belki de ikinci yılda değiştiriyorlar. Artık asgari ücretlimizin evinin önünde arabası mevcut”.
Sayın İsmail Tamer, asgari ücret 2.825 lira. Ya sıfırı fazladan gördün ya da bu milletin gerçek anlamda nasıl geçindiğini bilmiyorsun. Burada bir gerçek var. Saraya taşınan yalnız Sayın Erdoğan değil. Ak Parti zihniyeti de saraya taşınmış. Yani milletvekilleri de saraydan görüyor halkı. Halkın durumu öyle değil. 2825 lira asgari ücret alan bir fert bunun yarısını kira, elektrik, doğalgaz, su olarak zaten ödüyor. Geriye kalan yarısı ile dört kişilik bir aile ne yapıyor biliyor musunuz? Günde 10 liraya üç öğün yemek yiyerek doymaya çalışıyor. Sadece 10 liraya doymak zorunda. Telefon nerede? Araba nerede? Telefonu boş verin. Arabayı boş verin. Halk konteynırdan yiyecek toplayarak doymaya çalışıyor. Ama sizin hiç umurunuzda değil.
BİZ İZMİR’E GİDEMEZKEN AMERİKA MARS’A İKİ DEFA GİDECEK
Geçtiğimiz günlerde NASA uzay aracının Mars’a iniş yaptığını bütün dünya gibi biz de izledik, insanlık adına gurur duyduk. Türkiye’nin de uzaya gitme projelerini geçtiğimiz hafta dinleyince gerçekten ne kadar uzak olduğumuzu gözlemlemiş olduk. O kadar har vurup harman savurdular ki. Türkiye’nin kaynaklarını hiç bitmeyecekmiş gibi tüketiyorlar.
2035 yılı bittiğinde Osmangazi köprüsüne Türk milleti, toplam 16 milyar 959 milyon dolar ödeyecek. Bakın size bir karşılaştırma yapacağım; Nasa’nın paylaştığı verilere göre Mars’a gidişin toplam maliyeti 2.8 milyar dolar. İzmir-İstanbul otoyolunun maliyeti ise sözleşme tarihindeki kura göre 6.4 milyar dolar. Bizim İzmir’e gidene kadar harcadığımız parayı, Amerikalılar iki defa Mars’a giderek harcıyorlar. Biz İzmir’e gidemezken Amerika Mars’a iki defa gidecek.
SAYIN ERDOĞAN SİZ BU İŞİ BİLMİYORSUNUZ
Sayın Cumhurbaşkanı aya gitmekten bahsediyor ama bu kendisinin de koruduğu kolladığı, ülkeyi soyan beşli müteahhit çetesi varken bırakın Ay’a gitmeyi, ay sonunu bile zor görürüz.
Ne vatandaşın cebindeki delik kapanır, ne de Merkez Bankası’ndaki delik.
Sayın Erdoğan; “Göreve geldiğimizde Merkez Bankasının döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. Şimdi 95 milyar dolar döviz rezervimiz var. Çünkü biz bu işi biliyoruz.” dedi. Bende buradan söylüyorum Sayın Erdoğan siz bu işi bilmiyorsunuz. Öyle 95 milyarı filan yok Merkez Bankasının. İyi bildikleri konular var. Bir yerde, bir kurumun içi boşaltılacaksa o işlerden iyi anlıyorlar.
Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemine geçtiğimizden beri suni gündemler yaratarak gerçekleri gizlemeye çalışıyor. Konuşmalarında elle tutulur net bir şey göremiyoruz.
Mesela döviz rezervimiz 95 milyar dolar dedi. Evet. Sayın Erdoğan’ın elindeki kağıtlar da brüt dolar rezervi 95 milyar dolar. Ancak swap ve yaklaşan ödemeleri 95 milyar dolardan düştüğümüzde net rezerv eksi 45 milyar dolar. Sayın Erdoğan net konuşamıyor ama ben net olarak ifade edeyim. Merkez Bankası’nın rezervi net eksi 45 milyar dolar.
Dünle bugünün kıyasına giren İktidar bu karşılaştırmadan her şekilde zararlı çıkar. Hadi geçmişe gidelim. 200 liralık banknot bu iktidar döneminde 2009 yılında çıktı. 2009’da piyasaya sürülen ve o günün kurunda 131 dolar değerinde olan 200 TL’lik banknot, bugünkü döviz kurunda yalnızca 28 dolara tekabül ediyor. Bir zamanlar bozduramadığımız 100 ve 200 liralık banknotlar bugün neredeyse bozuk para oldu. Ekonomik başarılardan, şahlanıştan bahsediyorlar. Bu ucube sistemde tek şahlanan faiz lobileri oldu.
Türkiye’de Merkez Bankası’nın faiz oranı tam % 17,00
Ak Parti’nin sevdalısı olduğu Çin’de: %4,35
Brezilya’da: %2,00
Kanada’da: %0,25
Bizi kıskanan Almanya’da: %0,00
Amerika’da: %0,00
Yunanistan’da: %0,00
Japonya ve İsviçre’de eksi faizler uygulanıyor.
Rakamlar ortada. Bu ucube sistemin getirdikleri ortada. Ekonomide Türkiye’yi tam 16 yıl geriye götürdüler. 2005 yılındaki faiz oranlarına geri döndük. Her şeye rağmen hala pembe tablolar çizen ekonomi yönetimiyle övünüyorlar. Türk lirasına ve Türk ekonomisine nasıl yıkım yaşatıldığını hepimiz gördük.
İKTİDARA SORUYORUZ
Ben şimdi buradan birkaç soru yöneltmek istiyorum.
Merkez Bankası Başkanı gece yarısı neden kovuldu?
Hazine ve Maliye Bakanı istifa açıklamasında “At izi it izine karıştı. Allah sonumuzu hayır eylesin” derken ne demek istedi? İstifasının üzerinden bu kadar zaman geçti. Bu cümlede At kim? İt kim? Bu iz nerde karıştı? Bu soruların cevabının verilmesi lazım.
İktidar düşük faiz politikasından vazgeçip neden yüksek faize sarıldı? Hani, faiz bütün kötülüklerin anasıydı. Hani faiz sebep, enflasyon neticeydi.
Merkez Bankası’nın 128 milyar dolar rezervi nerede?
Merkez Bankası’nın İhtiyat akçesi nerede?
Deprem vergileri nerede?
70 milyar dolar özelleştirme parası nerede?
Bugüne kadar Topladığınız 2,5 trilyon dolar vergiyi ne yaptınız?
Biz sormaya devam edeceğiz Paralar Nerde?
Umarım Sayın Erdoğan partisinin düzenlediği korona kongrelerinde bu soruları da yanıtlayabilir.
İSTANBUL HAVALİMANI
Salgın döneminde tüm sektörlerde olduğu gibi “havacılık sektörümüzün de yanındayız” denilerek yapılan duyuruda; Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından işletilen havalimanlarında 2020 yılı içerisinde düzenlenen ve vadesi 31 Ocak 2021’e ötelenen kira bedeli faturalarına ait tutarların iptal edileceği belirtildi. 2021-2022 dönemine ait kira bedellerinin de 2 yıl boyunca yüzde 50 indirimli uygulanmasına karar verildi.
Buna göre; Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa ortaklığındaki İGA’nın işlettiği İstanbul Havalimanı’nın 1 milyar 45 milyon euroluk 2020 yılı kirasını iptal ettiler. 2020 kira bedeli 1 milyar 45 milyon euro’su silindi. 2021-2022 kira bedeli 1 milyar 45 milyon euro’su affedildi. Devletin kasasına girecek 4 milyar 180 milyon euro’dan vazgeçildi! Tam 35 Milyar 260 Milyon TL
Esnaf, çiftçi, emekli, memur ve işçi tüm vatandaşlar büyük ekonomik sıkıntılar yaşarken, çiftçinin traktörüne haciz konulurken en çok kamu ihalesi verilen şirketlere sağlanan imkan, vicdansızlık değil de nedir?
HDP BUGÜN CUMHUR İTTİFAKI’NIN VARLIK SEBEBİDİR
HDP’li Pervin Buldan dün bir açıklama yaptı. İçişleri Bakanı Soylu’ya TBMM’den yanıt veren HDP’li Buldan, “Çözüm sürecinde bize, partimize vadettiklerini elbet açıklayacağız. Açıklamazsak namerdiz.” şeklinde konuştu.
Ak Parti ve HDP’nin Meclis’te gerçekleştirdiği kayıkçı kavgalarına hepimiz şahidiz. Bakmayın HDP’yi kapatırız tehditlerine. HDP bugün Cumhur İttifakı’nın varlık sebebidir. İktidar her sıkıştığında HDP sopasını çıkararak, gündemi değiştirmeye ve toplumu daha da ötekileştirmeye devam ediyor. Ak Parti ve HDP’nin çizgisi aynıdır. Bakmayın iktidarın taktığı milliyetçilik maskesine. Yeni bir çözüm süreci için toplumun nabzını ölçüyorlar. Öyle olmasa bebek katili hain Öcalan’ın mektubundan medet umarlar mıydı hiç?
Dün Osman Öcalan’ı TRT ekranlarına çıkaranlar yarın Murat Karayılan’ı TRT ekranlarına taşıyacaktır emin olun.. Ak Parti’nin böyle bir hayali olduğunu geçenlerde kendi partilerinden etkin bir isimden öğrenmedik mi? Pervin Buldan merak etmesin. Ak Parti, HDP’ye verdiği sözlerden hiç vazgeçmedi. Ama sizde dün “Çözüm sürecinde bize, partimize vadettiklerini elbet açıklayacağız. Açıklamazsak namerdiz” demek yerine bunu açıklayın. Tabi bu sözünüzde samimiyseniz.
Pervin Buldan diyor ki: İmralı’da çekilen bir resim gösterdi, bu fotoğrafı biz çekmedik bunlar çektiler dedi. Dolmabahçe’deki oturma düzenine kadar Erdoğan karar verdi. PKK elebaşısının yanına kimin oturtulacağına kadar siz karar veriyorsunuz. Sahte PKK düşmanısınız. PKK’ya kuryeler gönderiyorsunuz. Yeri geliyor kendiniz kurye oluyorsunuz. Biz tüm bu gerçekleri söylediğimizde kabul etmediniz. Gizli müzakerelerde günahlar ortaya saçılırmış. Pazarlıkları sert geçiyor olmalı ki günahlarını saçmaya hazırlar.
Cumhurbaşkanı Gara’nın suçunu bana atmaya çalışıyorlar dedi. Sayın Cumhurbaşkanı Çarşamba günü müjdem var derken, bu PKK’nın elinde kaçırılan o askerlerin kurtarılacağına dair müjdeyi vermeyecek miydi? O müjdeyi sahiplenmek değil miydi? O müjdeyi vermeyi kendinde hak gören bir insanın böyle bir başarısızlığın sonucundan kaçması mümkün mü? 20 Mayıs 2014 Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Bu ülkenin başbakanı olarak açıkça ifade ediyorum ki, Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile benim mesuliyetim altındadır.” Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı koyun bile sizin mesuliyetiniz altında da o 13 tane vatan evladı canımız sizin mesuliyetiniz latında değil miydi? O gün şehit annesinin sözlerini hatırlıyor musunuz, Cumhurbaşkanı’na dedi ki, Ben evladımı sana emanet ettim dedi. Bu bir sorumluluktur, bu sorumluluğun gereğini üzerine almasında hiçbir beis yoktur.
ABD F-35 SAVAŞ UÇAKLARINI PROJEDEN ÇIKARDI
Bildiğiniz üzere, Türkiye F-35 savaş uçağı alabilmek için ABD’ye 1,2 milyar dolar ödeme yapmıştı. ABD, uçakları Türkiye’ye teslim etmek bir yana, ülkemizi projeden çıkardı ve Türkiye’nin parasını vererek aldığı uçakları kendi ordusunun envanterine kayıt ettirdi. Şimdi geldiğimiz noktada, ortada ne uçak var ne de para var.
Sayın Erdoğan bu konuyla ilgili olarak “F-35, vermiyor musunuz? Kusura bakmayın biz tedbirlerimizi alırız, başka yerlere döneriz” diyerek ABD’ye rest çekiyordu. Ancak şimdi görüyoruz ki AK Parti, Türkiye’nin 1 milyar dolardan fazla ödeme yaptığı F-35 programında kalmasını sağlamak için, ABD’de gizlice lobi faaliyetleri yürütüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, ABD’den hakkımız olanı alabilmek için yine bir ABD’li bir lobi şirketine kapalı kapılar ardında 750 bin dolar ödeme yaptık. Sayın Erdoğan, Hani biz kendi tedbirlerimizi alacaktık? Parasını ödediğimiz savaş uçaklarını teslim alamayan siyasi iktidar, çözümü ABD’li bir lobi şirketinde arıyorsa bu tek kelime ile trajiktir.