FRANKFURT
Solingen’de 32 yıl önce Alman ırkçılarca yakılarak katledilen dokuz yaşındaki Hülya Genç, Gülsün İnce (28), Hatice Genç (19), Saime Genç (5) ile Gülistan Öztürk (12) Frankfurt Bockenheim semtindeki Hülya Genç Meydanı’nda düzenlenen törenle anıldı.
Halkevi ve DİDF Frankfurt Derneği’nin de yer aldığı Hülya Günü İttifakı’nca düzenlenen anma etkinliği, Almanya’da 1990’dan beri ırkçı saldırganlarınca öldürülen ve 200’ü aşan insanlar için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Etkinlikte Mart 2024’te üç yaşında ve beş aylık iki çocukla anne ve babanın yakılarak katledildiği son Solingen vakası dosyasından ‘aşırı sağ motifli’ etiketinin emniyet mensuplarınca silinmesinin yeni bir skandal olduğu vurgulandı.

Hessen Eyelat Hükümeti Ayrımcılıkla Mücadele Sorumlusu Berivan Şekerci, “Hülya daha 9 yaşındaydı. Benim için karşı duruş sergilemek bir onurdur. Hülya ve yakınları hayattan koparıldı. Sizinle birlikte açıkca ırkçılığa karşı çıkıyoruz. Yakınlarının yaşadıklarının kelimelerle ifade edilemez. Duruşlarını anlama gayreti bile beni büyük üzüntüye boğuyor. Büyük acıya rağmen evlerine kapanmadılar. Söyledikleri ve yaptıkları büyük saygı ve derin bir hayranlık uyandırıyor. Elbette hiçbir yasa, ırkçılığı yok edemez. Hiçbir yasa bizim toplum olarak yapmamız gerekenlerin yerini alamaz. Irkçılık ancak dik duruşla mücadele edilebilir” diye konuştu.

Belediye Başkanı: Sesimizi yükseltmeliyiz
Frankfurt Belediye Başkanı Nargess Eskandari Grünberg (Yeşiller) de Hitler döneminin insanların susmasıyla başladığına dikkat çekerek “Katledilen bu insanlara karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeli ve sesimizi yükseltmeliyiz. Ne yazık ki süreç olumlu şekilde olmadı. Almanya göçmensiz iflas eder. Hanau katliamında yakınlarını kaybeden ailelere nasıl davranıldığını öğrendiğimde şok olduk, yüreğimiz parçalandı. Bu ailelere suçlu muamelesi yapılması bizi çok sinirlendirdi. Aşırı sağcı AfD bu ülke için alternatif değil, nefret odağıdır. AfD ile koalisyon kurulamaz, birlikte kararlar alınamaz. Bu parti derhal yasaklanmalı ve finansal kaynakları kesilmelidir” dedi.

Dikmen: Toplumun merkezine ulaştılar
Frankfurt Türk Halkevi Başkanı Zeliha Dikmen de 1993’teki Solingen saldırısı, Almanya’da göçmenlere yönelik ırkçı saldırı dalgasının doruk noktası olduğunu vurguladı. 1998 yılında oluşturulan Hülya Meydanı’nın, Almanya’da sağcı şiddetin kurbanı olan bir kişinin adının verildiği ilk meydan olduğunu kaydeden Dikmen, “Olayları unutmamak, hatırlamak ve yaklaşan tehlikelere her zaman dikkat çekmek önemlidir. Bu tarihi meydana Hülya’nın adının verilmesini sağlamak için çalışan herkese özel teşekkürlerimi sunarım. Nefret düşünceleri kelimelere dönüşür. Nefret sözleri eyleme dönüşür. Nefret eylemleri ölümlere dönüşür. Hepimiz biliyoruz ki ırkçı cinayetler zihinlerde başlar! Hülya Günü’nde, on yıllardır sadece sayısız kurbanını anmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumumuzda yükselen sağ ideolojiye ve onunla bağlantılı sağ radikalizm ve ırkçılığa karşı da uyarılarda bulunuyoruz. 1990’ların başından bu yana yaptığımız uyarılar ‘bu bir azınlık’ ya da ‘bu sadece %5’ şeklinde reddedilirken, şimdi toplumunun merkezine ulaşan tam da bu zihniyettir. Bu zihniyet başörtülü kızlar, paşalar, bıçakçılar gibi kışkırtıcı terimlerin yanı sıra Holokost’un önemsizleştirilmesiyle de karakterize olmuştur. Günümüzde biliyoruz ki “Başlangıçlara diren” ne yazık ki dündü.
Bugün bizim gerçekliğimizde, yerel parlamentolarımızda, eyalet parlamentolarında ve Federal Meclis’te faşist özellikleri teyit edilmiş aşırı sağcı bir parti bulunmaktadır. Bu gerçeklikte, muhafazakar bir parti AfD’nin oylarıyla Federal Meclis’te bir önergeyi kabul etti. Bundestag seçim kampanyası neredeyse sadece toplumumuzdaki mali açıdan zayıf insanların zararına yürütüldü. Gerçekte her gün ortalama 12 kişi sağcı şiddetin kurbanı olmaktadır. Danışma merkezlerinin yıllık bilançosuna göre, 2024 yılında yaklaşık 3.500 sağcı şiddet mağduru kaydedilmiştir. Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında yüzde 20’lik bir artış demektir” ifadelerini kullandı.

AfD ancak yasaklanarak durdurulabilir
Nineler Aşırı Sağa Karşı inisiyatifi temsilcisi Jutta Sheikh, emniyet mensuplarının hala sağ gözünü kapattığı endişesi taşıdıklarını belirterek Almanya’nın doğusundaki teşkilatlardan korkunç raporlar aldıklarını söyledi. Bugün de insanların büyük bölümünün olan biten karşısında ya sustuğunu ya da yapılanları alkışladığını kaydeden Sheikh, “İnsanlar saldırıya uğruyor, hakaret ediliyor. AfD’nin remigrasyon (geriye dönüş) düşüncesinden hepimiz etkileniriz. Buna rağmen bu partiyi geriletmek mümkün olmuyor. Bu partiyi ancak finansal kaynaklarının kurutulması ve bir yasak durdurulabilir. Engelenemezse Anayasa’nın pek maddesini aleyhimize değiştirecekler. Bu terör örgütleri yasaklanmalıdır. Irkçılığa, nefret söylemlerine karşı ses çıkarmak şart. Susmak onaylamaktır.” diye konuştu.

Makkabi Başkanı Alon Meyer ise Musevi okullar, dernekler, ve spor kuruluşlarının da saldırı altında olduğunu söyledi. Irkçılık ve antisemitizmin hiçbir zaman karşı karşı getirilmemesi gerektiğini kaydeden Meyer, “Irkçılık ve antisemitizm dün olduğu gibi bugün de insanları öldürüyor. Hülya ve ailesine yapılan saldırı barış için birlikte yaşama yapılmıştır. Hepbirlikte mücadele şart” dedi. Anma töreninde Göçmen Kadınlar Birliği Korosu ile sanatçı Zeynep Sibel Başaran sahne aldılar.