Birisini sevmek ölümü onunla birlikte istemektir.
Ya da birisini sevmek ölürken onun yanında olmak istemektir.
Oruç Aruoba
Ölümün ayıramadığı bir güzelliğin ismidir Ayten. Ölüm de yaşamın bir başka düzleme (boyuta) evrilmesi ise de yaşamın devamıdır.
Değerli dostum Kudret Köksal “Ölüm Sonrası Bunaltılar AYTEN Ve Katilimdir Kelimeler” isimli eserine son derece yoğun ve de yalın duygularını aktarmış. Eseri okurken hiç tanımadığınız ve de hiç tanıyamayacağınız Ayten’i duyumsuyorsunuz. Yüreğinizde o sıcaklığı hissediyorsunuz. Gözlerinizi kapatarak böylesine muhteşem bir kadını hayal etmeye başlıyorsunuz.
Bir kadın hem iyi bir anne, eş, kardeş, yoldaş, arkadaş olabilir diye düşünmemek olası değildir. Bir insan her yere bu denli çabucak yetişebilir mi? Bir kadın bu denli güçlü nasıl olabilir?
Bir kadının evindeki boşluk asla ve asla dolmaz/doldurulamaz. Evinizde ayak sesini özlersiniz veya nefesini duyumsar, kokusu burnunuzda tüter.
Bence güçlü kadınlar ölüme direnen kadınlardır. Kanser illetine kafa tutanlar yaşam sürecini hep uzatmışlardır. Korkunç ağrılarla mücadele etse bile eşinin, çocuklarının okuldan geleceklerini düşünerek bin bir güçlüklerle yatağından çıkarak mutfağa yönelir ve yemek pişirmeye başlar. Ağrılarına, sızılarına meydan okurlar.
O kadınlar ki; eşleri cezaevinde tutsakken çocuklarına hem anne, hem baba, hem de arkadaş olabilmişlerdir.
Küçük kızı doğduğunda eşi Kudret Köksal kayıptır. Nüfusta baba hanesine “ölü” yazdırmamak için tam olarak 6 yıl beklemiş bir kadına ancak ve ancak saygı duyulur.
Bence Ayten bir simge… Neden diye sorarsanız şöyle açıklayabilirim. Yazar her kadının içindeki Ayten’i yani o tarif edilemez gücü çok güzel anlatmış. Sevgiyi, saygıyı, özlemi ve daha birçok duygularını ifade etmiş.
Ve ayrıca Ayten’i ölümsüzlük abidesine dönüştürmüş. Kitabı okuyunca içimden bir ses şöyle diyordu.
“Ayten ölmedi ve yaşıyor.”
Züleyha Akın –