6.1 C
Almanya
Pazar, Kasım 24, 2024

Kılıçdaroğlu: Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz

CHP lideri Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında: "Söz veriyorum hepinizin huzurunda, milletimin huzurunda söz veriyorum: Durmayacağım! İçimde bu halk için biriktirdiğim büyük bir kavga var" dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu  TBMM CHP Grup Toplantısında “Karanlığa mahkum olanların sesini dile getirmek istiyorum” diyerek “Vatanı satanlarlar kavga edeceğiz” vurgusunu yaptı.

Kılıçdaroğlu konuşmasında “Vera’yı unutmayın. Vera, babası hapse giderken babasını kucakladı ve öptü. Bizim hep beraber Vera’ya bir sözümüz var. Biz sevgili Vera’yı babasıyla tekrar kucaklaştıracağız. Onun sözünü veriyoruz, Vera babasıyla kucaklaşacak.”

-“Ey Saray! Sesimi duyuyor musun? Hiç kimse olarak gördüklerin, yani görmezden geldiğin hiç kimse olarak gördüklerinin karanlık, ışıksız evlerinden sesleniyorum sana. Yoksulların biriken öfkesini görüyor musun? Evsiz, yurtsuz, elektriksiz, aç bıraktığın bebeklerin ağladığını duyuyor musun? Ben o bebeklerin ağlamalarından gece uyuyamıyorum. Karanlıkta onları düşünüyorum. Sonra o karanlıkta senin 5’li çetelerini de düşünüyorum ve yumruklarımı sıkıyorum.”

-“Ne pahasına olursa olsun yürüyeceğiz. Bu millete, çetelere boyun eğdirmeyeceğiz. Ben o yoksulluğa mahkum edilen çocuklar için mücadele edeceğim. Ya bana katılın ya şimdi şu anda yolumdan çekilin!”

-“Pes etmeyeceğim, durmayacağım. Söz veriyorum hepinizin huzurunda, milletimin huzurunda söz veriyorum: Durmayacağım! İçimde bu halk için biriktirdiğim büyük bir kavga var” ifadelerine yer verdi.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM CHP Grup Toplantısında yaptığı konuşma şöyle:

Değerli arkadaşlarım, bizleri televizyonları başında, radyolarında, sosyal medya hesaplarında izleyen saygıdeğer vatandaşlarım; hepinize Cumhuriyet Halk Partisi Grubu’ndan sevgilerimizi, saygılarımızı gönderiyoruz. Karamsar bir ortamda olduğunuzu biliyorum ama hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Güzel ülkemize huzuru, barışı, kardeşliği, esenliği, sağlığı hep birlikte yerine getireceğiz ve sağlayacağız.

Değerli arkadaşlarım, 6 siyasi partinin genel başkanları olarak pazar günü toplandık, uzun bir çalışma yaptık. Çalışmamız sonucunda kamuoyuna bir açıklama da yaptık, tek sayfalık bir açıklama. Orada güzel açıklamalarımız var. “Siyasi Ahlak Yasası’nı çıkaracağız” diye bir sözümüz var, bunun çalışmaları için bir komisyon kuruldu. Böylece siyaseti kirlilikten arınma konusunda çok güçlü bir iradeyi 6 genel başkan ortaya koymuş oldu. Ekonomik ve Sosyal Konseye işlerlik kazandıracağız. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı teminat altına alınacak. Uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumun oluşturulması için de çalışmalarımızı sürdürme konusunda komisyonlar oluşturduk. Ayrıca seçeceğimiz, 6 liderin belirleyeceği cumhurbaşkanı adayının niteliklerini de kamuoyuyla paylaşmış olduk.

Değerli arkadaşlarım; dün bir karar açıklandı. Gezi… Gezi kararı açıklandı… Değerli arkadaşlarım; kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz. Kurgulanmış mahkemelerden adalet çıkmaz. Burada görev alan hakimlerin bir kısmı zaten önceden kararlarını vermişler. Verdikleri kararlar kendi özgür iradeleriyle verdikleri kararlar değil, talimatla aldıkları kararlar, talimatla aldıkları kararların altına imza atıyorlar. Bu tür mahkemelerle yeni karşılaşmıyoruz aslında. Demokrasi tarihimize baktığınızda bu tür mahkemeleri çok gördük. Bu ülkenin genelkurmay başkanının bile terörist olarak kurgulanmış mahkemelerden hapse atıldığını da gördük. Gezi nedir? Bizim demokrasi tarihimizde özgürlüğü haykıran gençlerin sesidir aslında.

Baskıya isyandır Gezi aslında. “Baskı istemiyoruz, kendi ülkemizde özgürce yaşamak istiyoruz” diyor gençler. “Doğayı koruyalım” diyor gençler. Değerli arkadaşlarım; bu kurgulanmış mahkemede Osman Kavala beraat ettiği bir davadan müebbet hapse mahkum oldu. Daha önce beraat ettiği bir davadan müebbet hapse mahkum oldu. Dünyada böyle bir örnek yok, böyle bir garabet yok ama bizim ülkemizde olur. Çünkü yargı bağımsız değil. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi ve Tayfun Kahraman… Tutuklandılar ve hapse gönderildiler. Vera’yı unutmayın. Vera, babası hapse giderken babasını kucakladı ve öptü. Bizim hep beraber Vera’ya bir sözümüz var. Biz sevgili Vera’yı babasıyla tekrar kucaklaştıracağız. Onun sözünü veriyoruz, Vera babasıyla kucaklaşacak değerli arkadaşlarım.

Değerli arkadaşlar, saygıdeğer vatandaşlarım; bu iktidar 5’li çetelerin iktidarıdır. Hiç kimse unutmasın; halkın iktidarı değil, milletin iktidarı değil, 5’li çetelerin iktidarıdır. Ben devletin nasıl soyulduğunu değerli arkadaşlarım şöyle ifade edeyim: Bugün farklı bir konuşma ile karşınızda olacağım. Hepimiz bu güzel ülkede birlikte ve beraber yaşamak zorundayız. Bugün yazdığım konuşmayı bir tarafa bıraktım değerli arkadaşlarım… Karanlığa mahkum edilen milyonların sesini dile getirmek istiyorum. Bir daha ifade edeyim, karanlığa mahkum edilen milyonların sesini dile getirmek istiyorum.

Onların sorunlarını size anlatmak istiyorum. Gerçekten çok öfkeliyim. Evlatların karanlığa mahkum edildiği bir Türkiye’yi asla istemiyorum. Farklı bir Türkiye, her çocuğun aydınlık bir ortamda yatağına başını koyduğu bir ülke istiyorum. Karanlığa mahkum edilen çocuklarımız dolayısıyla öfkeliyim ve seslenmek istiyorum: Ey Saray! Sesimi duyuyor musun? Hiç kimse olarak gördüklerin, yani görmezden geldiğin hiç kimse olarak gördüklerinin karanlık, ışıksız evlerinden sesleniyorum sana. Yoksulların biriken öfkesini görüyor musun? Evsiz, yurtsuz, elektriksiz, aç bıraktığın bebeklerin ağladığını duyuyor musun? Ben o bebeklerin ağlamalarından gece uyuyamıyorum. Karanlıkta onları düşünüyorum. Sonra o karanlıkta senin 5’li çetelerini de düşünüyorum ve yumruklarımı sıkıyorum.

“Bunlar engerekler ve çıyanlardır. Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır.” diyor Ahmet Arif.

Dünya kötülük yapanların yüzünden değil, kötülüğe seyirci kalıp hiçbir şeyi yapmayanlar yüzünden bu hale geldi. Bir daha ifade edeyim: Dünya kötülük yapanlar yüzünden değil, kötülüğe seyirci kalıp hiçbir şeyi yapmayanlar yüzünden bu hale geldi. Cesaret yoksa zafer yoktur değerli arkadaşlarım.

Yol arkadaşlarım, bütün yol arkadaşlarıma sesleniyorum; size de bir çift lafım var: Bu engerekler ve çıyanlarla çatışma ne kadar sert olursa, zafer de o kadar yakın ve görkemli olacaktır.

Ne pahasına olursa olsun yürüyeceğiz. Bu millete, çetelere boyun eğdirmeyeceğiz. Ben o yoksulluğa mahkum edilen çocuklar için mücadele edeceğim. Ya bana katılın ya şimdi şu anda yolumdan çekilin! Açık ve net söylüyorum.

Teşekkür ederim arkadaşlar.

Bir insanın uğrunda öleceği bir şey yoksa hayatında, zaten o hiç yaşamamıştır. Pes etmeyeceğim, durmayacağım. Söz veriyorum hepinizin huzurunda, milletimin huzurunda söz veriyorum: Durmayacağım! İçimde bu halk için biriktirdiğim büyük bir kavga var. Bu kavgayı hep birlikte yol yol arkadaşlarımla birlikte yapacağız. Ülkeyi kaçak sığınmacılarla dolduranlar ile kavga edeceğiz. Beş paraya vatandaşlığı satanlarla kavga edeceğiz. Yabancılara daire satılsın diye emlak desteği çıkanlarla kavga edeceğiz. Ülkede milyonların elektriğini kesen çetelerle kavga edeceğiz.

Çocukları etten sütten mahrum bırakanlar ile kavga edeceğiz. Bu kiralarla, bu enflasyonla kavga edeceğiz. Sokaklarımızı mafyaya teslim edenlerle kavga edeceğiz. Uyuşturucu baronları ile iş tutanlar ile kavga edeceğiz. Ülkenin onurunu, konsolosluk bahçelerine gömenlerle kavga edeceğiz. Yargıyı siyasetin emrine verip, Brunson’ı özel uçaklarla gönderip, kendi insanımızı hapishanelerde rehin tutanlarla kavga edeceğiz. Halkın milyarlarını, alın terini arka kapıdan satanlar ile kavga edeceğiz. Yani özetle vatanı satanlar ile kavga edeceğiz!

Biz birbirimize emanetiz yol arkadaşlarım, biz birbirimize emanetiz… Kol kola gireceğiz ve yürüyeceğiz. Bu memleket bize emanet. Birimiz açken, hiçbirimiz tok değiliz. Birimiz karanlıktayken, hiç birimiz aydınlıkta değiliz.

Hadi eyvallah değerli arkadaşlar…

Son Haberler

İlgili Haberler