FRANKFURT
Hessen eyalet seçimlerinde beklenenden de daha az oy alarak büyük bir başarısızlıkla karşı kalan SPD’nin (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) milletvekillerinden Turgut Yüksel, seçimle ilgili değerlendirmesinde alınan sonuçta Türkiye kökenli seçmenler arasındaki seçime katılım oranının düşüklüğünün de büyük rol oynadığına işaret etti.
Eyalet Meclisi’ne yeniden seçilen Yüksel’in açıklaması özetle şöyle:
“Partimin aldığı kötü sonuca rağmen liste üzerinden de olsa tekrar parlamentoya girmeyi başarabildim. Hessen eyalet seçimlerinin sonuçları için doğru kelimeleri bulmak kolay değil.
Ne yazık ki SPD olarak Hessen’de değişimi ve Nancy Faeser’i bu federal eyaletin ilk kadın başbakanı yapmayı başaramadık. Seçim sonuçları SPD için tarihsel bir yenilgi. Irkçı parti AfD için ise tarihsel bir başarı. Hessen’de nüfusun yüzde 18’i son derece ırkçı, anti-semitik ve aşırı sağcı bir partiye oy verdi. Bu bir tesadüf değildir. Bu tüm demokratlar için bir uyanış ve duyarlılık çağrısıdır. Faşizme ve demokrasimizi ortadan kaldırmak isteyenlere karşı Almanya’da demokrasiyi, çeşitliliğini savunanlar ve özellikle biz yabancı kökenliler için bir uyarıdır. Son beş sene içinde Hessen Eyalet Meclisi’nde AfD’li politikacıların yaptıkları konuşmaların ve önergeleri ağırıkla yabancılar, mülteciler, Türkiyeliler ve Müslümanlar hakkındaydı. Yabancı kökenlileri Almanya’daki olumsuzlukların günah keçisi olarak görüyor ve gösteriyorlardı. Buna karşı tabii ki parlamenter demokrasi içindeki demokratik partilerin tavır göstermesi ve aşırı sağın yayılmasına karşı politik stratejiler üretmesi gerekiyor.
Bu aynı zamanda demokratik toplum ve onun sivil toplum örgütleri için de bir görev. Bu Türkiye kökenli Alevi’si Sünni‘si, Türk’ü, Kürd‘ü, sağcısı, solcusu, liberali, Atatürk’cüsü hemen tüm sivil toplum kuruluşları için de geçerli. Maalesef şunu da özellikle belirtmek isterim ki bu örgütler kendi kapılarının önünde gerçekleşen ve buradaki gelecekleri ile ilgili seçimlerde duyarsız kaldılar. Türkiye’deki seçimlere gösterdikleri duyarlığı buradaki seçimlere gösterselerdi belki sonuçlar da daha başka olurdu. Seçim hakkı olan Türkiye kökenliler kendilerini bire bir ilgilendiren seçimlerde 10-15 dakikasını vererek oy hakkını kullanmıyorlar. İyi niyetle bir bildiri çıkarıp, iki satır basın açıklamasıyla insanları harekete geçirmek oldukça zor.
Artık şapkamızı önümüze koyup, bundan sonra neyi, nasıl yapmalıyız konusunda kafa yormalıyız. Ve uzun yıllardır içinde yaşadığımız ülkenin vaz geçilmez bir parçası olarak eğitimden emekli, istihdamdan ekonomiye, konut sorunundan sağlık soruna kadar bizlerin yaşamını etkileyen sorunlara öncelik vermeliyiz. Çünkü bizim ve çocuklarımızın geleceği bu ülkede. İçinde yaşadığımız toplumun bireyleri olarak elimizi taşın altına koymalıyız.“
2008, 2013 ve 2018 yıllarındaki seçimlerde Frankfurt’tan Hessen Eyalet Meclisi’ne seçilen Turgut Yüksel, Hanau katliamını soruşturan Meclis Araştırma Komisyonu’ndaki çalışmalarıyla, Türkçe’nin Hessen’deki okullarda seçmeli yabancı dil olarak kabul edilmesi gibi talepleri toplum ve meclis gündemine taşımak için verdiği mücadeleyle biliniyor. Turgut Yüksel, Solingen Katliamı’nda yaşamını yitiren insanlarımızı anısını yaşatmak için Frankfurt’ta bir meydana Hülya Genç’in adının verilmesi girişimine öncülük yapmıştı. (gk)