Frankfurt’ta düzenlenen NSU cinayetleri konulu panelde Hessen Eyalet NSU Araştırma Komisyonu’nun politik nedenlerle çalıştırılmadığı ileri sürüldü.
Frankfurt Türkiye Sosyal Demokratları Derneği’nin (TSD) “Hessen’de neden NSU cinayetlerinin politik değerlendirilmesinde ilerleme sağlanamıyor” konulu panelde Almanya’da mültecilere yönelik saldırıların gerektiği gibi takip edilmediği bunun da saldırganları cesaretlendirdiği iddia edildi.
SPD Hessen Milletvekili Turgut Yüksel yönettiği toplantıya Hessen Bağımsız Milletvekili Mürvet Öztürk, İdari Mahkemesi Hakimi, Hessen Meclisi NSU Araştırma Komisyonu SPD Çalışma Görevlisi Johannes Barrot ile NSU Watch Hessen sözcüsü Max Pichl katıldılar.
Kurumsal ırkçılığın resmi
TSD Başkanı Figen Brandt, toplantının açılış konuşmasında, NSU cinayet şebekesinin katlettiği dokuz kurbanın yakınlarının emniyet birimlerince zanlı işlemi gördüklerinin altını çizerek, “Burada, kanıksanmış, ırkçı bir düzenleme söz konusu. İnsanlar etnik kökenleri veya ait oldukları tahmin edilen kültürleri nedeniyle profesyonelce bir değerlendirmeye tabii tutulmadı. Bu bir kurumsal ırkçılıktır. Bu kurumların iflasıdır” diye konuştu.
‘2014 Yöntem konusuna gitti’
Hessen Meclisi NSU Araştırma Komisyonu SPD Çalışma Görevlisi, Hakim Johannes Barrot, iki yıl önce oluşturulan kurumun ilk yılını yöntem sorunlarını çözmekle geçirdiğini söyledi.
Dosyaların önemli bölümünün yasalara aykırı şekilde karartıldığını tespit ettiklerini kaydeden Hakim Barrot, “Hessen’de yasalar dosyaların okunmamasını da öngörüyor. Bu dosyaların milletvekilleri tarafından okunması kararı alındı. Ben NSU Araştırma Komisyonu üyesi olduğum halde milletvekili olmadığım için dosyaları okuyamayacağım. CDU ve Yeşiller olayın aydınlığa kavuşturulmasını istemiyor” diye konuştu.
Parelellik kurmak doğru değil
Türkiye’de derin devlet olduğunu kaydeden Mürvet Öztürk de bu konuda Almanya ile Türkiye arasında parelellik kurmanın yanlış olacağını söyledi. NSU cinayetleriyle ilgili cevapların nerede olduklarını bilmediklerini kaydeden Öztürk, „Almanya’nın bir hukuk devleti olmadığı, politikanın cinayetleri aydınlatmak istemediği konusu doğru değil. Ancak eleştirel kalmak durumundayız.
Neden ajanlar, zamanın İçişleri Bakanı dinlenmedi?. ‚Hessen’de gizlenecek birşeyimiz yoksa, Araştırma Komisyonu neden çalıştırılmıyor?‘ diye sormak lazım. Seçimlerden önce Uzmanlar Komisyonu kurma fikri yanlıştı. Uzmanların geleceğe yönelik önerisi olabilir fakat geçmişi araştıramaz” dedi.
‘Sağ terörü bilmiyorlar’ iddiası
NSU Watch Hessen sözcüsü Max Pichl ise CDU ve Yeşiller’in sağ törer konusunda bilgi sahibi olmadıklarını ileri sürdü. Komisyonda cinayetleri işleyenlerin geriye neden mektup bırakmadıkları tartışıldığını anlatan Pichl, konuşmasında “Almanya’da aşırı sağ hiçbir cinayetinde geriye mektup bırakmadı. Bu bir ideolojik konu. Zira cinayeti işleyen halkın arkasında olduğunu söyler ve halkın infazı gerçekleştirdiğine inanır. Cinayetlerin kendisi aşırı sağa işarettir. NSU cinayetlerinde aileler dinlendiği gibi Türkiye’deki yakınlarına kadar soruşturmaya tabii tutuldular. Türk toplumu daha 2006 yılında düzenlediği mitingte cinayetlerin ırkçılık işi olduğunu söylemişti. Ancak Türk toplumu dikkate alınmadı. Uzmanlar Komisyonu, NSU cinayetlerinin aydınlatılma süreci devam ettiği halde sonuç bildirgesini yayınladı. Evet Almanya’da 90’lı yılların havası var. Mülteci yurtlarının yangınları araştırılmıyor. Bu da o kişileri daha da cesaretlendiriyor. Olaylar gerçekleşiyor ardından Mülteciler Yasası sertleştiriliyor. Mülteci Yasası’nın sertleşmesinden ancak AfD yararlanır” ifadelerine yer verdi.