Almanya‘nın geçtiğimiz hafta Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nde AABF’ye kamu tüzel kişiliği statüsü tanımasının ardından, Aydınlık ve Yeni Şafak gazetelerinde AABF’ye yönelik karalama ve saldırı içerikli haberlerin çıkmasına, Alevi Dernekleri Federasyonu yazılı bir açıklama yaparak tepki gösterdi.
Alevil Dernekleri Federasyonu tarafından yapılan yazlı açıklamanın tam metni şöyle:
“Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu ‘Körperschaft des Öffentlichen Rechts’ yani kamu tüzel kişilik statüsü elde etti, tüzel kişilik bir ülkenin hukuk öznesidir yani Almanya; Alevi Birlikleri Federasyonun mücadelesi sonucu Alevilerin inançsal ve kamusal haklarını kabul etmiş bu çabalar hukuk alanında sonuç getirmiştir.
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu; kanunların verdiği yetkiyle resmi kurulan, tüzel kişiliğini Alevi inancına hizmet temelinde biçimlendiren , kurumsal yapısını ve gücünü Alevi toplumundan alan bir kurumdur. Yıllarca Alevilik inancı için mücadele etmiş ve mücadelesi sonucu 10 Aralık 2020 Tarihinde kamu kurumu statüsünde anayasal tüm haklara sahip olmuş özerklik (bağımsız karar verme, kendi kendini yönetebilme yetkisi) ve bağımsızlığı kabul edilmiştir.
Buna göre;
AABF; kendi iç hukukunu oluşturacak, kendi kamulaştırma yetkisini kullanacak, vergi, harç vb konulardaki tüm ayrıcalıklardan faydalanmış olacak, tıpkı diğer inanç grupları gibi, mesela kiliselerde gibi
Modernleşme sürecinde tüm inanç grupları ve kurumları yeni biçimler, özellikler ve hakları için mücadele edecektir, başta özel ve kamusal alanda var olma, inanç sembollerinin kullanılması bu sembollerin ifade ettiği anlamları sivil yaşamın içinde ve dışında taşıması ve yaşama hakkını savunacaktır.
Bu hakkın asıl ifadesi şudur;
Fikirler, inançlar, eserler ve bilim hiçbir coğrafyada yasaklanamaz, toplumsal ve bireysel birer haktır ve evrenseldir, barışçıl, birada yaşamanın ve modernliğin gereğidir.
Almanya Alevilere yeni bir zihniyet dayatmamıştır, kendi din anlayışına göre şekillendirmeye kalkmamıştır, sosyal ve fiziki çevrelerine müdahale etmemiş, onların tutumlarını tayin etmemiştir.
Alevilerin inançları gereği ülke ve dünya barışına sağlayacağı katkı göz önünde bulundurulmuş özgürlüğü hak sayılmıştır.
Bu nedenle tüm gücümüzle AABF yanındayız.
AABF dünyada yaşayan tüm Alevilerin inançlarını yaşama hakkını savunmuştur, Alevi toplumunun asimile edilerek başka bir mezheple uzlaşmasına, benzeşmesine ve taklit edilerek aynı mezhep karakteriyle farklılaşmasına izin vermemiştir. Kısacası kazandığı haklarla özgürlüğün halklar arasında ayrılık duygusu yaratacağını değil, kimlik bilincine ulaşmasını savunmuştur.
Yüzyıllarca sosyal, inançsal, kültürel, sanatsal tüm ilişkileri İslam dinin Sünnilik mezhep anlayışıyla çatışma zemininde Alevilere dayatan bir sistemin Alevilerin kazandığı bağımsızlığı ve özerklik hakkını ayrımcılık, bölücülük olarak görmesi normal
Alevilerin örgütlenmesini, üretmesini, hatta mülkiyet ilişkilerini Sünniliğe göre baskı altında tutan, sosyal, siyasal ve zihinsel yaşam alanına müdahale eden, yasaklayan ve en önemlisi ekonomi, eğitim ve yönetimsel alanda yok sayan zihniyete karşı AABF kazanımları dünya barışına katkı sağlayan bir cevaptır.
Alevilerin tarihsel perspektifinde de bu böyledir.
Eğer bu haklara karşıysanız,
Siz halkları bölüyorsunuz, saldırıya zemin hazırlıyorsunuz,gericileri Alevilere karşı tertipliyorsunuz,kısacası Alevileri yok saymak için bahane arıyorsunuz.
Sizlere cevabımız şudur.
Tüm gücümüzle AABF yanında yer alıyoruz, çünkü Aleviler ne Sünni, ne Şii’dir ne de yeni bir ruhban sınıfıdır.
Aleviler gücünüze- karşıt gördüklerinizi tehdit etme aracınız da hiç değil,
Alevilik ayrıdır vardır.
Kazanılan bu hakla Alevi toplumu güç kazanacak ve tüm halklar için barış ve kardeşlik dengesi oluşturacaktır.”
alevihaberagi.com