Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği tarafından düzenlenen yayında konuşan Dr. Akçalı, yaşlılık ve nedenleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Yaşlılığı nasıl tanımlarsınız?
Canlılarda biyolojik bir evre olan yaşlanma zamanın ilerlemesiyle hücre ve moleküller düzeye kadar, tüm organ sistemlerini etkileyen geriye dönüşsüz, yapısal ve fizyolojik bir değişimlerin olduğu dönemdir. Kronolojik yaş ilerlemesine, çevresel koşullar altında yaşayan organizmaları ya da yetişkin insanlarda meydana gelen, düzenli değişiklikler olarak tanımlar Dünya Sağlık Örgütü bu dönemi. 65 yaş ve üzerini yaşlı olarak kabul ediyoruz. Bu da kendi içinde 3 gruba ayrılıyor. 65-74 yaş arası genç yaşlı, 75-84 yaş arası orta yaşlı, 85 yaş ve üzeri ileri yaş olarak kabul ediliyor. Yaşlanma bir hastalık değildir. Yaşamda devam eden bir süreçtir. Yaşlılık, yaşamın bir dönemidir. Yaşlılık döneminde hastalıkların arttığı bir gerçek.Yaşlılıkta ölüm oranlarının da arttığı bir gerçek ama hayatın içinde, fizyolojik olarak ilerleyen bir dönemdir. Her ne kadar ülkeden ülkeye farklı nedenlerden dolayı yaşlanma oranları farklı olsa da, genel trend yaşlılıkta ki artışın pozitif eğilimi olduğu yönündedir.
Bireylerin yaşlanmasının kabaca %25’inin genetik, %75’inin dış koşullarda yani davranışsal ve çevresel koşullardan da kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu nedenle yaşlanma sadece yaş ve genler tarafından değil, çevresel koşullar ile kişisel davranışlar arasındaki etkileşimler tarafından yönetilen, yaşam boyunca da devam eden bir süreçtir.
Ülkemizdeki nüfusun yaş yapısı nasıldır? Nasıl değişiyor?
Ülkemizdeki nüfusun yaş yapısı değişiyor. Zaman içinde çocuk nüfus azalırken, yaşlı nüfus artmaya başladı. Biz genç nüfuslu bir ülkeyiz. Gelecek 30 yıl içinde genç nüfusun, yaşlı nüfusu geçeceği beklenmekte. Genç nüfusa sahip ülkelerde olduğu gibi yaşlı nüfustaki artmalar daha hızlı olacak.
Nüfus piremadinin tabanı daralan bir yapıya dönüşüleceği ve kadın yaşlı oranının,erkek yaşlı oranına göre fazla olacağı tahmin ediliyor. Özellikle önümüzdeki 30 yıl içersinde.
Neden yaşlı nüfus artıyor?
Birçok nedeni var. Sağlık alanındaki gelişmeler, hastaların tedavi seçeneklerine erişim, kullanım düzeylerinin ve eğitim seviyelerinin yükselmesi, doğurganlık hızındaki düşüş, bilinçli beslenme gibi etkenlere bağlı olarak yaşlı nüfus tüm dünyada olduğu gibi, bizim ülkemizde de artıyor. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalıyor ve yaşlıların toplam nüfus içindeki tüm bu parametrelerden dolayı artış gösteriyor. Aslında Türkiye oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre, hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazla.
Artan yaşlı nüfus için neler yapmalıyız?
Biz hekimler özellikle 65 yaş üstü bireylerin öncelikle sağlığını koruyarak, hastalıkların önlenmesi ve toplumdan soyutlanmadan yaşamlarını sürdürmelerini hedefliyoruz. Çok yönlü, değerlendirmelere dayalı, hastalık tanı ve tedavi prensipleri içeren programlar ile yaşlının bağımsız olarak yaşamını sürdürmesine, yaşam kalitesini yükselterek daha sağlıklı yaşamasına yardımcı olmak amacındayız. Bu doğrultuda da sadece hastaların değil, sağlıklı yaşlanmak isteyenlerin de kendi hekimlerine var olan hastalıklarıyla ilgili gidip, kliniklerine başvurmasını tavsiye ediyorum. Yaşlının, yaşamın bir süreci olmakla birlikte ortaya çıkabilecek önemli sağlık sorunları yaşanabilme ve fonksiyon kayıplarını da göz önünde bulundurması gereken bir dönem olduğunu unutmamalıyız. Artan yaşlı nüfusun solunum sistemi ve diğer sistem hastalıklarına cevap verebilecek, yaşlı hastaların yakınlarıyla yaşama konusunda eğitilmesi, bilinçlendirmesi, danışmanlık ve destek hizmetlerinin artırılmasına ihtiyaç vardır.Geriatri ile ilgili farkındalığın artırılması topluma eğitici planlar düzenlemesi ve gelecek yıllar için önlemler alınması şart görülmekte.
Ülkemizde geriatri polikinlikleri olmasına rağmen en çok yaşlı hasta gören uzmanlık dallarından biri de göğüs hastalıkları diyebilir miyiz?
Evet diyebiliriz. Geriatrinin tanımı, eğitim süreci, akedemik temsili ve çalışma alanları ülkeler arasında farklılık gösteriyor. Ülkemizde de Türkiye uzmanlık tüzüğüne göre 4 yıllık iç hastalıkları üzerine,3 yıllık geriatri yan dalı yapılarak bu eğitim tamamlanıyor. Bazı ilginç veriler var. Amerikan Geriatri Derneği, yaşlıların ilerlemiş hastalıkları ve bakımları için öncelik yaptıklarını, bu bağlamda interdisipliner ekip çalışması, kişisel bakım hedeflerine ulaşılması ve tedavi konusunda uzman olduklarını ifade ediyor.
Amerikada 65 yaş üzerindeki nüfusun %30’u geriatri uzmanları tarafından takip ediliyor. Ülkemizde de şu an için nüfusun 7 buçuk 8 milyon arası olduğunu düşünürsek, yaklaşık olarak bir 2,3 milyon kısmını geriatri uzmanı tarafından takip edilmesi gerekiyor. Ortalama olarak da 3 bin 3,500 civarında geriatri uzmanına ihtiyacımız var. Mart 2021 TUİK verileri göre sadece 67 geriatri uzmanı mevcuttur.
70-75 civarında da yan dal eğitimi yapan geriatri asistanı mevcuttur. Geriatri uzmanı sayımız ülkemizde oldukça az ve bu nedenle hastalarda bu konuda ne yapacaklarını nereye gideceklerini, açıkçası tam olarak bilmiyorlar. Büyük şehirlerde, İstanbul, Ankara, Kars,Adana gibi geriatri uzmanlarının olduğu merkezler var. Ama çok sınırlı sayıda. Bu yüzden hala ülkemizde göğüs hastalıkları,iç hastalıkları, kardiyoloji, ortapedi yani 65 yaş üstü bireyler hala diğer branşlarda tedavi ve takipleri yapılan hastalar düzeyindeler. Bu nedenle de bize de oldukça fazla görev düşüyor. 65 yaş üstü polikliniğe başvuran hasta sayımız kronik, öksürük, akciğer hastalığı, astım, akciğer hastalıkları gibi oldukça fazla sayıda hasta var. Biz de bunların takip, tanı ve tedavilerini planlıyoruz.
Yaşlılarda kovid-19 klinik seyri farklı mı? Nasıl bir yol izliyorsunuz?
Pandeminin başından beri biz kovid-19 mücadelesinin özellikle 65 yaş ve üzeri hastalar ile çok karşılaştık. En çok bize başvuran yatış verdiğimiz hasta grubu, 65 yaş ve üzeriydi. Klinik seyri aslında farklı değildi. Yaşlılarda kovid-19 daha ağır seyrediyor doğru ama yaşlılar arasında da standart bir hastalık seyrinden bahsetmek, bütün yaşlıların benzer geçireceğini söylemek mümkün değil. İnfluenza dediğimiz ağır solunum yolu enfeksiyonu yapan virüslerde de benzer şekilde kovid-19 açısından yaş arttıkça, daha da ağır bir tablo çizdi. Yaşlı nüfus bu nedenle bu hastalıktan fazla etkilendi. Aşılamanın artması ve tedavi protokolüne uyum ile mümkün olduğu kadar morbid oranlarını azaltmaya çalışarak tedavimizi planladık.
Yaşlı nüfus ile gelecekte en çok göreceğimiz hastalıklar nelerdir?
Yaşlılarda solunum problemi, akciğer hastalığı, akciğer kanserleri onun dışında hipertansiyon,diyabet, nörolojik hastalıklar gittikçe artacak. Ek olarak çoklu uygunsuz ilaç kullanımı da yaşlılarda önemli sağlık sorunlarından biri. Ülkemizde 65 yaş üstü bireylerin 5 ilaç ve üzeri günlük kullanımı oldukça fazla. Polifarmasi, uygunsuz ilaç kullanımı sık gördüğümüz bir sağlık problemi. İlaç etkileşimleri ve bu ilaçların yan etkileri de sağlık sorunlarını da arttırmaktadır.
Yaşlanırken daha sağlıklı bireyler olmak için neler yapmalıyız?
Yaş ilerledikçe sağlığımız konusundaki kaygılarımız artar. Gençken dikkat etmediğimiz sağlık önlemlerine daha fazla uymaya başlarız. Oysa ki sağlıklı bir hayat ve sağlıklı yaşamak için her yaşta yaptıklarımız, yıllar içinde örülen bir duvara koyulan tuğlalar gibidir. Bu duvarın temellerini de 20'li yaşlardan itibaren ne kadar sağlam atarsak ilerleyen yıllarda sağlığımızı da o kadar sağlam temeller üzerine oturturuz. Tüm yaşlılar için sağlıklı yaşam kuralları aslında, geceleri iyi uyumak, sigara kullanmamak, alkol tüketimini azaltmak, bol meyve sebze yemek yani dengeli beslenmek, hastalıklar konusunda gerektiği şekilde muayeneler ve uzmanlar ile görüşmek, düzenli egzersiz yapmak bunlar dikkat etmemiz gereken kurallardır. Geriatrinin önemi yaşama yılları değil, yıllara yaşamı katmaktır. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)