Kuzey Yarımküre, 2020 yazına koronavirüs salgınının gölgesinde girmeye hazırlanıyor.
Yapılan araştırmalar, koronavirüsün deniz ve havuz suyundan bulaşma ihtimalinin çok düşük olduğunu ortaya koyuyor.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, araştırmalarda, deniz suyundaki tuzun ve yoğunluğunun virüsün yaşamasına elverişli bir ortam sunmadığı, havuzlarda da başta klor olmak üzere kullanılan dezenfektan özelliğine sahip maddelerin virüsü etkisiz hale getirdiği belirtiliyor.
Ancak bilim insanlarının ve kamu sağlığı uzmanlarını, plaj ve havuz kenarı gibi ortak alanlarda sosyal mesafe kurallarının ihlal edilmesi daha çok kaygılandırıyor.
Salgın sırasında deniz, havuz ya da gölde yüzmenin güvenli olup olmadığı ve alınması gereken önlemlerle ilgili yapılan araştırmaları derledik.
KORONAVİRÜS SUDAN BULAŞIR MI?
Geçmişte yapılan araştırmalar, koronavirüs ailesine bağlı virüslerin oda sıcaklığındaki bir suyun içinde 12 saate kadar yaşadığını ortaya koyuyor.
Ayrıca, bilim insanları, koronavirüsün kanalizasyonla deniz, nehir ve göllere taşınabileceği uyarısı yapıyor.
Bununla birlikte, virüsün sudan bulaşma ihtimalinin çok düşük olduğu belirtiliyor.
Arizona Üniversitesi Su ve Enerji Sürdürülebilir Teknolojiler Merkezi’nin Direktörü Dr. Ian Papper, virüsün yüzmeyle bulaşabileceğine dair herhangi bir bulgu olmadığını söyledi.
ABC’ye konuşan Papper, “Covid-19’un su yoluyla bulaşma olasılığının çok düşük olduğunu tahmin ediyoruz” dedi.
SALGIN SIRASINDA DENİZE VE HAVUZA GİRMEK GÜVENLİ Mİ?
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) de, internet sitesinde yayımladığı bilgi notunda virüsün havuz, spa, hamam gibi ortamlardan bulaştığına dair herhangi bir kanıt olmadığını belirtti.
CDC’den yapılan açıklamada, “Covid-19 hastalığının ortaya çıkmasına neden olan virüsün, havuz, sıcak jakuzi, spa veya su oyunları alanlarından insanlara bulaşabileceğine dair herhangi bir kanıt bulunmuyor. Uygun işletme ve klor ve bromin maddeleri kullanılarak yapılan dezenfektan gibi uygun bakımlarla, bu tesislerde suyun içindeki virüsün de etkisiz hale getirilmesi gerekiyor” denildi.
Bilim insanları, virüs parçacıklarının suyu kirletebileceğini ancak deniz, okyanus gibi geniş su alanlarında bu miktarın önemsenmeyecek kadar düşük olacağını vurguluyor.
İspanya’da Bilimsel Araştırmalar Üst Konseyi (CSIC), denizde çözülme olması ve yoğun tuz bulunmasının virüsü etkisiz kılabileceğini belirtti.
CSIC konuyla ilgili araştırması hakkında yaptığı açıklamada, “Denizde çözülme ve tuz miktarının yüksek olması, virüs yükünün azalması ve böylece etkisiz hale gelmesine katkıda bulunan unsurlar gibi görünüyor” dedi.
Havuz söz konusu olduğunda ise klor gibi dezenfektan maddelerin virüsü etkisi hale getirdiği ifade ediliyor.
Havuz suyu kalitesiyle ilgili çalışmalar yapan İngiltere Havuz Suyu Değerlendirme ve Danışma Grubu (PWTAG), salgın sırasında yüzmenin güvenli olup olmadığıyla ilgili İngiltere Kamu Sağlığı değerlendirmeler yaptığını açıkladı.
PWTAG’dan yapılan açıklamada, salgın sırasında yüzmenin “genel olarak güvenli olduğu” belirtildi.
Açıklamada, “Bu dönemde yüzmek, kamu sağlığı açısından genel olarak güvenli. Havuzda bulunan su ve klor, virüsün etkisiz hale gelmesine yardımcı olur” denildi.
DENİZE VE HAVUZA GİRERKEN NELERE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİYOR?
Bilim insanlarını üzerinde hemfikir olduğu bir diğer konu da koronavirüsün sudan bulaşma ihtimali düşük olsa da, deniz ve havuz gibi ortak kullanım alanlarında tedbirin elden bırakılmaması gerektiği yönünde.
CSIC, deniz ve havuza giren kişilere virüsün bulaşma riskinin sudan değil, diğer her ortak alanda olduğu gibi, enfekte kişilerin öksürmesi ya da hapşırması ile etrafa saçılan parçacıklardan kaynaklandığını belirtiyor.
İngiltere’de PWTAG, kişisel hijyen önlemlerinin elden bırakılmaması gerektiğini vurguladı.
PSWTAG, “Havuzlara girmeden önce ve girdikten sonra duş alınması unutulmamalı ve aynı zamanda enfeksiyon riskini azaltmak için diğer başka kamusal alanlarda alınan hijyenik önlemler plaj ve havuz başı gibi ortamlarda da uygulanmalı” dedi.
Yaz döneminde otel, restoran, plaj ve havuz gibi ortak kamusal alanların farklı kısıtlamalarla yeniden açılması bekleniyor.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülke otellerin yeniden faaliyet göstermesi için bir dizi kriter belirlemeye başladı.
Turizm Bakanlığı Sağlıklı Turizm Sertifikasyon programı başlatacağını duyurdu.
Bu program kapsamında, yüzme havuzlarında personelin koruyucu kıyafet kullanması, bu bölümlerdeki oturma alanları ile şezlongların sosyal mesafe kuralına göre tasarlanması, havuz suyundaki klor düzeyinin belli seviyelerde tutulması ve havuz ile plaj çevresindeki duş ve tuvaletlerin düzenli aralıklarla dezenfekte edilmesi öngörülüyor.
Dünyanın birçok yerinde halen yürürlükte olan seyahat ve sokağa çıkma kısıtlamaları, yaz tatili planlarını da etkiliyor.
Yaz dönemiyle ilgili bir diğer kaygı unsuru da koronavirüsün deniz ya da havuzdan bulaşma riskinin olup olmadığı.