5.5 C
Almanya
Pazartesi, Kasım 18, 2024

“Sol bacak olmadan koşulmaz”

FRANKFURT

Frankfurt Alevi Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Halk Buluşması’na katılan eski CHP Milletvekili Fikri Sağlar, TİP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş ile HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu 2023 seçimlerinin önemine dikkat çektiler. Büyük ilgi gören toplantıda Fikri Sağlar sol ittifakların önemini vurgularken TİP Genel Başkanı Baş, “Halkın özne olamadığı, güçlü bir solun olamadığı bir yerde AKP ve türevleri iktidar oluyor.” diye konuştu. HDP’li Kenanoğlu ise cemevleri yasasının Alevileri kontrol altına almak için çıkartılmak istendiğini söyledi.

Sunuculuğunu Songül Kaplan’ın yaptığı toplantıda Türkiye’de derin devletin, “devletin ali menfaatleri” adına, adam öldürmekten, adam kaçırmaktan, sabotajlar yapmaktan çekinmemiş, seçilmişlere görev verme hakkını tanımaktan çekinmediğini kaydeden CHP’li Sağlar, “Bir çok şey anlatabilirim. Faili meçhul cinayetlerin sayısı 17 bin 547. Bu benim bildiğim. Ama derin devlet her zaman vardır. Şimdi devletin derini” diye hukuk tanımaz yapı, tamamen su yüzüne çıkmış durumda. Recep Tayyip Erdoğan’ın oluşturduğu bugünkü iktidar, AKP’nin ortaya koyduğu, 2017 yılındaki referandumla değişen rejim, devletin derinliğinin üste çıkmasına neden olmuştur. Bugün ülkede bir siyasi parti, devleti işgal etmiş durumdadır. Bütün kurumlarını kendine göre uygulamış, bütün kurumlarını kendine göre bozmuştur” dedi.

“Yasa Anayasaya aykırı”

Referandumun Dünyada da hileli kabul edildiğini kaydeden Sağlar, “Bugün Türkiye’deki var olan bütün kötülükler, hukuk, hak ve adaletin yerine gelmesini engelleyen talimatlar, görevler, çıkan yasalar şeklinde kararnameler, toplumu açık bir hapishanede yaşar haline gelmesinin altında yatan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” diye tuhaf bir rejimin devamından kaynaklanmaktadır. Bu rejimde insanlar artık son noktaya gelmiş, açlıkla karşı karşıyadır. Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi iflas etmiş konumundadır. Yürütme, yasama, yargı organı, bir tek kişiye bağlıdır. Şimdi dördüncü güç olan basın, medya o da artık bir tek kişiye bağlanmış durumdadır. Çıkan en son sansür yasası bunu açıkca göstermektedir. Çok ciddi bazı şeyler var ki Anayasanın ilgili maddelere aykırıdır. Tam bir yasak, tam bir sansür, tam bir düşünce ve ifade özgürlüğü üzerinde baskı söz konusu. Bu baskıya karşı durmak zorundayız. Bu baskıya karşı durmanın yolu, bütün demokratların, biraraya gelmesidir” ifadelerini kullandı.

Fikri Sağlar

Türkiye’ye umut veren anlayış

Altılı masanın yeni bir sinerji yarattığını kaydeden Fikri Sağlar, ancak tek bacakla, sol bacak olmadan koşulmasının mümkün olmadığını, söyledi. Altılı masanın yanına Emek ve Demokrasi masası, Sosyalis Platformu diye iki masa daha çıkmasının önemli olduğunu vurgulayan Sağlar, ” Yeni ittifaklar Türkiye’ye umut veren yeni bir anlayıştır. Türkiye’nin bugünlere gelmesinin nedeni, AKP’nin ciddi bir şekilde 20 yıldır, var olan bütün özgürlükleri sınırlarını daraltarak, devleti soyarak, devletin bütün kaynaklarını aktararak, iş başında durmasının altında yatan sınıf bilincinin gelişmemiş olmasıdır. Bir toplumu aç ve eğitimsiz bırakırsanız biat kültürünü geliştirmiş olursunuz. Emperyal düşünceyle kimlik üzerinden, özellikle siyasal din üzerinden faaliyet gösteren anlayış ikisi de biyata dayandığı için birbirleriyle örtüşür. Biyat kültürü insanların düşüncesini ifade etmeyi engeller.. Geçen seneden itibaren Birgün’de ‘Sinei millete dönelim” diye yazmaya başladım. 130 CHP milletvekili var. Muhalefeti saymıyorum. “Bu meclisin işlevi kalmadı, halkın içine giriyoruz, halk hareketini başlatıyoruz” demiş olsalardı Recep Tayyip Erdoğan, bir dakika orada duramazdı. Biz tam bağımsız bir Türkiye için yürümeye devam edeceğiz. Hele Alevi Bektaşi düşüncesinde olanların Türkiye’ye, insanlığa, dünyaya bakış düşüncesi var olduğu sürece yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Rusya’ya Akkuyu’da üs verildi

Gençliğinde Akkuyu Nükleer Santrali kapatılsın diye afiş yapıştırırken yakalandığını bu nedenle epey jop yediğini anlatan Fikri Sağlar, . Bakan oldum. kalkması için karar çıkarttırdım. Ecevit, nükleer santral kurmaktan vazgeçildiğini açıklamıştı. Bunlar kurdular. İnşaat hızla ilerliyor. 125 milyon metre karelik bir alana kuruluyor ve Rusya toprağı. Mersin Valisi içeriye giremiyor. 25 bin Rus var. Recep Tayyip Erdoğan, inşaata limandan başladı. Limanı da Cengiz İnşaat’a verdi. Bir gizli anlaşma, alt bir metin var. Orada, “Rus donanması ve askeri personelinin teknik, lojistik yapmak üzere Akkuyu Limanı’ndan yararlanabilir” diyor. Bu Rusya’ya üs vermek oluyor. Bunun sonucunda Güney Kıbrıs’a silah ambargası kalkıyor. Ne yaptığını bilmeyen, iktidar söz konusu. Şimdi Sinop’u da veriyorlar. Putin’in verdiği parayla Recep Tayyip Erdoğan, seçime gidecek” dedi.

HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu

HDP’nin koltuk talebi hiç olmadı

HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu ise seçimlere giderken hiç kimsenin HDP’yi düşünmeden, bir kurgu yapamadığını savundu. Kamuoyu ve televizyonlarda HDP’liler olmadan HDP’nin tartışıldığını kaydeden Kenanoğlu, “Bizim hakkımızda hüküm kuruyorlar. Biz sinei millete dönsek davulla zurnayla karşılanırız. Muhalefet “sinei millete döneceğiz” derse en başta biz koşarız. Biz o koltuklara yapışık değiliz, geldiğimiz yeri iyi biliyoruz. Gülsuyu’nda ayakkabı boyacağılığı ile büyüdüm. Bizim bu seçimlerde Emek ve Özgürlük İttifakı ile kritik sayı, çoğunluğu sağlayacak sayı için uğraşacağız. En az 100 milletvekili. Kritik çoğunluğu elde ettiğimiz takdirde ne Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, gençlerin aleyhine bir kanun çıkmaz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birinci turda ortaklaşılarak sonuç alınmasından yanayız. İkinci turda kalırsa ne olup olacağını çok bilemiyoruz. Karşımızda karanlık işleri yapan, her türlü felaketi rant olarak gören bir iktidar var. Bizim için “Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, şu bakanlığı istiyor” tartışması yapılıyor. Öyle birşey yok. Biz Türkiye’nin geleceği için yüzyıllardır bedel ödeyenlerin partisiyiz. Bizim koltuk talebimiz hiç olmadı” diye konuştu.

Alevileri zapturapt altına alma projesi

Kenanoğlu, Pazartesi günü Meclis’te görüşülmeye başlanacak Cemevleri yasasının aslında seçimlere yönelik yatırım olmadığını belirten Ali Kenanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yüzyıllık Cumhuriyetin son noktasında Alevilere bir oyundur. Alevileri zapturapt altına alma projesidir. AKP, Alevilerden artı bir oy alamayacağını çok iyi biliyor. Cumhuriyet kurulunurken, Sunni topluluk Diyanet ile kontrol altına alındı. Camileri orası yönetiyor, imamları orası yönetiyor, okunacak hutbeleri orası belirliyor. Gezi’de Beşiktaş’taki cami hocası, ‘Gençler burada içki içmedi, buraya ayakkabıyla girmediler. Ben din insanıyım. Yalan söyleyemem’ dedi. Hemen onu başka yere sürdüler. Alevilerin Avrupa’daki kazanımları ve Türkiye’deki kurumlarının kazanımları nedeniyle artık görmezden gelemiyorlar. Alevileri kontrol altına almak gerekiyor. Giderayak AKP’ye yaptırıyorlar. Kültür Bakanlığı bünyesinde bir başkanlık ve kurul olacak. Oradaki kurula üyeleri de Cumhurbaşkanlığı atayacak. Biz Aleviliği cemevlerine hapsettik. Ne kadar büyük cemevi yaparsak o kadar büyük Alevilik olur zannettik. Köyleri gezdik. Üç katlı dört katlı cemevi yapmışlar. Elektrik faturası nedeniyle ısıtamıyorlar, içerisi tozdan geçilmiyor, bakamıyorlar. Boya badana lazım, para yok. Aynı hikaye kentlerde de var. Çok devasa cemevleri var. Elektrik faturasını ödeyemiyorlar. ‘Biz başkanlığa bağlanmayacağız, dik duracağız” bir yere kadar olacaktır. Köy derneklerinin, Alevi örgütlenmelerinin içine alınması, ikincisi de cemevlerini küçültmek lazım. Bunları yapmadığımızda er ya da geç cemevlerinin büyük bölümü bu başkanlığa bağlanacaktır. Bu da Aleviliğin sonu demektir. Çözümü var, çözüm için birlikte mücadele gerektiriyor.”

Baş: Bizim hiç mi kabahatimiz yok?

Konuşmasına özeleştiriyle başlayan TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise, “Son dört yılda ikiyüzün üzerinde halk toplantıları yaptık. İlk toplantılarda AKP’nin ekonomiyi nasıl mahvettiğini anlatık. Dedim ki vatandaşa durumunu anlatmaya gerek yok. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum rezil bir hale geldiyse bunun sorumluluğu yüzde 99,99’u AKP’nin. Soru şu: 20 yıldır Türkiye tarihinin en halk, kadın, genç, Alevi, emekçi, yoksul, en Kürt düşmanı bir iktidar bu ülkeyi yönetiyorsa, bizim hiç mi kabahatimiz yok? Bu 20 yılda neleri eksik bıraktık, neleri yapmadık? Önümüzdeki dönemde bunları yapacağız. Türkiye’deki siyasi anlayışı tamamen değiştirmemiz lazım. Partilerin hepsinde tek adam zihniyeti var. Bu ülkenin yüzde doksan dokuzu emeğiyle, alınteriyle yaşıyor. Parlamentoda yüzde bir ile bile temsil edilmiyor. Bu yıkılmadan hiçbirşey elde edilemez. Siyaset hayatınızı tümünü şekillendiren bir uğraştır. Memlekette sıradan insanlar, bizler özne olabilirsek, kurucu olabilirsek bir değişimin başlangıcı olabilir” dedi.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş

“Sarı saçlım, mavi gözlüm bir daha gel” diye çağırıp, bekliyorlar

Türkiye’de insanların 20 yıllık AKP iktidarından kurtulmak için birilerinin gelmesini beklemekle geçirdiğini kaydeden Baş, özetle şöyle dedi: “Anayasa Mahkemesi AKP hakkında “şeriatçı faaliyetlerin odağı” diye karar verdi. Hukuken baktığımızda laik bir cumhuriyeti, mahkemece tescillenmiş bu parti yönetiyor. Bizse hep başkalarının, ABD’nin Avrupa Birliği, Anayasa Mahkemesi, ordunun kurtaracağına söylediler. Amcalar, teyzeler “Sarı saçlım, mavi gözlüm bir daha gel” diye çağrı yapıyorlar. Biz niye kendi kendimizi kurtaramıyoruz. Siyasette yurttaş kavramı değil, seçmen var. Seçmenlik, yurttaş kimliğimizin dört, beş yılda bir verdiği sorumluluktan ibarettir. Sağcı seçmenden oy alacak aday arayışı var. Biz yurttaşız. Yuttaş gözüyle baksak, yarınları birlikte inşaa edeceğimiz insanlar gözüyle bakarız. İnsanlar annelerinden sağcı, ırkçı doğmuyor. Devlet, bilinçli politikalarla toplumu sağcılaştırıyor, gericileştiriyor, düşmanlaştırıyor. İnsanlar kötü yönde değişiyorlar. Türkiye toplumunun kalıcı olarak dinci, ırkçı olacağını kabul edemeyiz. O zaman kendimizi inkar etmiş oluruz. Değişimi konuşalım. Yurttaşı özne yapmamız lazım. Benim ufkum dijital demokrasi, gerçeğim ise AKP iktidarı öyle bir hırsız ki parmak boyası talep ediyorum. Ama kendimizi parmak demokrasisine mahkum etmeyelim. O zaman AKP kalıcılaşır. Önümüzdeki gerçekleşecek sadece bir seçim değil, ikinci yüzyıln nasıl şekilleneceğidir. Kim, nasıl kuracak? Geride kalan yüzyılda bir hataya dikkat çekmek istiyorum. AKP’yi neden yenemediğimizin sorusuna cevap gerçek, güçlü bir sol siyasetin olmamasıdır. Kurutuluş Savaşı’ndan sonraki süreçte Komunistler, Kürtler, yıldan yıla halk devre dışı kaldı. Son 50, 60 yılda hep daha sağ, daha yobaz, daha gerici, daha ırkçı. Hep solunu kesiyor. Kürtler, Aleviler, gençler temsil edilmesinler diye. Politik temsil olmadığı sürece Türkiye hep sağa yatıyor. Bizim geleceği hesalamamız ve ilk yüzyılda hataya yer vermememiz lazım. 60 -80 arasında bir var olduk. O günlerde biz muhalefetteyken işçilerin kazandıkları hakları geri almak için 12 Martları,12 Eylül, Özal, Çiller yetmedi. Ancak Tayyip Erdoğan ile geri aldılar. Biz 20 yılda şunu öğrenmiş olmamız lazım: Halkın özne olamadığı, güçlü bir solun olamadığı bir yerde AKP ve türevleri iktidar oluyor. Cumhur İttifakı’na karşı en kararlı mücadeleyi kim veriyor konusunda yarışmamız lazım”

Son Haberler

İlgili Haberler