Maskelere bağlı en sık karşılaşılan deri probleminin, özellikle maskenin temas ettiği yerlerde görülen sivilce (akne) artışı olduğunu dile getiren Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Kübra Esen Salman, “Yüzümüzde bulunan çok sayıdaki yağ, kıl üniteleri maskenin tekrarlayan sürtünme ve travmasına bağlı olarak tıkanır ve böylece akne gelişmesine sebep olur. Maskeye bağlı oluşan, bir ‘mekanik akne’ çeşidi olan bu akneye şimdilerde verilen isim ‘Maskne’. Yaz aylarıyla birlikte artan hava sıcaklığı ve nem de eklenince ‘Maskne’ kaçınılmaz oluyor” dedi.
Artan hava sıcaklığı ve güneşin, maskeye bağlı artan terlemenin de etkisiyle ‘Rozase’ denen burun, yanaklar ve çenede artan kızarıklıkların, sivilce benzeri küçük kırmızı kabarıklıkların da gelişebileceğine dikkat çeken Uzman Dr. Salman, bunun daha çok beyaz tenli kadınlarda görüldüğünü belirterek “Maske kullanımıyla birlikte şiddeti ve sıklığı artan bir diğer deri hastalığı ise ‘Seboreik Dermatit’ dediğimiz, daha çok burun kenarlarında ve sakal bölgesinde kızarıklık, pullanma, kepeklenmeye sebep olabilen egzama. Bu da daha çok yağlı derilerde görülen, özellikle stres ve yorgunlukla artan bir deri hastalığı. Uzun süre maske kullanan kişilerde sıcaklığın ve nemin etkisiyle bu egzamalar da alevlenir” ifadelerine yer verdi.
Maskelere bağlı yüzde ya da maskenin lastiğine bağlı kulak arkasında kızarıklık ve kaşıntı olması durumunda “kontakt dermatit” denen alerjik durumların da gelişebildiğine dikkat çeken Dr. Salman, “Bu alerjik deri hastalığı maskenin metaline ya da içerdiği maddeye (formaldehit) bağlı, kumaş maskelerde ise maskeyi yıkarken kullanılan deterjan ya da boyalara bağlı olarak gelişebilir” şeklinde konuştu.
“Maskne” tedavisinde normal akne tedavisine göre daha dikkatli olunmalı
“Maskne” yani maskeye bağlı oluşan aknelerin tedavisinde klasik akne tedavilerine göre daha dikkatli olunması gerektiğini vurgulayan Dr. Salman, “Çünkü akne tedavisinde verdiğimiz kremler genellikle cildi kurutur. Kuru cildi maske daha çok tahriş edecektir. Dolayısıyla ‘maskne’ tedavisinde verilen kremlerin normal akne tedavisine göre daha düşük dozlarda ve sadece sivilceli bölgelere noktasal olarak uygulanması, kuruluk olduğunda hafif bir nemlendiriciyle nemlendirilmesi, aknelerin leke bırakmadan geçmesi için güneş koruyucu bir kremle ev ya da iş yerimizdeyken bile yüzümüzü ışık ve güneşten korumamız gerekir. Lekeli ciltlerde akneler de leke bırakma eğiliminde ise Glikolik asit ya da retinol (A vitamini türevi) içeren ürünler doktorunuzun kontrolünde, uzun süreli olmamak şartıyla geceleri kullanılabilir” açıklamasında bulundu.
Rozase hastalarının tanıları konulduktan sonra hastalığın şiddetine göre krem ya da gerekirse hap tedavileriyle birlikte güneşten ve sıcaktan korunmaları, kortizonlu kremlerden uzak durmaları gerektiğini vurgulayan Dr. Salman, “Ayrıca akne ve rozase hastaları uygun temizleyicilerle sabah akşam yüzlerini mutlaka gün boyu biriken yağ ve terden arındırmalı. Seboreik dermatit alevlenmelerinde ve alerjik egzama varlığında hastalığın şiddetine göre kısa süreli kortizonlu ya da kortizonsuz kremler kullanılıyor” dedi.
Yüze nemlendirici sürdükten bir saat sonra maske takılmalı, makyajdan uzak durulmalı
Cilt sorunlarını önlemek için eğer mümkünse, sosyal mesafeyi koruyarak, yalnız olunan zamanlarda, açık havada, kendinizi ve başka insanları riske atmadan 2 saatte bir 15 dakika süreyle yüzün havalandırılabileceğini söyleyen Dr. Salman, “Her gün sabah ve gün sonunda parfümsüz, akneyi tetiklemeyen hafif bir temizleyiciyle yüzümüzü yıkayalım. Yıkadıktan sonra yine parfümsüz, yağlı olmayan su bazlı bir nemlendiriciyle yüzümüzü nemlendirelim. Nemlendiriciyi sürdükten mümkünse en erken 1 saat sonra maskeyi takalım çünkü sürülen nemlendiricinin üzerine hemen maske takılırsa krem oklüzyon (kapanma) etkisiyle gözenekleri daha fazla tıkayıp, daha fazla nemlenmeye ve terlemeye sebep olabileceği için fayda yerine zararı olacaktır” dedi. Makyaj ürünlerinin minimize edilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Kübra Esen Salman, “Yüzümüze ne kadar az ürün sürersek o kadar iyi olacaktır. Makyajdan vazgeçemeyenler ise fondöten, pudra gibi makyaj ürünleri yerine ten rengi bir nemlendirici ya da güneş koruyucu kullanabilirler” dedi.
Bez maske cildin hava almasını sağladığı için deri hastalıkları açısından daha sağlıklı
Maskelerin koruyuculuk oranının ve cilde verdiği hasarın göz önünde bulundurularak tercih yapılması gerektiğini söyleyen Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Kübra Esen Salman, “Ancak yüzde 100 pamuklu maskeler cildimizin hava almasına da bir miktar izin verdiği için eğer her gün yıkayıp temiz tutabiliyorsak pamuklu maske kullanımı deri hastalıkları açısından daha sağlıklıdır. Sıcak havanın artışıyla birlikte terleme de artacağı için bez, kumaş ya da pamuklu maskelerin iyi temizlendiğinden emin olmalıyız. Cerrahi maskeler terlemeye bağlı nemleneceği ve buna bağlı hem koruyuculuğu azalacağı hem de deri hastalıklarını arttıracağı için sık sık değiştirilmeli” diye konuştu.
Yıkanabilir maskelerde kullanılan deterjana dikkat edilmeli
Yıkanabilir maskelerin tek kullanımlık olmamasının deri hastalıkları açısından risk oluşturabildiğini hatırlatan Dr. Kübra Esen Salman, “Gün boyu kullanılan maskeye ter ve yağ tabakası ekleniyor. Ertesi gün yıkanmadan kullanılırsa yüzümüzü yıkamış, temizlemiş olsak da kirli maskeden yağ ve ter maruziyetine bağlı akne tetiklenebilir. Maskeleri yıkarken kullanılan deterjanlara bağlı hassasiyeti olan kişilerde alerjik egzamalar gelişebilir. Böyle durumlarda yumuşatıcı kullanmamak ve deterjan yerine sabun tozlarıyla yıkamak kontakt dermatit dediğimiz alerjik egzamalardan koruyacaktır” dedi. Bütün bunlara dikkat edilmesine rağmen akne oluşumu devam ediyorsa stres ve diyete bağlı da aknelerin gelişebileceğine dikkat çeken Dr. Kübra Esen Salman, “Çikolata, tatlı gibi glisemik indeksi yüksek gıdalar ve süt ürünlerinin akne gelişimini tetiklemesi sebebiyle fazla tüketilmemesi gerekir” uyarısında bulundu. (BSHA)