Covid-19 pandemisi nedeniyle esnek çalışma, evden çalışma, dönüşümlü çalışma gibi uygulamalara uzaktan eğitiminde eklendiğini Türkiye’de yaklaşık 25 milyon öğrencinin bu uygulamaya dahil olduğunu hatırlatan Psikolog İlknur Peder, “Çocuklarının eğitiminin kesintiye uğraması ailelerde ve öğrencilerde farklı kaygılar oluşturdu. Uzun bir suredir çocuklarımız ve gençlerimiz evlerinden derslere katılarak eğitimlerini devam ettirmeye çalışıyorlar. Gün içerisinde çocuğun okulda olduğu saatlerde sorumluluğu okul idarecilerine ve öğretmenlere aitti. Anne babalar ya da gün içerisinde çocukların sorumluluğunu alan büyük anne vs okul saatlerinde dinlenebiliyor, kendine zaman ayırabiliyordu. Uzaktan eğitime geçilmesi ile birlikte çocuğun derse katılımının takibi, ödevlerin yapılması gibi sorumluluklar çocuklarla birlikte evde vakit geçirmek durumunda olan annelerin veya çocuğun sorumluluğunu alan aile bireylerinin üzerine yüklendi”
ANNELERİN YÜKÜ ÇOK ARTTI
Psikolog Peder, aynı evde birden fazla çocuğun olmasıyla birlikte bu durum özellikle de annelerin yükünü oldukça arttırdığını belirterek, “Çocuğun derse katılımını takip etmekle ve ödevlerle boğuşan anneler bir yandan da evin diğer sorumluluklarını yerine getirmeye çabalıyor. Hele de evde eğitim gören birden fazla çocuk varsa işler daha da zorlaşıyor. Gürültü yapmamak için evi bile süpürmeye fırsat bulamayan anneler, ev işi ve çocukların eğitimi döngüsü arasında sıkışıp kalıyorlar. Bir çok danışanım aylardır yaşadıkları bu döngünün içerisinde duygusal çökkünlük , tükenmişlik sendromu , öfke kontrol sorunu gibi sorunlar yaşamaya başladılar.Yarı yıl tatilinin ardından yüz yüze eğitimin kısmen başlaması bu sorunu bir nebze çözecek olsa da birçok ailenin çocuğunu okula göndermemeyi tercih etme ihtimali yüksek” şeklinde konuştu.
YASADIĞIMIZ BU SURECİN NE KADAR SÜRECEĞİ ŞU AN BELİRSİZ.
Peder, sözlerine şöyle devam etti, “Annelerin ya da çocuğun uzaktan eğitim sorumluluğunu alan yetişkinlerin kendi duygu durumlarını, psikolojik sağlıklarını ihmal etmemeleri bu süreçte oldukça önemli. Çocukla gün boyu evde vakit geçiren annelere, yetişkinlere gün içerisinde kendileri için minik huzurlu zaman adacıkları oluşturmalarını öneririm. Ufak zaman dilimlerinde kişinin rahatlamasını zihnini boşaltmasını sağlayacak bir şeyler yapması, nefes egzersizi ile oksijen alımını düzenlemesi, ufak egzersizler, mümkünse yürüyüş yapılması yaşanabilecek psikolojik sorunların önlenmesini sağlayabilir. Bu süreçte yaşanan zorlukları biriyle eş, komşu, arkadaş paylaşmak da işleri bir nebze kolaylaştırabilir. Çocuğun ders başarısı, alacağı notlar tek hedef haline getirilmemeli. Esas hedef bu zorlu zamanlardan ailecek en az hasarla çıkabilmek olmalı. Aile bireylerinin fiziksel, ruhsal, ekonomik vs. Alacağı hasar ne kadar az olursa süreç o kadar kolay atlatılabilir. En önemlisi toplum olarak pandemiyle savaşa uzun soluklu biçimde psikolojik olarak hazır olmalıyız. Çünkü salgının sona ereceği zamanla ilgili kesin bir öngörü sahibi değiliz. Aileyi bu süreçte güçlü biçimde ayakta tutacak sosyal projelere, eğitimlere özel önem vermeliyiz” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)