Dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını kapitalist sistem ve neoliberal politikaların tartışılmasını da beraberinde getirdi. Emperyalist ülkelerin ve gelişmiş olduğu belirtilen kapitalist ülkelerin sağlıkta sınıfta kalması, sosyalist Küba’nın sağlık sistemi ve diğer ülkelere yaptığı yardımlar gündeme oturdu.
İşte bu tabloda dünyada kamucu, halkçı, sosyalist çözümler de sıkça dillendirilmeye ve tartışılmaya başlandı.
Peki, Türkiye’deki sosyalist partiler salgına karşı neleri öneriyorlar; alınana tedbirleri ve uygulamaları nasıl değerlendiriyorlar?
İşte sosyalist partilerin açıklamaları…
“SOSYALİST TÜRKİYE SALGINI ÇOK DAHA KOLAY KONTROL ALTINA ALIRDI”
“Sağlığımız için sosyalizm şart” başlıklı bir açıklama yayınlayan Türkiye Komünist Partisi (TKP), tüm fabrikaların ve sağlık kuruluşlarının kamulaştırılması gerektiğini ifade etti.
“Sosyalist Türkiye’de salgın çok daha kolay kontrol altına alınır ve emekçiler için bir toplumsal felakete dönüşmesi engellenirdi” diyen TKP, bunun nasıl olacağının da şöyle sıraladı:
1-Bütün özel hastaneler ve kurumlar kamulaştırılırdı.
2-Bankalar, sanayi tesisleri ve hizmet sektörü de kamulaştırılırdı.
3-Kamulaştırmalar merkezi planlamayı uygulanabilir hale getirirdi.
4-Koronavirüse karşı aşı, tedavisi ve tanı kitleri için derhal enstitüler kurulurdu.
5-Sağlık hizmetleri tamamen parasız olurdu.
6-Din ve devlet işleri birbirinden ayrılırdı. Kararların alınmasında Diyanet işlerinin etkisi olmazdı.
7-Uygulanan karantinalar keyfi olmaz, zorunlu bir toplumsal görev olurdu.
8-Medya sadece halka doğruyu açıklayacak şekilde yeniden düzenlenirdi.
9-Marketlerin yağmalanmasına ve stokçuluğa izin verilmezdi.
10-Bir ekonomik kriz oluşmazdı.
11- Yalnızca kendini düşünmek kınanırdı, paylaşma ve dayanışma duygusu hâkim olurdu.
12- Sosyalist bir toplum umutlu olurdu.
“SAĞLIK BAKANI KOCA ÖNCÜLÜK ETSİN”
Sol Parti tüm sağlık kuruluşlarının kamulaştırılması gerektiğini söylerken, “Özel hastane zincirine sahip olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu karar için öncülük etmelidir” önerisinde bulunuyor. Parti, diğer önerilerinin yanı sıra ‘görevlendirme nedeniyle çalışan işçilerde koronavirüsü tespit edilmişse bunun iş kazası ve meslek hastalığı sayılması görüşünde.
“PİYASACI ANLAYIŞI TERK ETMELİ”
Meclis’te 2 vekil ile temsil edilen Türkiye İşçi Partisi (TİP), “Bugün ve gelecekte yaşanabilecek her türlü hastalık, salgın, vb. durumlara karşı halk sağlığını korumanın tek yolu olarak piyasacı anlayış terk edilmelidir” ifadelerini kullanıyor ve işçilere 2 haftalık ücretli izin verilmesini istiyor.
“İŞTEN ATMALAR YASAKLANMALIDIR”
Emek Partisi (EMEP) salgına karşı gerekli araç ve ilaç üreten ve üretebilen fabrika ve işyerleri dahil bütün sağlık kurumlarının yönetimi ve denetiminin sağlık meslek örgütlerine geçmesini ve sağlığın ücretsiz olmasını istiyor. Parti, işçiler hakkında pek çok önerinin yanında “Zorunlu üretim alanları haricindeki bütün fabrika ve işyerlerinde üretime ara verilmeli ve bu süre boyunca işçiler ücretli izinli sayılmalıdır. Salgını fırsata çevirerek esnek çalışmayı yaygınlaştıran uygulamalardan vazgeçilmeli, işten atmalar yasaklanmalıdır” diyor.
“TOPLUMCU REÇETE”
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) de çözüm önerilerini “SALGININ TOPLUMSAL VE EKONOMİK SONUÇLARINA KARŞI, TOPLUMSAL VE EKONOMİK KRİZE KARŞI; TOPLUMCU REÇETE” başlıklı bir bildiri yayınladı.
14 maddelik bildiride şunlar sıralandı: “Risk grupları belirlenerek sağlık taraması öncelikli kılınmalıdır, Halkın temel ihtiyaçlarını karşılayan sektörlerde ve zorunlu olarak çalışmak durumundaki emekçiler düzenli sağlık taramasından geçirilmelidir, Bütün yurttaşların sağlık taramasından geçirilmesi için ulusal bir eylem planı hazırlanmalıdır, Bütün ilaç şirketleri ve depoları kamulaştırılmalı, ilaçlar halka ücretsiz verilmelidir, Sosyal sigortacılık sistemi devreye girmelidir, Salgın nedeniyle verilen izinlerin ücretli olması zorunlu kılınmalıdır, İşten çıkarmalar yasaklanmalıdır, Salgın ve kriz bahane edilerek ödenmeyen ücretler devlet garantisi altına alınmalıdır, Gıda fiyatları dondurulmalı, halkın günlük yaşam ihtiyaçları serbest piyasanın insafından çıkarılmalıdır, Krizin mali boyutunun aşılması için bütün bankalar ve finans kurumları derhal kamulaştırılmalıdır, Devletin dış ve iç borç ödemeleri durdurulmalı, bütün kaynaklar halka aktarılmalıdır, Elektrik, doğalgaz, su ve haberleşme ücretsiz hale getirilmelidir, Yurttaşların bankalara dönük kredi borçları bugüne kadar ödenen faizler düşünüldüğünde silinmelidir.”
“KORONAVİRÜS EKONOMİ PAKETİ İŞVERENLERE YARIYOR”
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) ise hükümet yetkililerinin açıklamalarını eleştirerek, “Koronavirüs ekonomi paketi İşçi Sınıfımız ve Köylülüğümüz için değil, Parababaları için…” başlıklı bir açıklama yayınladı. Açıklamada özetle şunlar belirtildi: “Koronavirüs salgını gittikçe yaygınlaşıyor. Hükümet yetkilileri “#evdekal” çağrısı yaparken, Parababaları kendilerini eve kapattı ama işçileri ücretli izne ayırmadı, fabrikaları kapatmadı. Fabrikaların büyük çoğunluğu tam kapasite, Koronasız günlerdeki çalışma saatleriyle çalışmaya devam ediyor. Bu da Koronavirüsün daha da yaygınlaşmasına sebep oluyor. Virüsün en fazla görüldüğü illerse, İstanbul ve Kocaeli…
…Bu süreçte kimi fabrikalar kapandı, küçülmeye gitti, kimisi de Koronavirüsü işçi çıkarmak için fırsata çevirdi. Emekçi halkımız Koronavirüs belasıyla uğraşırken, bir de işsizlik,pahalılık cehennemine atılmış oldu. Bu cehennem, mutlaka Koronavirüsten bile daha yakıcıdır.”
“PLANLI, KAMUCU, TOPLUMCU BİR SİSTEME İHTİYAÇ VAR”
Toplumcu Kurtuluş Partisi (1920 TKP)’nden yapılan açıklamada, şunlar belirtildi:
“Koronavirüs salgını açıkça gösterdi ki mevcut emperyalist-kapitalist sistem gerekli önlemleri almadı, alamadı, insanlığı bu büyük felakete sürükledi. Emperyalist-kapitalist sistemin kendisi bir virüstür. Ortadan kaldırılmalıdır!
Koronavirüs salgını açıkça gösterdi ki neoliberal politikalar, kamu kurumlarının özel şirketler lehine budanmasının her sorunu çözeceği anlayışı, piyasanın görünmez düzenleyici eli önermesi boş bir safsatadır. Halkların planlı, kamucu, toplumcu bir sisteme ihtiyacı vardır.”
“KENDİ OHAL’İMİZİ İLAN EDELİM, TÜM FABRİKALARDA GREVE GİDELİM”
Emekçi Hareket Partisi (EHP) de “Patronların insafına bırakılan milyonlarca çalışana, Kendi kendine OHAL, gönüllü karantina tavsiye ediyorlar. İşçilere ya açlık ya ölümü seçmeyi sunuyorlar. Öyleyse inisiyatif, emek verenlerindir: Kendi OHAL’imizi ilan edelim, tüm fabrikalarda greve gidelim” çağrısında bulundu.
“KORONAVİRÜSE KARŞI KÂRI DEĞİL, YAŞAMI SAVUNMAYA ÖNCELİK!
Devrimci İşçi Partisi (DİP)’in yayınladığı bildiride, “Sağlık, insanlığın en önemli varlığıdır. Özel mülkiyetin çıkarlarına kurban edilemez. Kimsenin, halkın sağlığıyla oynamasına izin vermemeliyiz. Devrimci İşçi Partisi olarak, işçi hareketini, meslek örgütlerini, demokratik kitle örgütlerini, sosyalist hareketi halkın sağlığının Koronavirüs belasına karşı korunması uğruna sadece tıbbi önlem almaya değil, mücadeleye çağırıyoruz” denildi.
“İNSANLIK YENİ BİR DÖNÜŞÜMÜN KAVŞAĞINDA”
Türkiye İşçi Köylü Partisi (TİKP) “İnsanlık Yeni Bir Dönüşümün Kavşağında” başlıklı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Corona Virüs kapitalist-emperyalist sistemin daha yoğun olarak sorgulanmasına yol açtı. Başta sağlık olmak üzere eğitim, elektrik, su ve temel gıdalara ücretsiz erişim gibi sosyalizmin öngördüğü talepler tekrar insanlığın gündemine oturdu. Ekonomide ve siyasette korumacı ve devletçi politikalar yeniden yoğun olarak tartışılmaya başlandı.
Örneğin; neo-liberalizmi savunan Fransa, İngiltere ve Almanya’nın devlet yöneticileri sosyal devlet ve kamucu siyasetlere dönüş sinyalleri verdiler. Wall Street’ten şişirilen küresel balon patladı. Salgın dünyanın süper gücü ABD’yi yerlere serdi. Borsalar çöküyor. Dünya ticarî sistemi sarsılıyor. Ekonomiler iflâsa gidiyor.
Corona Virüs, kapitalist-emperyalist sistemin var olan krizini daha da derinleştirecek. Ekonomisi çöken devletler sayısında önemli artışlar olacak.
Dünya hem aşırı milliyetçiliğin hem de sol-sosyalist kamucu hareketlerin yükselişine sahne olacak. ABD’nin dünyayı tek başına kontrol etme olanağı ortadan kalkacak. Yeni saflaşmalar yaşanacak. Çin-AB iş birliği daha da güçlenecek.”
“SENDİKALAR GENEL GREVE GİTMELİ”
Devrimci Parti, Türk Tabipleri Birliği başta olmak üzere tüm emek ve meslek örgütlerinin dikkate alınmasını isterken, bunları belirtiyor: “Bütün çalışanlar en az 14 günlük ücretli izne çıkarılsın. Bu uygulanmadığı takdirde sendikalar genel greve giderek işçi sınıfının yaşamını sermayedarların insafına bırakmayacağını göstermelidir. Çalışma hayatının sürdüğü bütün alanlarda tüm çalışanları virüse karşı koruyacak önlemler eksiksiz olarak uygulansın.”
“İŞÇİLERİN MAAŞI MUHAFAZA EDİLMELİDİR”
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) hükümetin salgın sürecini Meclis’teki diğer partiler, sağlık alanındaki meslek ve emek örgütleri, sendikalar ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileriyle birlikte kurulacak bir kriz masasından yönetmesi gerektiğini kaydederek, “İşyerleri ve okullarda tehlike arz edecek bir durum söz konusu olduğu sürece buralar tatil edilmeli, işçilerin maaşı, öğrencilerin eğitim imkânı mutlaka muhafaza edilmelidir” diyor.
“YEDİ ACİL ÖNLEM”
Sosyalist Emekçiler Partisi (SEP) ve İşçi Demokrasisi Partisi (İDP) de “Yedi Acil Önlem” talebini paylaştı. Bu talepler şöyle:
“-Süper zenginlere süper servet vergisi
-İşten atmalar yasaklansın.
-Çalışanlara ücretli izin.
-İşini kaybedenlerin kredi kartı borcu silinsin.
-Zorunlu açık olan işyerlerindeki emekçilere korona tazminatı.
-AKP’nin vurgun ihaleleri iptal edilsin.
-Yaygın test.
“HİZMETLER TÜM HALKA ÜCRETSİZ OLMALI”
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) toplumu kurtaracak olanın sosyalizm olduğunu belirterek, şunları açıklıyor: “Bizi yaşatacak olan ise üretimin de, bölüşümün de toplum için, toplum mülkiyetinde ve toplum kontrolünde yapılacağı sosyalizm olacaktır. Bugün salgınla mücadelede ihtiyacımız olan şey daha fazla yasak değil, tüm işçi ve emekçilere yıllık izinlerine ek olarak sağlanacak ücretli izindir, temel gıda ve hizmetlerin tüm halka ücretsiz temin edilmesidir.”
“İNSANLARIN SAĞLIĞINA ÖNCELİK VERİLMELİ”
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi ise şunları açıklıyor: “İnsanların sağlığına öncelik verilmelidir, bunun istisnası olamaz. İnsanlara doğrudan ekonomik destek sağlanmalıdır. Şirket yöneticilerine değil, çalışanlara ve topluluklara yardım edilmelidir. Gelecekteki krizlere karşı dirençlilik artırılmalıdır. Sınırlar ötesinde dayanışmalar ve topluluklar oluşturulmalıdır; otoriterlik güçlendirilmemelidir.”
“ÜLKE ÇAPINDA BİR AYLIK MUTLAK SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI”
İşçinin Kendi Partisi (İKEP) “Ülke Çapında Bir Aylık Mutlak Sokağa Çıkma Yasağı!” başlıklı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu talepler sıralandı:
“Hiçbir işçi işinden atılmamalı, ücretler dondurulmalı!
İç ve dış borç ödemeleri derhal durdurulmalı!
Salgın süresince elektrik, doğalgaz, su ve telefon ödemeleri durdurulmalı, durdurmayan şirketlere el konulmalı! Bütün bankalara işçi denetiminde el konulmalı!
Köprü-otoyol-tünel-havalimanı zorunlu ödemeleri derhal kesilmeli!
Bütün TOKİ evlerine bu seferberliğe katılacak olanlar ve evsizler yerleştirilmeli!
Bütün AVM’ler yeterli altyapıları olduğu için hastanelere çevrilmeli, çalışanları ücretleriyle seferberliğe katılmalı!
Bütün lojistik şirketlerine derhal el konulmalı, çalışanları ücretleri kesilmeksizin seferberliğe katılmalı!
Otomotiv başta olmak üzere büyük fabrikalar tıbbi malzeme yapım merkezlerine dönüştürülmeli!”
Odatv.com