Sözcü gazetesi hakkında savcılıkta FETÖ ile bağlantılı olduğu iddiasıyla bir dosya hazırlandığı iddia ediliyor. GazeteFetö bağlantılı soruşturmaya sert tepki gösterdi.
Gazetenin ilgili haberinde şu ifadeler yeraldı:
“Sözcü üzerindeki baskılar artıyor sevgili okurlar. Anlaşılan o ki Türkiye’nin en etkili gazetesi Sözcü susturulmak isteniyor! Neden?
Sebep basit: Gerçekleri yazdığı ve malum çevreleri ürküttüğü için!
Sözcü’nün FETÖ’cü olduğunu iddia eden kötü niyetli birtakım zevat var!
Dahası, Sözcü hakkında savcılıkta bir dosya hazırlandığı duyumunu aldık.
Güler misiniz, ağlar mısınız?
Bu ülkede herkes FETÖ’cü olabilir ama Sözcü asla olamaz! FETÖ’nün alçak felsefesi, Sözcü’nün karakterine, yapısına, ahlakına uymaz.
Bütün haberlerimiz ve tüm yazarlarımızın yazıları ortada……
Sözcü sapına kadar Atatürkçü ve Cumhuriyetçidir.
Atatürkçü olmamız ve halktan büyük destek görmemiz birilerinin canını sıkıyor. Varsın sıksın, biz doğru yoldan sapmayacağız.
İktidar mensupları dahil herkes Pensilvanya’ya gidip “Hocaefendi hazretleri” diye Fethullah Gülen’in elini öperken ona “FETO” diyen ve Türkiye için tehlikeli bir kişi olduğunu yazan tek gazete Sözcü idi.
Fethullah Gülen’in Sözcü aleyhine açtığı 35 ceza ve tazminat davası vardır. Bu bile Sözcü’nün sağlam karakterini göstermeye yeterlidir.
Yayın hayatına atıldığı ilk günden bu yana Atatürk ilkelerinden sapmayan, Türkiye’nin marka olmuş en dürüst Atatürkçü yazarlarını bünyesinde toplayan, her nüshasında Türkiye Cumhuriyeti’ni, özgürlükleri ve ulusal birliğimizi savunan Sözcü ile FETÖ arasında bir bağlantı kurmaya çalışmak ayıptan da öte büyük bir densizliktir!
Sözcü’ye destek yağdı
Siyasi parti ve farklı kurumlardan gazeteye destek mesajı geldi. İşte onlardan bazıları:
Her gazete iktidara destek vermek zorunda değil
Mustafa Kamalak (Saadet Partisi Genel Başkanı): 15 Temmuz sonrası süreç milli birlik ve beraberlik adına olumlu bir iklim ortaya çıkarmıştır. Bu iklime zarar verecek her türlü girişimden hassasiyetle kaçınılmalıdır Basın, demokrasi ve milli iradenin vazgeçilmez bir parçasıdır. Türkiyemizin karşı karşıya kaldığı bu hassas süreç bahane edilerek muhalif medyanın susturulmaya çalışılması asla kabul edilemez. Herkes iktidarın hoşuna gidecek şeyleri söylemek, her gazete de iktidara destek vermek zorunda değildir. Şayet böyle bir niyet içine giriliyorsa bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir.
Herkes kandırıldı ama SÖZCÜ hiç kandırılamadı
Erdal Aksünger (CHP Genel Başkan Yardımcısı): Hükümet kendini ‘kandırıldık’ diye savunurken bu süreçte ‘hiç kandırılamayan’ SÖZCÜ oldu. Her haberinde haklı çıktı. Birilerinin yönlendirmesi ve iftirasıyla gazeteyi kapatmaya kalkışmak, sivil dikta girişimidir. Bunun konuşulması bile büyük bir hatadır. Böyle bir girişim cinayet olur. Hükümet aklını başına almalıdır. At izi ile it izini birbirine karıştırmasınlar. Basın özgürlüğünün demokrasiler için önemi yine ve yeniden değerlendirilmeli, medyadaki çok seslilik bir zenginlik olarak değerlendirilmeli.
Darbe girişimiyle mücadele cadı avına dönüşmemeli
Selin Sayek Böke (CHP Genel Başkan Yardımcısı): Türkiye bir kez daha temel bir demokrasi sorunuyla karşı karşıya… Basın özgürlüğü, demokrasilerin olmazsa olmaz unsurudur. Bugüne kadar basına ve gazetecilere uygulanan baskı ve engellemelerden artık vazgeçilmelidir. 15 Temmuz darbe girişimine dönük mücadele, cadı avına dönüştürülmemelidir. Bunu bahane edip, ‘hazır fırsat’ anlayışıyla muhalif kesimler hedeflenmemelidir. Demokrasiyi savunmak için birlikte verilen mücadele, birilerinin dikensiz gül bahçesi yaratma hevesine kurban gitmesin. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında da Türkiye gördü ki özgür basın demokrasimizin güvencesidir, olmazsa olmazıdır. SÖZCÜ, gazetecilik yapan bir gazetedir. SÖZCÜ’yü susturmak, halkın haber alma hakkını gasp etmektir.
SÖZCÜ’yü okusalardı AKP’liler de kandırılmazdı
Tahsin Tarhan (CHP Kocaeli Milletvekili): Devletin bütün kadroları ele geçirilmiş, en kritik noktalar terör örgütü üyesi olduğu belirtilen kişilerin emrine tahsis edilmiş. Hükümetin kendini tek savunma şekli ise ‘kandırıldık’… Eğer SÖZCÜ okusalardı, doğru haberlere kör bakmasalardı, uyarıları dikkate alsalardı kandırılmazlardı. Anlaşılan hükümet kandırılmaya, aldatılmaya devam etmek istiyor. Doğru haberciliğiyle öne çıkan SÖZCÜ’ye karşı yapılan her olumsuz girişimi kınıyorum ve sonuna kadar da karşısındayım.
SÖZCÜ Türkiye’nin basın özgürlüğü için son kaledir
Murat Emir (CHP Ankara Milletvekili): Darbeyi fırsat bilip kendi darbesini gerçekleştirmeye çalışan AKP iktidarı, zaten çok az sayıda kalan özgür basını hedef almaya başladı. Bu noktada muhalefet yapan SÖZCÜ’nün hedef alınması şaşırtıcı değil. Hiçbir aykırı sese tahammül edemeyen iktidarın, SÖZCÜ’ye müdahalesine izin vermeyiz. SÖZCÜ’nün olmadığı bir Türkiye’de, basın ve ifade özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. SÖZCÜ son kaledir. Türkiye’de basın özgürlüğünün yanında yer almaya devam edeceğiz. Her şartta SÖZCÜ’nün yanındayız.
SÖZCÜ ile uğraşmak sadece darbecilere yarar
Turhan Çakar (Tüketici Hakları Derneği): Böyle bir akıl dışılık olabilir mi? O zaman herkes işine gelmeyeni, birbirini suçlasın. İşine gelmeyene çamur atsın. O zaman memleketin hali ne olacak. Adalete, yargıya düşen görev bunu kanıtlamaktır. Her çamur atanın isteği yerine mi gelecek? Çok büyük bir kaos doğar. Ülke bölünüp parçalanmak isteniyor. SÖZCÜ’ye el koymak, ülke üzerinde emelleri olan, teslim alınmasını isteyenlerin işine gelecek bir şey. Bu da bir nevi darbeyi destekleyen, darbecilerin anlayışını, darbecilerin arkasındaki güçlerin politikasını destekleyen bir politikadır.
Demokrasi olacaksa elbet özgür basın da olacak
Faik Öztrak (CHP Tekirdağ Milletvekili): Türkiye’de bağımsız ve doğruları söyleyebilen gazeteciliğin temsilcisi olan SÖZCÜ gazetesinin zorlamayla, hakkında işlem yapılmaya çalışılması kabul edilemez. Türkiye’de demokrasi olacaksa özgür basın da olacak. Basın özgürlüğü, demokrasi açısından çok önemlidir. Aksi taktirde demokrasiden söz edilemez. Bu çabaları yadırgıyorum. Basın özgürlüğüne bir kaba kuvvet kullanma olarak görüyorum. SÖZCÜ gazetesi yayın hayatına devam etmeli, kamuoyunu bilgilendirme görevini kesintisiz yerine getirmelidir. Umarım iktidar bu ayıbı Türkiye’ye ve millete yaşatmaz.
Vaziyet Türkiye’nin FETÖ ile mücadele karnesidir
Eren Erdem (CHP İstanbul Milletvekili): Ergenekon’a fahri savcılık yapanlar dışarıda; Fethullah Gülen’in müritlerini, tarikatçıları, din bezirganlarını devlete yerleştirenler dışarıda… Rahmetli Kamer Genç, Meclis kürsüsünde FETÖ’nün tehlikesini anlatırken üzerine yürüyenler de dışarıda… Gülen’in okullarına yüzbinlerce dolar para akıtan siyasiler dışarıda, Gülen’in dizinin dibine gidip belediye başkan adayı olmak isteyenler dışarıda… Ama SÖZCÜ Gazetesi FETÖ’cü olduğu bahanesiyle kapatılmak isteniyor. İşte Türkiye’nin FETÖ’yle mücadele karnesi… Mücadeleyi sulandırıyorlar.
Bu girişim darbecilerin ekmeğine yağ sürecektir
Erhan Usta (MHP Samsun Milletvekili): Şu an mücadelenin bir tek hedefi var. O da FETÖ’yü bitirmek. Bu hengamede, işleri birbirine karıştırıp muhalif olduğu düşünülen gazetelere, gruplara baskı yapılırsa, mücadele büyük yara alır. Cumhurbaşkanı da ‘Birlik beraberliğe en fazla ihtiyaç olduğu dönemdeyiz’ dedi. SÖZCÜ’ye dokunulması, ülkede oluşan birlik beraberlik ruhunu bir anda yok eder. Böyle bir girişim ülkeyi işgal etmek isteyen darbecilerin ekmeğine yağ sürer. O nedenle bu yanlışları zorlayan kriptoların temizlenmesi lazım. Birlik beraberliği zedeleyecek adımları, bunlar pompalıyor.
Gazeteleri susturarak muhalefeti bitiremezsiniz
Yasemin Öney Cankurtaran (CHP Genel Başkan Yardımcısı): SÖZCÜ gazetesini FETÖ operasyonlarıyla ilişkilendirilerek soruşturma açılacağı ve kapatılmak istendiğine dair haberler AKP’nin artık açık faşizim sürecine geçme hazırlığında olduğunu gösteriyor. Peki soralım SÖZCÜ, FETÖ ile ilişkilendirilecek ne yapmıştır? Örneğin manşetlerinde Gülen’e “Hocaefendi” diye mi seslenmiştir. Birilerinin ağzından “Hocaefendi” sözü düşmezken SÖZCÜ, en güçlü olduğu dönemlerde dahi Gülen’e “FETO” deme cesaretini göstermiştir. SÖZCÜ’yü susturarak muhalefeti bitiremezsiniz ancak
öfkeyi büyütürsünüz.
Gazetenin tek suçu muhalif olmasıdır
Veli Demir (Eğitim-İş Genel Başkanı): AKP, darbe girişimini kullanarak tüm muhalif sesleri susturmak istiyor. Son KHK’larla binlerce memur işten çıkarıldı ve aralarında cemaat gibi yapılarla ilgisi olmayan çok sayıda insan var. Tam bir McCharthy’cilik, yani cadı avı var. SÖZCÜ gazetesinin tek suçu, muhalif olmasıdır. SÖZCÜ, bugüne dek dile getirilemeyenleri dile getirdi, konuşulamayanları konuştu, yazılamayanları yazdı. Türkiye’de halkın sesi oldu ve ülkenin en büyük gazetesi haline geldi. Gazetecilik yaptı. Evet, SÖZCÜ susarsa Türkiye susar. Bu karalama kampanyasını kınıyoruz ve elbette sessiz kalmayacağız.
SÖZCÜ tam da bu günler için lazımdır
Kamuran KARACA (Eğitim-Sen Genel Başkanı): Darbeden sonra ortak beklentimiz, gerçek anlamda demokratik bir sürecin başlamış olmasıydı. Ancak görüyoruz ki, demokratik güçlere sahip çıkmak yerine, onlara yönelik bir saldırı haline geçilmiştir. Eğer amaçları gerici, tarikatçı, cemaatçi grupların önünü açmaksa, SÖZCÜ’yü hedef göstermeleri çok doğal. Çünkü SÖZCÜ, tam da bu tür yapılanmaların karşısında duran bir gazetedir. Ülkenin demokratik değerlerini savunan, gerici her türlü yapılanmaya karşı duruş gösteren bir gazetedir. Aslında SÖZCÜ, tam da bugünler için lazımdır. Eğer gerçekten demokratik bir süreç isteniyorsa…
Siz SÖZCÜ gazetesine FETÖ’cü diyemezsiniz
İsmail Koncuk (Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı): Basın, doğru ne ise onu yazmakla mükellef olan demokrasinin en önemli aktörlerinden biridir. SÖZCÜ hükümetin işine gelmeyenleri yazıyor diye suçlanamaz. SÖZCÜ’nün FETÖ ile yakından uzaktan alakası yok. SÖZCÜ’ye FETÖ’cü diyemezsiniz. Kaldı ki SÖZCÜ, 15 Temmuz sonrasındaki süreçte birlik beraberlikten yana tavır takındı. Çok sorumlu bir yayın çizgisi izledi. OHAL FETÖ’yle mücadele etmek için çıkarıldı. Bu yetki başka alanlara kayarsa, iş başka yerlere gider. Sayın Cumhurbaşkanı adli yıl açılışında, hiç kimsenin siyasi saplantı içinde davranmaması gerektiğini hepimize öğretti diyor. Bu, bütün insanlar için önemlidir.