Aslında uluslararası diyalog ve barış konulu bir konferans düzenlemenin bir ilçe belediyesinin asli işi olmadığı söylenebilir. Ancak diyalog ve barış kavramlarının büyük ölçüde istismar edildiği, adı öyle olmasına rağmen bunlarla ilgisi olmayan, aslında ne barışı, ne de gerçek bir diyaloğu hedefleyen girişimlerin, samimiyetsizlik, disiplinsizlik, eleştiriye tahammülsüzlük, görgüsüzlük yüzünden ya da başka nedenlerle kısa sürede tıkandığı, sonuçsuz kaldığı bir ülke olan Türkiye’de durum farklı.
Siyasal gerilimin had safhada olduğu günümüz Türkiyesi’nin barışa ve diyaloğa olan ihtiyacı her zamankinden daha fazla. İçeriği ve dinamiğiyle hem “yurtta” ve hem de “cihanda” barışa katkısı olabilecek, bu alandaki boşluğu giderebilecek samimi girişimlere de.
Geçen hafta İstanbul’un ilçelerinden Maltepe’de gerçekleştirilen „Uluslararası Diyalog Konferansı“ da böyle bir girişim.
Konferansın resmi adı „İkinci Türk-Alman Kardeş Şehirler Uluslararası Diyalog Konferansı“ydı. Maltepe Belediyesi’nin ev sahipliğinde 23-25 Ekim arasında gerçekleştirilen üç günlük konferans, daha önce Türkiye ve Almanya’daki kardeş şehirler arasındaki diyaloğu geliştirmek amacıyla başlatılmıştı. Bu yıl ise kapsamı genişletilerek, dünyanın dört bir köşesinden aralarında belediye başkanlarının, politikacıların, yerel yönetim temsilcilerinin katıldığı uluslararası bir konferansa dönüştürülmüş. Yerel yönetimler olarak bu alanda insiyatif almanın gerekli gördüklerini ve böylece var olan boşluğun doldurulmasına katkıda bulunmayı umduklarını belirten Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın (CHP) ev sahipliğinde gerçekleşen, „10 ülkeden 44 belediye başkanının katıldığı“ uluslararası konferans başarıyla sonuçlandırıldı.
Siper kazma, köprü yap!
Sonuç bildirgesi „Siper kazma, köprü yap!“ sloganıyla açıklanan konferansa AKP ağırlıklı seçim hükümetinin, Dışişleri Bakanlığı’nın uzak kalması ise kimseyi şaşırtmadı. Ancak aralarında bir bakanın, bir büyükelçinin, politikacıların ve çok sayıda belediye başkanının yer aldığı yabancı misafirlerin katıldığı bir uluslararası projeye böylesine ilgisizlik, doğal olarak bu „barış ve diyalog“ girişimine „Ankara’nın pek de sıcak bakmadığı“ yorumlarına yol açtı. Ev sahibi Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ise bu durumun yaşanan seçim kampanyalarının neden olduğu siyasal yoğunluktan kaynaklanmış olabileceğine işaret ederek, bu konuda oldukça yumuşak bir dil kullanmaya özen gösterdi.
Konferans tarihi belirlendiğinde elbette bunun Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli bir seçimin hemen arifesine bilinmiyordu. Her şey doğal yolunda gitseydi, 7 Haziran seçimlerinin sonucu olarak bazı partiler arasında çoğulcu parlamenter sistemin gerektirdiği bir uzlaşı gerçekleşmiş ve bir koalisyon hükümeti kurulmuş, dolayısıyla ülke kısmen de olsa son yılların siyasal gerginliğinden biraz olsun uzaklaşmış olacaktı. Ama bu olmadı, ülke yeniden seçim sürecine sokuldu. Böylece konferans, 1 Kasım seçimlerinin arifesine denk geldi ve tüm ülke yoğun seçim kampanyaları yaşarken gerçekleşti, bu sürecin gölgesinde kaldı.
Konferansın bir diğer özelliği de, Türkiye tarihinin en büyük, en ağır terör saldırısından kısa bir zaman sonrasına denk gelmesiydi. Böylece ülkemizin karşı karşıya olduğu dinsel fanatizm tehlikesi, bir kez daha duyarlı bir uluslararası platformun gündeminde yer aldı.
Hükümet ilgisizdi ama
Hükümet konferansa ilgisiz kaldı, başkentten bir kutlama, katılan yabancı konuklara bir hoşgeldiniz mesajı bile gönderilmedi. Ama Ankara’dan, Gaziantep’e, Kuşadası’ndan Mardin-Artuklu‘ya Türkiye parlamentosunda temsil edilen tüm siyasal partilerden yerel yönetim temsilcilerinin aktif katılımı, „yurtta barış“ ve „yurtta diyalog“ adına hala umut olduğu, bunun için çaba göstermeye değeceği yorumlarına yol açtı.
Nitekim hem konferansta yapılan konuşmalar, hem ikinci gün üç ayrı başlık altında gerçekleştirilen çalışma gruplarının raporları, hem de son günkü geniş katılımlı basın toplantısında yapılan açıklamalar, daha iyi bir dünya ve daha iyi bir Türkiye için barış için yerel yönetimler arasında somut işbirliklerinin gerekliliğine işaret ediyordu. Konferans süresince bunun bazı örnekleri de yaşandı. Angola, Uganda, Kenya, Çin, İran, Filistin, Almanya, Avusturya, İngiltere gibi ülkelerden ve Türkiye’den yerel yönetimlerin temsilcileri tanıştılar, görüş alışverişinde bulundular, yeni işbirliklerinin ilk adımlarını attılar. Bu arada Maltepe’yle Hamburg’un Altona ilçesi de artık resmen „kardeş şehir“ oldu. Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’la, Altona Belediye Başkanı Dr. Liane Melzer, konferans kapsamında gerçekleştirilen Boğaziçi gezisinde „kardeşlik protokolu“nu imzaladılar.
Münih’ten Maltepe’ye danışman
Türkçe, İngilizce ve Almanca konuşmaların anında çevrildiği konferansın özellikle ikinci günü yoğun geçti.
“Ev sahibi” olarak konferansın açılış konuşmasını yapan Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, “Yerel yönetimlerin birlikte çalışmasının önemini biliyorum. Üst düzey yetkililer protokol imzalasa da asıl protokolü imzalayan ve insanları birbiriyle kaynaştıran yerel yönetimlerdir. İnançlar ve kültürlerin halklarımızın üzerinde ortaklaşmasını sağlamak, belediye başkanları ve meclis üyelerine düşüyor. Bizi yönetenler elbette uluslararası platformda bizi temsil edecek ama biz de elimizi taşın altına koymalıyız. Umarız konferans, bu boşluğu doldurur” dedi.
Konferansın gerçekleşmesine büyük katkısı olan Münih eski Büyükşehir Belediye Başkanı Christian Ude (SPD – Almanya Sosyal Demokrat Partisi) söz aldı. 1993’ten geçen yıla kadar Almanya’nın en büyük kentlerinden Münih’in Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’nı yürüten Ude, ilk kez 60’lı yıllarda gezip, gördüğü Maltepe’de şimdi Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın Fahri Danışmanlığını yapıyor. Ude ve Kılıç’ın tanışıklıkları da çok uzun yıllar öncesine uzanıyor. İlk karşılaşmaları Tunceli Pülümür’de, Kılıç’ın çocukluk yıllarında gerçekleşmiş, Kılıç’ın 80’lı yıllarda Münih’e yerleşmesiyle daha da yakınlaşmışlar. İlişkileri Kılıç’ın da SPD içinde aktif çalışmalarıyla derinleşmiş, işbirliğine dönüşmüş ve Türkiye’ye dönmesinden sonra da devam etmiş ve son olarak Ude’nin fahri olarak danışmanlığı üstlenmesiyle yeni bir boyut almış.
Almanya’da göçmenlere, sığınmacılara ve doğal olarak Türklere yönelik ırkçılığa, yabancı düşmanlığına değinen, son dönemlerde ortaya çıkan “Pegida” gibi aşırı sağcı eğilimlere işaret eden Ude, endişe veren ve mücadele edilmesi gereken bütün bu olumsuzluklara karşın Alman halkının çoğunluğun yabancı düşmanlığına karşı olduğunu, ülkenin her yerinde sığınmacılara yardımcı olmak için büyük çabalar gösterildiğini belirtti. Almanya’da resmi bir siyasi görevi olmadığı için hiç bir kurum ya da parti adına değil, kendi adına konuştuğunu hatırlatan Ude, Ankara’daki katliamla ilgili ihmallere dikkat çekerek, hükümetin bu konudaki yaklaşımını eleştirdi. Münih’in de geçmişte ağır terör saldırılarına hedef olan bir kent olduğunu belirten Ude, şiddete karşı mücadelede uluslararası diyalog ve işbirliğinin önemine işaret etti. Alman ve Türk belediyeler arasındaki “kardeş şehir” girişimlerinin önemine değindikten sonra, bu projelere katılan Alman belediyelerinin, kentlerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenlerin kurduğu derneklerin, cami birliklerinin sözkonusu kardeş şehir işbirliklerine katılmasına özen göstermesi gerektiğini belirtti.
Ude konuşmasında konferansa Almanya’dan katılımcılar arasında Federal Meclis’te yer alan tüm siyasal partilerin üyelerinin yer aldığını da dikkat çektikten sonra, Türkiye’den aynı şekilde TBMM’deki tüm partilerden katılımın sözkonusu olduğunu belirtti ve bu durumu seçimlerden önce önemli bir kazanım olarak değerlendirdi.
Almanya’ya eleştiri
Ude’nin ardından Angola’dan, Kenya’dan, Filistin’den, İngiltere’den, Almanya’dan ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinden yerel yönetimlerin temsilcileri barış, kardeşlik, diyalog içerikli, işbirliği çağrılı konuşmalarıyla kürsüye çıktılar.
Ankara Yeni Mahalle Belediye Başkanı Fehmi Yaşar (CHP), bu fırsatı değerlendirerek yabancı misafirler arasında yer alan Alman konuklara seslendi ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyelik taleplerine Almanya’nın karşı çıkmasını eleştirdi. Mardin Artuklu Eş Belediye Başkanı Sevinç Bozan (DBP), Güneydoğu’da yaşanan savaşa son verilmesi çağrısında bulunarak, “Biz artık savaşı değil, halklarımızın daha iyi geleceği için projelerimizi konuşmak istiyoruz” dedi.
İsrail ambargosu nedeniyle katılamayan Filistin’in El Bireh Belediye Başkanı Fawzy Abed, Filistin’in İstanbul Başkonsolosluğu Birinci Müsteşarı Abdülkadir Alkhatib tarafından okunan mesajında, “Bu konferans, insan haklarıyla ilgili ve insan haklarına ihlaline karşı olduğu için, dil, din, ırk, mezhep ve cinsiyet kışkırtmacılığına karşı olduğu için çok önemli. Filistin’in bugün hiç olmadığı kadar dünyanın, liderlerin ve halkların desteğine ihtiyacı var” diyerek, konferansın Filistin halkının sıkıntılarının çözümüne yönelik “yeni bakış açıları oluşturması” yolundaki beklentisini iletti.
İstanbul’a yeni bir fuar: M’EXPO
Konferansın bir bölümü de, Maltepe’de gerçekleşmesi planlanan Uluslararası Maltepe Fuar ve Kongre Merkezi’yle (M’EXPO Center) ilgili ön hazırlıkların sunumuna ayrıldı.
Münih Fuarı Genel Müdürü Eugen Egetenmeir, İstanbul’daki mevcut fuarların yetersiz kaldığına işaret ederek, kentin Anadolu yakasında yeni bir fuarın yapılmasının zorunlu olduğuna işaret etti. Bu amaçla hazırladıkları projeyi tanıtan Egtenmeier, 200 bin metrekarelik bir alanı kapsayacak projenin gerçekleşebileceği uygun arsaların devlete ait olduğunu ve bu konuyla ilgili görüşmelerin seçimlerden sonra başlayabileceklerini umduklarını belirtti.
Almanya’nın Erlangen kentinde 20 yılı aşkın devam eden dinler arası diyalog projesi, Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Elisabeth Preuss’un sunumuyla tanıtıldı. Preuss, Hristiyan, Müslüman ve Yahudiler arasındaki ilişkileri geliştirmeyi hedefleyen projenin, sadece dini kuruluşlar ve din adamlarına bırakılmadığını, belediye başkanının bizzat bu sürecin bir parçası olduğuna işaret etti. Erlangen’deki CIA’nın (Christliche Islamische Arbeitskreis / Hıristiyan – İslam Çalışma Grubu) çalışmalarını ve yaklaşımlarını anlatan Preuss, bazı kesimlerden kendilerine yöneltilen, “saflık gösterdikleri” ve “kendilerini Müslümanlar tarafından kullandırdıkları” eleştirilerine rağmen, diyaloğun doğru yol olduğu ve bu yolda devam edeceklerini vurguladı. Preuss sunumunu yaparken, dinleyiciler arasında 10 yılı aşkın bir süredir Erlangen’le “kardeş şehir” olan İstanbul’un Beşiktaş ilçesinin temsilcisi de yer alıyordu.
Ardından Münih Belediyesi’ne bağlı Halk Eğitim Merkezi’nin (VHS), yetişkinlere yönelik toplumsal ve kültürel entegrasyona yönelik eğitim programları tanıtıldı. Bu programların yerel yönetimin kültür politikalarıyla bağlantılı olarak belirten Münih VHS Direktörü, Türkiye’den yerel yönetimlerle bu yolda işbirliklerine hazır olduklarını vurguladı. Bu arada Münih eski Büyükşehir Belediye Başkanı Christian Ude’nin de VHS’de ders veren doçentler arasında yer aldığını da kaydetti.
Çalışma grupları ve raporlar
Konferansta oluşturulan üç grupta, kardeş şehir projelerinin sunduğu olanaklar, dinler arası diyalog ve sığınmacılar konuları ele alındı.
Bu grupların raporları da konferansın sonuç bildirgesine özetle şöyle yansıdı:
“Başkanlığını Christian Ude’nin yaptığı ve kardeş şehir projelerinin sunduğu olanakların ele alındığı ilk grubun raporunda, sadece belediye yönetimlerinin değil, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, okullar, ekonomi örgütleri, turizm şirketleri ve sendikalar gibi kurumların da çalışmalara dâhil edilmesi, özellikle Türk-Alman işbirliğinde, göçmenlerin ve sivil toplumun çalışmalara katılımının sağlanması, gelecekte ‘halk eğitim merkezleri’ gibi kuruluşların aktivitelere daha yoğun katılımının sağlanması gibi başlıklar ön plana çıktı.
Başkanlığını Hessen Eyaleti Milletvekili Turgut Yüksel’in (SPD) yaptığı ve dinler arası diyalogun ele alındığı ikinci grubun raporunda ise genel anlamda dinler ve buna bağlı dinler arası ilişkinin nasıl sağlanması gerektiğine vurgu yapıldı. Raporda, çocuklardan başlayarak insanlara, hoşgörü ve çok kültürlülüğe açık bir yaşam biçiminin aşılanması konusunda uzlaşıya varırken, dinler ve kültürler arası bir yaşamın kurulabilmesinde, çok kültürlülüğün ve eğitimin rolünün büyük olduğu noktasında birleşti.
Almanya eski Federal Milletvekili Memet Kılıç’ın (Yeşiller) başkanlığını yaptığı ve sığınmacılar konusunun ele alındığı son grubun raporunda da, ‘sığınmacı felaketi’ ve ‘sığınmacı seli’ gibi olumsuz dil kullanımının reddedilmesi, sığınmacılara güler yüzlü davranılması, sığınmacı kabul eden şehir ve ülkelere gereken maddi yardım ve desteğin gösterilmesi, sığınmacıların gittikleri ülkelerde eğitim programlarına alınması, bunun için şehirler arasında işbirliği kurulması gibi görüşler belirginleşti. Ayrıca, Türkiye’nin 2,5 milyon mülteci ve Almanya’nın sadece bu yıl içerisinde 1 milyona yakın mülteci almalarının takdirle karşılandığı vurgulandı.
Konferans son gün gerçekleştirilen basın toplantısına konuşmacı olarak, Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’la, Danışmanı Christian Ude, Almanya’dan eski Federal Milletvekili Memet Kılıç, Angola Belas Belediye Başkanı Filipe Barros Espanhol, Kenya Mombasa Eyaleti Kültür ve Eğitim Bakanı Tendia Lewa Mtana ve konferansa son gün yetişen İran Royan kenti Belediye Başkan Yardımcısı Ahmad Agas katıldı.
Başkan Ali Kılıç konferansı, “Dünyada yapılacak en kolay iş kin ve nefret tohumları ekmektir. İnsanların eziyet çekmesi ve yaşam haklarının elinden almasına dünya olarak seyirci kalmaktayız. Her gün dünyanın bir yerinde terör saldırıları oluyor. İşte biz bu ortam içerisinde yan yana durmalı, kardeşliğimizi sadece protokollere bağlamadan ortak çalışmalar yapabilmeli ve insanlığın acılarına, ırkçılığa ve savaşlara karşı dayanışmanın filizlerini toplumlarımızda yeşertmeliyiz. Şiddete yönelmeden mücadele eden Gandi’yi ve Martin Luther King’i aklımızın bir köşesine yazalım. Bizler de başarabiliriz” sözleriyle bitirdi.
Kimler katıldı?
Maltepe sahilindeki Cevhari Otel’de gerçekleşen 3 günlük konferansa Türkiye’nin ve Almanya’nın çeşitli kentleriyle, Kenya, Angola, İran, Avusturya, İngiltere, Çin ve Karadağ gibi ülkelerden, politikacılar, yerel yönetim temsilcileri katıldı. Katılımcılardan bazıları şöyle:
Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, Münih Anakent eski Belediye Başkanı ve Maltepe Belediyesi Fahri Danışmanı Christian Ude, “Kardeş Şehir” Altona‘nın Belediye Başkanı Dr. Liane Melzer, Kenya’nın Mombasa Eyaleti Kültür ve Eğitim Bakanı Tendia Lewa Mtana, Kenya Büyükelçisi Julius Kiema Kilonzo, Angola’nın Belas Belediye Başkanı Filipe Barros Espanhol, Almanya Hessen Eyaleti Milletvekili Turgut Yüksel, Almanya eski Federal Milletvekili Memet Kılıç, İran Royan kenti Belediye Başkan Yardımcısı Ahmad Agas, Hamburg Altona Belediye Başkanı Dr. Liane Melzer, Altona Belediye Meclis üyeleri Yusuf Uzundağ ve Hasan Burgucuoğlu, Worms Belediye Başkanı Michael Kissel, Mosbach Belediye Başkanı Michael Jann, Erlangen Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Elisabeht Preuss, Münih Fuarı Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdürü Eugen Egetenmeir, Avrupa Birliği Politika Danışmanları Yönetim Kurulu Üyesi Sepp Hartinger, Fransa Sosyal Demokrat Partisi Türkiye temsilcisi Marie Rose Koro. (2 Kasim 2015)