5.5 C
Almanya
Pazartesi, Kasım 18, 2024

Maden Mühendisleri Odası: “Kazayla ilgili tüm veriler şeffaf olarak paylaşılmalı”

Maden Mühendisleri Odası, Bartın’da 41 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan patlamaya dair inceleme heyetinin olay yerinde yaptığı çalışmaları paylaştı.

 Yaşanan kayıpları kader ve fıtrat anlayışıyla açıklamanın bu tür kayıpların gelecekte de yaşanacağını düşündürdüğü ifade edilen açıklamada “Bu tip kazalar önlenebilir niteliktedir” denildi

TMMOB Maden Mühendisleri Odası (MMO), Bartın’da 41 maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan patlamaya ilişkin sekiz kişilik inceleme heyetinin olay yerinde yaptığı çalışmaları kamuoyuyla paylaştı.

Her maden faciasında ortaya çıkartılan trafo bahanesinin burada da kullanılmaya çalışıldığını, inandırıcı olmayacağı anlaşıldığında grizu patlaması olduğu gerçeğinin kabul edildiği belirtilen açıklamada “Ölümlerin nedeni, grizu patlaması sonucu oluşan yüksek sıcaklık ve şok dalgası nedeniyle yanma ve ortama yayılan karbonmonoksit zehirlenmeleridir” denildi.

Madencilik bilim ve teknolojisinin grizu patlamalarını önleyecek bilgi birikimine ve deneyimine sahip olduğu belirtilerek, “Bu nedenle bu tip kazalar önlenebilir niteliktedir” ifadelerine yer verildi.

“Patlama her iki kartiyeyi de etkiledi”

Yalnızca facia öncesinde değil patlamadan sonrasındaki kurtarma çalışmaları sırasında da organizasyonda ciddi eksikliklerin olduğu ifade edilen incelemelerde şu tespitlere yer verildi:

  • Grizu patlaması, kritik konsantrasyona ulaşmış metan gazının ve yeterli oksijenin ateş kaynağına ulaşması ile meydana gelir.
  • Her maden faciasında ortaya çıkartılan trafo bahanesi burada da kullanılmaya çalışılmış, inandırıcı olmayacağı anlaşıldığında grizu patlaması olduğu gerçeği kabul edilmiştir.
  • Ölümlerin nedeni, grizu patlaması sonucu oluşan yüksek sıcaklık ve şok dalgası nedeniyle yanma ve ortama yayılan karbonmonoksit zehirlenmeleridir.
  • TTK Tahlisiye ekipleri kurtarma çalışmalarını büyük bir özveriyle yürütürken, yerüstündeki kriz yönetimi organizasyonunda önemli aksaklıklar, madencilerin ailelerine bilgi verilmesinde eksikliklere, can kaybı sayısındaki belirsizlikler sebep olmuştur.
  • Gaz izleme sistemi verilerine Odamızca ulaşılamamıştır. Metan sensorünün kritik seviyede uyarı verip vermediği, verdiyse ne çeşit önlemler alındığı, uyarı vermediyse nedenlerinin incelenmesi gerekmektedir.
  • Amasra TİM’de 500 yeraltı işçisi, 80 yerüstü işçisi ve 142 memur olmak üzere toplam 722 çalışan bulunmaktadır. 16.00-00.00 vardiyasında yeraltı işçisi olarak 82 kişi tertip edilmiştir.
  • Ocakta biri üretimde, diğeri de hazırlık safhasında olan iki kartiye mevcuttur. Meydana gelen patlama her iki kartiyeyi de etkilemiştir. Yapılacak incelemeler sonucunda durumun detayları ortaya çıkacaktır.

“Kazayla ilgili tüm veriler şeffaf olarak paylaşılmalı”

Bilim ve tekniğin gereklerini uygulamak yerine, yaşanan kayıpları kader ve fıtrat anlayışıyla açıklamanın bu tür kayıpların gelecekte de yaşanacağını düşündürdüğü ifade edilen açıklamada şunlara yer verildi:

Maden üretiminin, maden mühendisi nezaretinde yapılması kanuni zorunluluktur. Bu uygulamanın tüm vardiyalarda yeteri kadar maden mühendisi tarafından taviz vermeden uygulanması sağlanmalıdır. Maden işletmelerinde yasal olarak bulundurulan Daimi Nezaretçilerin ve İş Güvenliği Uzmanlarının mesleki bağımsızlığı ve iş güvencesi yasal teminat altına alınmalıdır. Maden işletmelerinde denetim ve yönlendirme mutlaka maden mühendislerinin yetkisinde olmalıdır. Tüm çalışanların iş güvenliği mevzuatı uygulamaları ve karşılaşılacak muhtemel riskler konusunda bilinçlenmelerini sağlayacak mesleki eğitim politikaları belirlenerek gerçek anlamda yaşama geçirilmelidir.

Yaşanan bu kazanın hukuki ve cezai sorumlulukları geçmişte olduğu gibi birkaç maden mühendisi meslektaşımıza yüklenmemelidir. Türkiye ekonomisine ciddi katkıları bulunan ve yeraltı kaynaklarının aranması, işletilmesi, zenginleştirilmesi, insanlığın hizmetine sunulması ve bu sahaların rehabilitasyonu gibi birçok kritik pozisyonda görev alan maden mühendislerinin aldıkları eğitimin de bu öneme yakışır olması gerekmektedir. Bu çerçevede Maden mühendisliği eğitiminde, sermayenin kar ihtiyacını önceleyen bir yaklaşım yerine, bilimin ve bilimsel bilginin esas alındığı bir yaklaşım benimsenmelidir. Siyasetin bürokrasiye müdahalesi sonucu oluşturulan kadroların liyakatsizliğinin bedeli geçmişte olduğu gibi cephede çalışan birkaç maden mühendisi meslektaşımıza yüklenmemelidir.

Kazayla ilgili tüm verilerin şeffaf olarak paylaşılması, kazanın gerçek nedeninin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır. Gerçek nedenin belirlenmesi bu tip kazaların gelecekte tekrar yaşanmaması açısından önemlidir. Maden mevzuatı; odağında insan ve doğa olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalı ve bunun için ulusal madencilik politikaları oluşturulmalıdır. Odamız böylesi üzücü faciaların bir daha yaşanmaması için tüm yetkili kamu kurum ve kuruluşları ile iş birliği yapmaya hazırdır.

Sendika.Org

Son Haberler

İlgili Haberler