Sinan Ateş cinayetine ilişkin dava sürecini takip eden gazeteciler, Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Burak Kılıç ve Orhun Haber tarafından hedef gösterildi. Gazeteciler yaptıkları açıklamada, “Dolma kalemleri kanla dolu” dedi.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in suikast sonucu öldürülmesine ilişkin davada MHP’nin ve Ülkü Ocakları’nın sorumluluğu gizlenirken haber yazan gazeteciler de hedefe konuldu.
Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin iddianamede adı yer alan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Gazeteci ve BirGün Yazarı Timur Soykan’ın yanı sıra İsmail Saymaz, Barış Terkoğlu, Erk Acarer ve Alican Uludağ’ı hedef aldı.
Kılıç, Gazetecileri fotoğraflarına da yer vererek hedef gösterdiği paylaşımda, “Bizler AB ve ABD fonlarının doldurduğu dolma kalemler değiliz, bizler kurşun kalemleriz. Kurşun kalemlerin de bir gün galip geleceğini mutlaka göreceğiz” ifadelerini kullandı. Kılıç gelen tepkilerin ardından söz konusu paylaşımı kaldırdı. Sinan Ateş’in ölümüne ilişkin hazırlanan iddianamede şüpheliler listesinde yer almayan ancak ifadelerinin geçtiği yerde ‘şüpheli’ olarak anılan Kılıç, Ateş’in evinin konumunu Tolgahan Demirbaş’a göndermişti. Kılıç, Ateş’in evinin önüne pankart asmak istediklerini söylemişti.
Aynı zamanda Ateş’i öldürülmesinden aylar önce hedef gösteren MHP’nin operasyon sitesi Orhun Haber de gazetecileri hedef aldı. Geçtiğimiz hafta Euro 2024’te Türkiye-Avusturya maçı sırasında futbolcu Merih Demiral’ın golünü anons eden Halk TV’yi hedef alan Orhun Haber’in paylaşımında “Merih Demiral’ın golü sonrası Halk TV… Sanırsın Ermeni kanalı… Gole verdikleri şu garip tepkilere bakar mısınız?” ifadeleri yer aldı.
SİZİ TANIYORUZ
Kılıç’ın paylaşımına yanıt veren gazetecilerin açıklamaları ise şu şekilde:
Timur Soykan: “Bu tweeti atan Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Sinan Ateş’in öldürülmesinden önce eşi Ayşe Ateş’in evinin fotoğraflarını çekti ve Tolgahan Demirbaş’a gönderdi. Onun ‘kurşun’ kalemle neyi kastettiğini Sinan Ateş’e kurulan pusudan da biliyoruz. Bizim kalemlerimiz sadece halkın haber alma hakkı için yazar. Onların dolma kalemleri kanla dolu. Mafya düzeninde gazetecileri böyle tehdit edebilme cüretini de Sinan Ateş cinayeti sanığı olmamasından alıyor.”
Barış Terkoğlu: “Tam bağımsız Türkiye diyenlere satırla saldırmışsın. ‘Kahrolsun emperyalizm’ diyenleri kurşunlamışsın. Kendi ülkenin iki kuruş zam isteyen işçisini, özgürlük isteyen vatandaşını, insanca yaşam isteyen gencini sokakta kovalarken; kendi milletini zehirleyen uluslararası baronların torbacılarıyla iş tutmuşsun. Şimdi aklınca hayatında her dönem devlete çöreklenmiş çetelerle mücadele eden adamları tehdit ediyorsun. Sorsalar onun da arkasında duramayacak, bilmem kimden alıntı yaptım diyeceksin. Senden kurşun kalem olmaz, ancak kurşun asker olur! Sorsan milliyetçisin, ama ne milletinin dilini bilirsin, ne kültürünü savunursun, ne onunla ekmeğini bölüşürsün. Ülküden yalnız on kişi toplanıp suç işlemeyi anlarsın.”
Alican Uludağ: “Burak Kılıç adlı cinayet şüphelisi ise yalnızca bu çetenin bir kurşun askeri ve piyonudur. Bu piyonu konuşturan kişi, abileridir. Çünkü kendisi Sinan Ateş cinayetinde deşifre olduğu için piyon olarak onu öne sürüyorlar. Yalnızca Sinan Ateş cinayetinde rol almadı Burak Kılıç. Kılıç’ın gazetecileri tehdit etmesinin sorumlusu yargıdır. Eğer savcılık, bu cinayet şüphelisine gereğini yapsaydı, böyle tehditler savurmazdı. Yarın olacakların sorumlusu da yargıdır.”
Gazeteci örgütleri tepki gösterdi
Basın meslek örgütleri ise yaptıkları paylaşımlarla Kılıç’a tepki gösterdi.
Cumhuriyet savcılarını göreve davet eden Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Sinan Ateş davasını takip eden gazetecileri önce MHP’li yöneticiler sosyal medya hesaplarından hedef gösterdi. Sonra davanın sanıkları gazetecileri mahkeme salonunda açıkça tehdit etti. Şimdi ise Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, davayı takip eden gazetecileri sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla hedef göstererek tehdit etti. Bu tehditler her şeyden önce basın özgürlüğü ve demokrasiye yöneliktir. Bir suikastın sanıkları ve suç ilişkileriyle anılan bir yapılanmanın bu tehditlerine karşı gazeteciliği savunmaya ve meslektaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz.”
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından yapılan açıklamada gazetecilere yönelik tehditlerin hukukta olmayan, her an bir gazeteci cinayetine yol açacak kadar tehlikeli olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada şunlar aktarıldı: “Siyasetçilerin gazetecileri hedef gösterme, fiziksel saldırıya uğramalarına neden olma, fotoğraflarını yayınlayarak içinde ‘kurşun’ kelimesi kullanılan paylaşımlar yapma özgürlükleri olduğunu görüyoruz. MHP yöneticileri, meslektaşlarımızın can ve iş güvenliğini hedefe koyan açıklamalarına her gün bir yenisini eklemektedir. Ateş cinayeti ve davasıyla ilgili haber yapan meslektaşlarımızın MHP yöneticileri tarafından düzenli tehdit edilmesi suçtur.”
DİSK Basın-İş tarafından yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Meslektaşlarımıza yönelik olası saldırıların azmettiricileri ve failleri bellidir. Sistematik tehditlere karşı yetkilileri derhal göreve çağırıyoruz.” birgun.net