5 C
Almanya
Cumartesi, Nisan 20, 2024

Türkiye Cumhuriyeti Devleti hepimizin ortak malıdır

  ŞİNASİ DİKMEN

February 9 at 1:03pm

Sevgili Face dostlarım,
Özel işlerimden dolayı HAYIR nedenlerimi yazmaya zaman ayıramadım. Özür dilerim.
Şimdiye dek yazdıklarıma açık açık onay verenler de oldu, benim HAYIR‘ıma HAYIR diyenler de oldu. Böyle olması da gerekir. İstediğim demokratik tartışma bu. Tartışmalarda söylenen kelimeler hakaret içermediği sürece dinlenme hakkına sahiptirler. Hakaret içerikli kelimeler sahiplerine aittir. „Ne pahasına olursa olsun ben evet diyeceğim“ düşüncesinde olanlara ne bir tavsiyem var, ne eleştirim, ne kötü bir bakış.
Ben ikinci eşimle 21 yıldır birlikteyim. Başta birbirimizin alışkanlıklarının ötekisine yabancılığından dolayı zorlandık. Tartıştk. Hatta „keşke birlikte olmasaydık“ bile dedik baştan. Size „şu günden itibaren kavgalarımız kesildi“ diyemem, ama galiba 19 yıldır çok iyi anlaşıyoruz. Karıma çok güveniyorum. Onun aile içinde verdiği kararlara katılmadığım oluyor, ama kavga etmiyoruz.
İkimiz birlikte çalışıp kazaniyoruz, ama ayrı harcıyoruz. Yani herkes kendi cüzdanının sahibi. Karım benim özel masraflarıma karışamaz, ben de onun. Ha onu da söyliyeyim, bir de aile kasamız var. İkimiz de kazancımız oranında belli bir parayı o kasaya ödüyoruz. Evin kirasından elektrik parasına, birlikte olduğumuz sürece mutfak masrafları, o kasadan çıkıyor. Eğer karım Türkiye‘de ben Almanya‘da yaşıyorsak – ara sıra her ikimiz de tek başımıza Türkiye‘ye gidiyoruz – o zaman yemek masrafları dahil özel kasamızdan ödüyoruz. Ve gül gibi geçiniyoruz.
Almanya‘da küçücük bir ev aldık. Karım bu evi benim haberim olmadan satamaz, ben de ondan habersiz. Karım „bu evi benim üstüme al“ demedi, diyemez. Güveniyorum kendisine, ama kontrolün de elimden gitmesini istemiyorum. Evi onun üstüne yazdırmam. Türkiye‘deki evimizi de o benim, ben onun üstüne devretmem, devretmez. Ortak mal, ortak maldır.
Kusura bakmayın, olayı bu denli basitleştirmek istemezdim ama, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hepimizin ortak malıdır. Şimdiki Cumhurbaşkanımız halkımızın % 52‘sine yakını tarafından seçilmistir. Seçim sonucuna ve Cumhurbaşkanı‘na saygı duymak benim demokratik görevimdir. Beğenmiyor olabilirim Cumhurbaskanı‘nın yaptıklarını. Ama kendisine hakaret etmem. Ama devletimi de onun adına kayıt ettirmemek için demokratik hakkım ve görevim olarak HAYIR derim. Benim kişisel düşüncem, 80 milyonluk bir nüfusun idaresi tek kişiye bırakılacak kadar basit bir şey değildir. Allah‘ın hiç bir kuluna bu kadar güç vermem. Allah‘ın yarattığı insanın ne gibi hatalar yapacağını bilecek yaştayım. 70 yaşım, babam, öğretmenim, muhtarım, müdürüm, arkadaşım, vekilim ve bakanım, tüm bu insanların değişik şekillerde değişik hatalar yaptıklarını öğretti bana. Bir insanın makamı ne denli yüksekse vereceği yanlış kararların topluma zararları daha çok oluyor. Baba kendi ailesine, müdür kendi dairesine, bakan kendi bakanlığına, başbakan kendi devleti ve toplumuna zarar verebiliyor. Verdikleri zararı telafi etmek kuşaklara mal oluyor. Evren Anayasası‘na, değisik zorlamalardan dolayı halkımızın % 90‘ı evet dedi. Topluma yarardan çok zarar getirdiğini dindarımız da yaşadı, sekülerimiz de.
Benim itirazlarım ne Erdoğan‘a, ne Kılıçdaroğlu‘na. Benim itirazım sistemin kontrölsüz ve keyfiliğe açık olmasına. Amerikan Başkanı Müslümanların ülkeye girmesini yasakladı. Benim hoşuma gitmedi bu karar. Bence rasist bir düşüncenin sonucu. Başkanın böyle bir karar vermesi başkanlığın içinde. Tek bir insanın böyle bir karar verme hakkını sistem ona tanımış. Onun için bu sisteme HAYIR diyorum. Bizim, Evet onayını alarak başa geçen Başkanımız böyle bir karar verebilir mi? Belki şimdiki vermez, ama ondan sonra gelen? Şimdiye dek hiç bir Amerikan Başkanı, belli bir dine düşmanlığını bu derece insanlık dışı göstermemişti. Ama Trump gösterdi. Demek ki başkanlık sisteminin içinde böyle bir tehlike var.
Referandum büyük bir ihtimalle 16 Nisan‘da yapılacak. O zamana kadar iyi düşünüp karar vermeliyiz. Henüz vakit geç değil HAYIR demeye.
Sağlıcakla kalın.

 

Son Haberler

İlgili Haberler