GÜRSEL KÖKSAL
Uzun yıllar Avrupa’daki Türkçe medya kuruluşlarının tesislerine ev sahipliği yapan Frankfurt yakınlarındaki Mörfelden-Walldorf, Almanya’da 1900’lı yıllardan sosyal demokrasinin solundaki siyasi örgütlenmenin en güçlü olduğu kentlerin başında geliyor. Mörfelden-Walldorf’taki komünistler, burada halen DKP (Almanya Komünist Partisi) adı altında faaliyet gösteriyor, seçimlere de bu ad altında ya da son zamanlarda yaptıkları gibi Sol Parti’yle (Die Linke) birlikte DKP-LL adı altında ortak listeyle giriyorlar. Oy oranı % 10 civarında DKP-LL, belediye meclisinde de daima temsil ediliyor. DKP’nin Almanya ya da eyaletler çapında girdiği seçimlerde aldığı oy oranının binde 1’ini bile bulmadığı için, bu kentteki “başarıları” dikkat çekiyor. Ne var ki son yıllarda Avrupa’daki diğer sol partilerde görüldüğü gibi burada da oy kaybediyorlar. 2006’daki yerel seçimlerde oyların % 11.6’ni alırken, 2011’deki seçimlerde % 8.5’e gerilediler.
Bu gerilemeyi önlemeyi ve Almanya’da giderek yayınlaşan yabancı düşmanlığıyla daha etkin mücadele etmeyi hedefleyen komünistler, özellikle gençler ve yabancılardan aldıkları oyları arttırmak umuduyla aday listelerini bağımsız sol aday 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Gelincik Tuzcu’yla takviye ettiler. 21 yıldır Mörfelden Walldorf’ta yaşayan Gelincik Tuzcu, 6 Mart Pazar günü gerçekleştirilecek yerel seçimde DKP/LL’in 27 kişilik ortak aday listesinin 2’nci sırasında yer alıyor. Pazar günü büyük bir sürpriz olmazsa genç politikacının 34 bin kişinin yaşadığı kentin belediye meclisine seçilmesine kesin gözle bakılıyor. Tuzcu, bir yandan da Mainz Üniversitesi’nde siyasal bilimler bölümünde öğrenimini sürdürüyor.
Frankfurt Uluslararası Havalanı’na komşu olan Mörfelden-Walldorf’in Türkler ve Türkçe açısından önemli bir merkez. 1980’lerden beri Hürriyet, Milliyet, Sabah, Tercüman, Türkiye, Zaman başta olmak üzere bir çok gazetenin Avrupa baskılarını hazırlayan yazı işleri, haber merkezleriyle, matbaaları kapsayan tesisleri buradaydı. Son zamanlarda sayıları ve kapasiteleri azalsa da yine de buradalar. Kentte yaşayan Türkiye kökenli Alman vatandaşları arasında seçimlere katılma oranının çok düşük olduğuna dikkat çeken Gelincik Tuzcu, bu durumu değiştirmek amacıyla partiye üye olmamasına rağmen kendisine yapılan teklifi kabul ederek aday olmuş. Tuzcu, Türkçe yayınladığı seçim çağrısında da bu duruma işaret ederek, “Şehrimizde oy hakkını yıllardır kullanmayan Türkiye asıllı vatandaşlarımız var. Eğer gerçekten bir şeylerin değişmesini istiyorsanız, oy hakkınızı lüfen kullanın” çağrısında bulunuyor.
Bağımsız olarak aday olduğunu vurgulayan ve seçilmesi halinde yine öyle kalacağını belirten Tuzcu, “DKP/LL listesinde komünistler, Sol Parti üyelerinin yanısıra bu partilere üye olmayan çok sayıda bağımsız solcu yer alıyor. SPD ve Yeşiller partisini yeterince sol bulmuyorum. Bence buradaki göçmenlerin haklarını savunan, işsizlikle, yabancı düşmanlığıyla, çevrenin tahribatıyla mücadele mücadele eden en ciddi platform burası. Bizim insanlarımıza gidip, Türkiye’de hangi partiyi tercih ederlerse etsinler, kendilerinin hakları için burada burada bizi seçebileceklerini söylüyorum. Dindar, tutucu, sağ eğilimli Türklerden de ‘partini değil, ama seni destekleyeceğiz’ sözü aldım. Umarım pazar günü bu sözler gerçekten sandığa yansır” diyor.
İşsizikle mücadele, gençler için meslek eğitimi olanaklarının artırılması, yaşlılara yönelik sosyal programların desteklenmesi, dar gelirlilere yönelik kamusal konut inşaatlarına öncelik verilmesi, okullarda tam gün öğrenim, ücretsiz çocuk yuvaları, kentin hemen yanındaki Frankfurt Uluslararası Havaalanı’nı genişletme girişimlerinin ve hava trafiğinin çevreyi tahrip etmesine karşı direniş gibi çok sayıda taleple seçim çalışmalarını yürüten Gelincik Tuzcu, siyaset yapmayı ve bu alanda öğrenim görmeyi çok sevdiğini, üniversiteyi bitirdikten sonra da bu alanda profesyonel olarak çalışmayı hedefliyor. Kırklareli kökenli bir işçi ailesinin çocuğu olan genç politikacı, haftasonlarında da, Mörfeden Walldorf’ta yaşayan birçok kişi gibi Frankfurt Havaalanı’nda çalışarak aile bütçesine katkıda bulunuyor.
Aday listesinin 2’nci sırasında yer aldığı için Tuzcu’nun seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Ama o öyle düşünmüyor ve özellikle gençlerin ve yabancı kökenli seçmenlerin direk oyunu alabilmek umuduyla gece gündüz çalışıyor. Bu arada Mainz Üniversitesi’ndeki üniversitedeki derslerini de ihmal etmiyor. “Parti yöneticileri beni tanıtırken, ‘Gelincik bir Türk ailesinin kızı. Almancası bizimkinden daha iyi. Polika eğitimi alıyor ve bu alanda bizden daha ileri’ diyerek övdüler. Ancak bilindiği gibi bu seçimlerde seçmenler bir partiyi seçerken, o partinin aday listesinde istemedikleri ya da tanımadıkları kişilerin üzerini çizebilirler. Ben hem partinin üyesi değilim, hem de onların klasik parti tabanında pek tanınmıyorum. O nedenle kesin seçilirim demiyorum. Zaten amacımız özellikle gençlerden ve yabancı kökenli seçmenlerden yeni seçmenlere ulaşmak. Umarım başarılı oluruz” diyor.
Almanya’nın en büyük havaalanı Frankfurt Havaalanı’nın yanında olması nedeniyle kendisini ülkenin dışarıya açılan bir “liman” şehri olarak gören Mörfelden-Walldorf, uzun yıllardır sosyal demokratlarla yeşillerin oluşturduğu bir koalisyonla yönetiliyor. Son seçimlerde sosyal demokratlar oyların % 35.5’ini, Yeşiller ise % 24’ünü almıştı. Muhalefette Hırisyan demokratlar ise % 26, komünistler % 8.7 ve liberaller de % 3.7’de kalmışlardı. 17’nci yüzyılda Fransa’daki katolik çoğunluğun baskılarından kaçan protestan göçmenler (Waldens’ler) tarafından kurulan Mörfelden-Walldorf, tek belediye tarafından yönetilen yanyana iki kasabadan oluşuyor. 60’lı yıllardan sonra Türkiye’den de büyük sayıda göçmen alan kentin logosunda “çeşitliliğin yaşandığı kent” yer alıyor. Mörfelden-Walldorf gerçekten de insanların kökenleri açısından büyük çeşitliliğin yaşandığı bir kent. Yaklaşık 34 bini bulan nüfusunun yaklaşık % 20’si kökenleri 114 farklı ülkeye uzanan insanlardan oluşuyor. Tabii göç kökenli nüfüs içinde en kalabalık kesimi yaklaşık % 5’le Türkiye kökenliler oluşturuyor. Son sığınmacı krizinden önce de göç kökenli nüfusu sürekli artan kentte yaşayan Almanların da % 10’u buraya göçerek yerleşmiş insanlardan oluşuyor.