FRANKFURT
12. Frankfurt Türk Tiyatro Festivali sanatçı, izleyici buluşmaları ve oyun gösterimleriyle devam ediyor. Seyfi Dursunoğlu, yarattığı Huysuz Virjin karakteriyle uzun bir dönem Türkiye eğlence dünyasına damga vurmuştu. Armağan Çağlayan da 30 yıl öncesinde Huysuz Virjin’in metin yazarı olarak kariyerine başlamıştı. Çağlayan, Huysuz Virjin’i bilinmeyen yönleriyle de anlattığı “Seyfi Bey” oyunuyla 12 Frankfurt Türk Tiyatro Festivali’ne konuk oldu. Armağan Çağlayan gösteri öncesi gerçekleşen fuaye sohbetinde oyunun yönetmeni Celal Kadri Kınoğlu ile izleyicilerin sorularını yanıtladı. Hande Uluöz’ün sunuculuğunu yaptığı söyleşide Çağlayan, kitap yazmayacağını, dünyaya herhangi bir eser bırakmayacağını belirterek “Popüler dediğiniz öyle bir şey. Müzik yapmayacağım, Müzeyyen Senar değilim. Beni yıllar sonra dinlemeyecekler. Ya da Vedat Türkali de değilim, bir eser bırakmayacağım” dedi.
Hayatın telif hakkı yok
“Ünlü şahsiyetlerin hikayelerin anlatılmasına pek çok aile karşı çıkmıştı. Seyfi Bey oyunu öncesi durum ne oldu?” sorusuna Çağlayan, “Tartışmalar eserlerin telif hakları nedeniyle yapılıyor. Mesala Cem Karaca’nın filminin yasaklanmasının nedeni, Cem Karaca’nın şarkıları nedeniyledir. Mahzun Bey’in çektiği Prestij de eserlerden dolayı. Ancak hayatın telifi yok. Onun hayatı kamuya, topluma mal olduğu için anlatılmalı. Benim de hayatımı anlatmak isterseniz, yapabilirsiniz” yanıtını verdi. Celal Kınoğlu da, Atatürk’ten Mevlana, Deniz Gezmiş’e kadar insanları bütün yönleriyle anlatılması gerektiğini belirterek “Toplumun inandığı ve kabul ettiği şekilde aktarıldığında ise yalan söylemiş oluruz” dedi.
Kınoğlu: Tanımıyordum, Seyfi Bey çok seviliyormuş
Yönetmen Celal Kadri Kınoğlu söyleşide, tiyatrocuların monoton bir hayatı olduğunu, bahar aylarında akıllarına Frankfurt geldiğini ifade etti. İyi seyircinin festival yönetimini sıkıştıp oyunlar istediğini kaydeden Kınoğlu, “Seyfi Bey’i ben o kadar tanımıyordum. Çok seviliyormuş. Fikir Armağan’dan geldi. Sadece güldüren, eğlendiren birini değil, yıkıldığı zaman başına neler geldi, matraklığının arkasında hangi gerçekler var anlatmak istedik. Çok zor bir karakter. İki türlü zorluk vardı. Birincisi Armağan’ın istediği kadar çok ayrıntıyı anlatmak zor. Tek kişilik oyun yine çok zor. Bu oyunda hem Seyfi Bey’i hem de ruhuyla oynadığı için Armağan Çağlayan’ı tanıyacaksınız” diye konuştu.

Tiyatronun da para kazanmak için yapılan bir iş olduğunu söyleyen Çağlayan ise pop kültür – tiyatro ayrımı konusunda yöneltilen bir soruya da “Bu sorunun muhatabı ben değil, biletleri alan insanlar. Onlara soracaksınız” yanıtını verip söyleşiyi bitirdi.
Gencay Ünsalan’ın yazıp Celal Kadri Kınoğlu’nun yönettiği Seyfi Bey oyunu, bugün saat 20’de Gallus Tiyatrosu’nda izlenebilecek
Behzat ve Süheyl Uygur yeniden sahnede
Behzat ve Süheyl Uygur kardeşler festivalde, ‘Hey Gidi Günler“ adlı oyunlarıyla ikinci kez tiyatroseverlerle buluştular. Uygur kardeşlerin oyunu ikinci kez büyük ilgi gördü.

Uygur kardeşler, oyunda babaları, unutulmaz sanatçı Nejat Uygur’un tiyatrosu ve sohbetlerine katılan ünlülerle anılara yer veriyor. Tiyatroda yaşadıkları eşsiz deneyimlerini de kabare tadında anlatan Behzat ve Süheyl Uygur kardeşler; izleyicileri oyuna dahil ederek tiyatro salonunu büyük bir sahneye dönüştürüyor. Behzat ve Süheyl Uygur’un interaktif, müzikli, bol kahkahalı performansı, ayakta alkışlanıyor.
1 Haziran’a kadar devam edecek
Festivalde 1 Haziran’a kadar İstanbul Şehir Tiyatrosu, Devlet Tiyatroları ve özel tiyatroların katılımıyla toplam dokuz oyun sahnelenecek.Programda ayrıca, festival boyunca her gün 19:00’da Tiyatro Frankfurt’un düzenlediği fuaye sohbetleri yer alıyor.
Frankfurt Gallus Tiyatrosu’nda festival kapsamında şu oyunlar izlenebilecek:
29 Mayıs (20:00): Seyfi Bey – Armağan Çağlayan
30 Mayıs (20:00): İstanbul’un En Güzel Kızı – Bülent Şakrak
31 Mayıs (12:00 – Çocuk Oyunu): Yaşam Döngüsü
31 Mayıs (20:00): Kadınlar, Filler, Saireler
1 Haziran (Matine – 15:00): Profesyonel – İstanbul Devlet Tiyatroları
1 Haziran (Suare – 20:00): Profesyonel – İstanbul Devlet Tiyatroları