Eğitim İş Sendikası, eğitimde kaydedilen son gelişmelerle ilgili “Siyasi iktidarın eğitimi dini kurallara göre biçimlendirme çabaları, laiklik ilkesine ters düşmektedir. Çağdaş eğitim, dinin etkisinden uzak ve bilimsel bir temel üzerine oturtulmalıdır” dedi.
Laikliğin önemi ve tarihçesi
Eğitim İş’in konu hakkında açıklaması şöyle: “87 yıl önce, 5 Şubat 1937’de Anayasa’ya laiklik ilkesi eklenerek Türkiye Cumhuriyeti’nin laik bir devlet olduğu resmen tanımlandı. Laiklik, dünya yaşamını din kurallarının etkisinden kurtarıp bilim ve aklın egemenliğine bırakarak çağdaş dünyanın vazgeçilmez temellerinden biri haline geldi”
Mustafa Kemal Atatürk ve laiklik
“Mustafa Kemal Atatürk, laikliği Atatürkçü düşünce sisteminin özü ve zorunlu sonucu olarak gördü. “Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Tüm yurttaşların vicdan, ibadet ve din özgürlüğü de demektir” diyerek laikliği tanımladı ve çağdaş düşünce sistemiyle ulusu buluşturdu”
Laiklik ve Cumhuriyet Devrimleri
“Atatürk devrimlerinin büyük bölümü laik devlet düzenine geçilmesiyle sağlanmıştır. Laiklik, ulusumuzu çağdaş düşünce sistemi ve evrensel bakış açısına kavuşturan devrimlerin temelidir”
Tehlikeler ve mücadele
“Ancak bugün siyasi iktidar tarafından gerici düzenlemeler ve uygulamalarla laiklik ilkesine büyük darbe vurulmuştur. Laikliğin içeriği zedelendiğinde demokrasiden söz etmek olanaksızlaşır. Bu nedenle demokrasiler, laikliği her türlü baskıya karşı korumak zorundadır”
Eğitim ve laiklik
“Siyasi iktidarın eğitimi dini kurallara göre biçimlendirme çabaları, laiklik ilkesine ters düşmektedir. Çağdaş eğitim, dinin etkisinden uzak ve bilimsel bir temel üzerine oturtulmalıdır”
Eğitim-İş’in duruşu
“Eğitim-İş, Atatürk ilke ve devrimleriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesi üzerinde yükseldiğinin bilinciyle laikliğin korunmasına büyük önem verir. Herkesin çağdaş, bilimsel, laik, demokratik, eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkı olduğunu savunur ve bu hakkın yaşama geçirilmesi için mücadele eder” (BSHA Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)