Gerçek sevgi, (*) kimin daha karlı çıkacağını düşünmeden bir canlıya gerekli değeri ve içtenliği vermektir.
Leo Buscaglia
Her şeyin parayla satın alındığı tüketim toplumunda sevgilerin bile satın alınabileceği bende ürküntü yaratmaktadır. Oysa yaşamım boyunca sevgi / saygı gibi insan ve insani olan duygularının soyut değil somut olduğuna ilişkin inancımı her daim korumuşumdur.
Günlerden bir gün evde çalışırken telefonum çalmıştı. Telefonumu açtığımda karşımdaki kadın bana “Canım ablam, ben mükemmel bir erkekle evlenmeye karar verdim. Seni mutlaka düğünüme bekliyorum” demişti.
Bahse konu ettiğim kadının ikinci evliliği olacaktı. İlk evliliğinde inanılmaz kötülükler yaşamıştı. Maddi manevi erozyona uğramış bir daha hiçbir erkeğe güven(e)meyeceğini söylemişti. Benim bu denli kafamı kurcalayan düşünce bu kadar kısa sürede nasıl böyle bir kararı almış olmasıydı.
Bu durum bana unuttuğum bir anımı gözümde canlandırmaktaydı.
1980 yılından sonra tek kanallı Tv’lerin çok kanallıya dönüşmesiyle yerli ve yabancı dizi furyası başlamıştı. Halen devam eden dizi kirliliği var.
1990 yılıydı. Oğlum okul çıkışı yarım gün annemin evinde bulunuyordu. Akşamları işyerinden daha geç saatlerde çıktığım için tek başına evde beni beklemesi çok uygun düşmüyordu.
Bir akşam kapıyı çaldığımda kapıyı oğlum ve yeğenim Can açmışlardı. Bana “sus” işareti yaparak sessizce birlikte salona geçmiştik. Annem Brezilya dizisi izliyordu. Hiperaktif yapıda olan yeğenim bile sessizliğini koruyordu. Çünkü dizi bittiğinde anneannesi onun istediği bir şeyi yerine getirecekti. O nedenle sessiz kalmayı yeğlemişti. Aslında benim açımdan inanılır gibi değildi.
Bu kez gözüm Tv ekranına kaymıştı. Annem pür dikkat dizi izliyordu. İstemediğim halde ekrandaki iki kadının konuşmalarını dinledim. Birinci kadın diğer kadına “Çok mükemmel bir erkekle tanıştım. Son derece mükemmel ilişkimiz var. Birbirimizle her konuda anlaşıyoruz” dediğinde diğer kadın mantıklı bir söylemde bulunmuştu: “Hiçbir insan mükemmel olmadığı gibi hiçbir ilişki mükemmel olmaz. Her konuda birbirinizle anlaşıyor olmanız ve duygu, düşünce, zevklerinizin örtüşmesi bana hiç mantıklı gelmedi. Karşı cinsten iki insan birbirleriyle bu denli örtüşüyorsa iki kişiden birisi rol yapıyordur. Eğer ki sen rol yapmıyorsan sevdiğin erkek rol yapıyordur.”
30 yıl öncesinden bu yana hiç izlemediğim ve de hiçbir zaman izlemeyeceğim bir Brezilya dizisinden anımsadığım diyalog buydu.
İki insan arasında “mükemmel ilişki” ol(a)mazdı. Ya taraflardan biri ya da taraflardan ikisi de rol yapıyor olabilirler, sonuçta var olduğunu iddia edenler bir gün mutlaka gerçekle yüzleşeceklerdi.
Bu sabah yine telefonum ısrarla çaldı. Telefonda titrek bir ses “Abla lütfen üzülme yalnız ben sana söylemek zorundayım. Başkasından duyacağına benden duy istedim. Biz boşandık!…”
Not: (*) İngilizce’de “Love” sözcüğü hem sevgi hem de aşk anlamında kullanılır. Aşk ve sevgi sözcüğü ayrılmaz ve bir tek sözcükle ifade edilir.
Züleyha Akın / 22.08.2021