Silopi’nin Nur Mahallesi’nde bir keskin nişancının kurşunlarına hedef olan ve yedigün yattığı yerden alınamayan Taybet İnan’ın oğlu yaşananları anlattı.
57 yaşındaki 11 çocuklu Taybet sokağa çıkma yasağının 12. gününde, komşusundan dönerken sokak ortasında vurularak katledilmişti. Yengesinin yere yığıldığını gören Yusuf İnan (40) da ona ulaşamadan vurulmuş, oradakiler yakındaki bir evin avlusuna çekerek almışlardı. Andından Taybet Ana’nın eşi de can havliyle sokağa fırlamış ancak keskin nişancı onu da bacağından vurmuştu. Sürünerek komşu bir eve atan acılı eş, gözyaşları arasında, isyan etmekten başka çaresi kalmamıştı. İnan ailesinin devletin her biriminden yardım talebi cevap bulmamış, ambulans bekleyen Yusuf İnan da 20 sonra can vermişti. Yedi gün sonra, 25 Aralık’ta sabah saatlerinde ambunlansın mahalleye girmesiyle mahalle sakinleri de beyaz bayraklarla Taybet Ana ile Yusuf İnan’ın cenazesini Silopi Devlet Hastanesi morguna kaldırmışlardı.
İşte oğul İnan’ın yaşananlarla ilgili yazdıkları:
“Annem ilk vurulduğunda, haber verdiler koştuk, biz daha varmadan amcam gitmek istemiş onu da vurmuşlar. Gittiğimde amcamı taşıyordu komşular, annem dedim sokakta kaldı dediler, ben gitmek istedim tuttular, ağladım, ağladım, ağladım… Annem sokağın ortasında kaldı öylece önce belli belirsiz kıpırdıyordu, sonra saatler geçtikçe hareketler azaldı… Kimi aramadık ki vekilleri, kaymakamı, valiyi, dedik çeksinler kagaları öldü ölmesine de cenazesini alalım… Annem ne hissetti acaba, canı çok yandı, yanmıştır… Biz sevgi nedir hiç dile getirmezdik, ama sarılması vardı dünyaya değerdi, binlerce söz gelse anlatamazdı o sevgiyi.. Annem tamı tamına 7 gün sokakta kaldı… Hiçbirimiz uyuyamadık, köpekler gelir, kuşlar konar diye, o orada yattı biz 150 metresinde ilerisinde öldük… Bir insan bir insana ne kadar acı çektirebilirse devlet de bize 7 günde bunu yaptı. 7 FÜN TAM YEDİ GÜN ANNENİZİN CENAZESİ SOKAK ORTASINDA KALSIN… İnsan çok iyi olamıyor, insan kalamıyor… Annemin elleri kaskatı olmuş ve öyle sıkmış ki eşarbını belli ki canı hayli acımış, öptüm ellerinden helal et hakkını diye ama… Kanı kurumuş annemin… Kokusu gitmiş, toprak ve kan kokuyor annem, saçları sertleşmiş, kirlenmiş, annemin canından can almışlar Allah’a inananlar! Gözleri açık kalmış annemin, yüzü eve dönük. ayakları toplanmış bir takat gelsin diye belli ki çabalamış. Benim annem, siz benim annemi öldürdünüz. çocukların var mı bilmiyorum sizin yoksa sahiplerinizin var, nasıl bir acı demeyeceğim zira ağır… 7 gün benim annem 7 gün kara kış soğuğunda kaldı, en acısı kaç saat yaralı kaldı bilememek, keşke diyorum hemen ölmüş olsa. Siz benim annemi öldürdünüz.”