Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu çağrısı ile İstanbul Ataşehir’de bulunan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde bir araya gelen doğa ve kent savunucuları Kanal İstanbul projesine itiraz etti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca onaylanarak yeniden askıya çıkarılan 1/100.000, 1/5.000 ve 1/1.000 ölçekli imar planlarının iptal edilmesi için dilekçelerini verdi.
Doğa için Sanat Derneği üyeleri de yaptıkları sergi ile Kanal İstanbul’un yapılmasının ardından yaşanacak doğa katliamına dikkat çekti.
Dilekçelerin verilmesi öncesinde basın açıklaması yapan kent ve doğa savunucuları “Yandaşa imar, Vatandaşla İnatlaşma! Onaylanmış imar planlarına, ÇED olumlu kararına yönelik on binlerin itirazını dikkate almayan, açılan onlarca davayı görmezden gelen Bakanlık, bir şeyleri oldu bittiye getiriyor!” dedi.
Basın açıklamasını Kemal Doksanyedi ve Göksen Ezeltürk okudu. Açıklamada, açılmış davalara bilirkişi atamasının halen yapılmadığı belirtilirken, “Bilirkişilerin güzergah tartışmaları sebebiyle tehdit edildiğini açıkladığı son günlerde keşif beklerken, yeni bir değişiklikle karşı karşıyayız. Kanal güzergahındaki pazarlıkları bitmemiş ki, basında her gün Rant Kanalı Projesine dair açıklamalar yapılıyor! Asli görevi halka hizmet etmek olanlar bugün Kanal da Kanal diye vatandaşla, doğayla inatlaşıyor!” denildi.
Vatandaşa hodri meydan diyor!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un kendilerine yönelik “ÇED raporunu okumadan ahkam kesenler” nitelemesine yanıt veren doğa savunucuları açıklamalarında proje ile ilgili şu ifadelere yer verdi:
Kanal İstanbul;
- Bir ulaşım projesi değildir. Bölgede yaşayan halkın yaşam koşullarını iyileştirmek yerine köyleri, sermayeye açacak şekilde imar izinleri verdiğinizi biliyoruz ki bu bir yapılaşma, rant projesidir.
- Bu proje “kentsel dönüşüm” adı altında milyonları evlerinden, yerlerinden edecek, işyerlerini dahil yok edecek; lüks siteler, AVM’lerle dolu “Yenişehir”e dönüştürecektir.
- Dünyanın pek az kentinde olan ama İstanbul’da bir arada olan doğal varlıklar, dünyanın yedi lagününden biri, göller, endemik çeşitliliği ile ünlü̈ Kuzey ormanları, tarım alanları, yaban hayatı, göç sırasında konaklayan kuşlar, denizler, hepsi bu projeyle yok edilmeye çalışılmaktadır.
Bu rant aracı kanalı yapamayacaksınız
Bu görüş, bu ülkenin en iyi okullarından yetişmiş bilimin gerçeklerine önem veren, doğanın çığlığını duyan, iklim krizinin farkında olan, gıda krizinin kapıda olduğunu gören, evinden yerinden edilmek istenmeyenlerin, yaşamı savunan halkın görüşüdür.
Bizler bugün imar planlarında sadece yapılan değişikliklere değil, kamu yararını, doğayı hiçe sayan bu katliam projesinin alt yapısını hazırlayan planlarının tamamına itiraz ediyoruz!
“Yenişehir’de köylülere, yoksullara, işçilere emekçilere yer yok”
1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğine, 1/5000 ve 1/1000 imar planlarına yönelik itirazlarımıza yanıt dahi vermeden, dava sürecinde üç etap halinde nazım ve uygulama imar planlarını ve çevre düzeni planı değişikliğini yeniden onaylıyor. Bakanlık; Yenişehir adını verdiği bu talan projesi ile Sazlıdere Su Havzasından Karadeniz’e uzanan köylerin, tarım alanlarının, meraların, ormanların üzerine lojistik tesisler, turizm alanları, ticaret alanları, fuar alanları, konut alanları ve Karadeniz kıyısına milyonlarca m2 dolgu alanı planlıyor.
Bu planlarda Sazlıdere Barajı yok, köyler yok, tarım alanları, meralar, ormanlar yok. “Yenişehir” dedikleri yerde köylülere, yoksullara, işçilere, emekçilere yani halka yer yok!
Talana, kıyıma, katliama geçit vermeyeceğiz.
Salgın hızını almış yürürken, Kanal da Kanal diyenlere sesleniyoruz:
Bilim insanları İstanbul’da 1 milyon konutun güvenli olmadığını, 100 bini aşkın konutun ise olası depremde yıkılabileceğini öngörüyor. İnsanlar deprem olduğu için değil, kötü yapılaşmadan dolayı can verirken, evsiz kalırken, bir avuç zengine kar sağlayacak Kanal Projesi’ne değil depreme bütçe ayrılmalıdır.
Pandemi başından beri toplam vaka sayısında dünya yedincisiyiz! Nüfusa göre günlük vaka sayılarında ise dünyada birinci sıradayız! Türkiye’nin hala toplam nüfusunun %13’nün aşılandığı da biliniyor! Yine ve yeniden tekrar ediyoruz! Hal böyleyken Kanal Projesi’ne değil SALGINLA MÜCADELEYE bütçe ayrılmalıdır!
Biliyoruz ki bu planlar, son 20 yıldır türlü hukuki ve idari kılıflarla sermayeyi büyüten, doğayı, yaşam alanlarımızı yok eden, her bir tuğlasında güvencesiz işçinin kanını akıtan iktidar ve yandaşlarının zulmüne harç ettiği katliam projelerinden farklı değil. Biz bu aceleyi de bu kandırmacayı da iyi biliyoruz. Var gücümüzle bu kıyımın karşısında durmaya, Kuzey Köyleriyle, dostlarımızla, canlarımızla, İstanbullularla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.
Talana, kıyıma, katliama geçit vermeyeceğiz.
Bütün yurttaşlarımızı yaşamı, doğayı, çocuklarımızı savunmaya davet ediyoruz. Katılın durduralım İstanbul’u birlikte kurtaralım.
Dilekçeler verildi
Açıklamanın ardından Ya Kanal ya İstanbul Koordinasyonu üyeleri askıya çıkan imar planlarına yönelik itiraz dilekçelerini Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne verdi. Sendika.Org