Arzu Dinçer
Hiç düşünmeden yarın var mı diye üzülür, kederleniriz. Hayatın bir cilvesi der kurlaşmaya bile bir acı iliştiririz usulca. Oysa yaşamak gümbür gümbür akan bir ırmakken biz kendimizi illa çölde bulmaya zorlarız.
Sonra apansız bir kayıp olur yaşamımızda. Başımıza öyle bir darbe almış oluruz ki sendeler, ne yerde ne gökte kendimize bir türlü yer bulamayız. Eskiler çağırmak der buna. Bazen de biz çağırmayız hani başkaları çağırır gelir darbesi bizi buluverir.
Aradan üç beş gün geçer yine bildiğimizi okumaya devam ederiz. Oysaki okuyacak onca güzel şiir, onca kitap varken her şeyin en iyisini bilen bizler burnumuzun dikinde sızlamasını unutmuş yol alırız.
Örneğin 26 Nisan 1986 yı hatırlayan var mı aranızda? Peki, aşağıdaki fotoğraf karesi size bir şey hatırlatıyor mu?
Bir deney sırasında meydana gelen 20. Yüzyılın ilk büyük nükleer kazası Çernobil reaktör kazasının tarihidir 26 Nisan 1986. Dönemin yetkilileri “Günde yirmi bardak çay güvenlidir; “Biraz radyasyon yararlıdır”; “Radyasyon kemiklere faydalıdır”; hatta “Radyoaktif çay lezzetlidir” gibi açıklamalar yaparak insanların radyasyonlu ürünleri tüketmesine teşvik etmişlerdir.
Günümüzde ise mutfak tüpünden bir farkı olmadığı iddiaları da ortaya konmaktadır!
Söylemler akılda kalmakla birlikte söyleyenler neredeyse hatırlanmamaktadır. Tıpkı söz konusu facianın tarihi gibi.
Unuturuz. Yaşamın devamlılığı içerisinde bu çok doğaldır. Kimi ders çıkartıp düzelterek, kimi hatalara yeni zincirler ekleyerek!
Ama bazı şeyleri hiç unutmayız;
“Biliyorum
Toprak çökecek
Bir yıldız yağmuruna tutulacağım
Başım dönecek
Arkamda seni bulacağım
“Haydi” diyeceksin
Ernesto gibi
Gidelim
Yıldızların çok olduğu
Bir gökyüzü altına…”
Bu dizelerin sahibini hatırladınız mı? Şair ceketli çocuk desem? Hatırlamayan sayısı çok azdır diye düşünüyorum. “Kazım Koyuncu” evet. Çernobil kazası sonrasında ortaya çıkan kanser vakalarından biri sonucunda hayatının baharında aramızdan ayrılan Şair ceketli çocuk.
Ve yıllar yılları kovalasa da hala türküleri kulaklarımızda, o güzel insanlık bezeli sözleri de gözlerimizi doldurmaya devam edecek. Biz varken de yokken de.
Burnumuzun direğinin sızladığı hiçbir şeyi es geçmeyelim dostlar. Yarın biz olmasak da yarını yaşayacak güzel çocuklarımız mutlaka olacak. Düşmüş bir tuğlayı yerine koyalım ki yarın diye bir şey kalsın. Erkler hep olacak, çark dönecek ama insanlık, insanlığın temeli sevgi ve onun evlatları duygular, duyguların yuvası şiirler, kitaplar, ezgiler ebedi kalacak ve unutulmayacak.
Sevgilerimle,
Arzu Dinçer
24 Haziran 2016