FRANKFURT
Tiyatro Frankfurt’un düzenlediği 12. Frankfurt Türk Tiyatro Festivali, oyuncu söyleşileri ve gösterimlerle devam ediyor. Festivalde “İstanbul’un En Güzel Kızı” oyunuyla yer alan Bülent Şakrak’ı hayranları, adeta sevgi çemberine aldı. Festivalde büyük ilgi gören sanatçı, Yönetmen Kubilay Karslıoğlu ile birlikte Hande Uluöz’ün yönettiği söyleşiyede, oyunu defalarca oynamasına rağmen, bir gösteride sözlerinin bir kısmını unuttuğunu itiraf etti.
Kahkalar arasında geçen söyleşide Bülent Şakrak, “Yeni oyunlarda aracın kendisi yok. Ama festivallerde bir tamirhaneye yerleştirdiğimiz araçla sahne alıyordum. Herşey mükkemmel, defalarca sahne almıştım. Ama bir gösteride tam 4 sayfa atladım. 65 dakikalık oyun, 47 dakikada bitti. Süre uçtu gitti. Oyunda tanıdık, hısım, akrabalar var, herkese borçlandım. O gün oyunun ciddi kısmını insanlar anlamadı ama anlamış gibi yaptılar. İyi dostlar biriktirmişim. Burada tamamını oynacağım, söz” diye konuştu.

Şakrak, “Annem Yokken Çok Güleriz”in bir gösteriminde de sayfalar dolusu rolünü unuttuğunu, sahneye girişlerde büyük sorunlar yaşadığını, toplamaya çalıştıkça battıklarını söyledi. Diğer yandan her yerde doğaçlama yapmayı da çok sevdiğini kaydeden ünlü oyuncu, “Yaptığım işin gidişatını değiştirmeden, kimseyi üzmeden, kırmadan doğaçlama yapmayı severim. Haddimi bilecek kadar özgürleşmeye çalışıyorum. Hikayeye bağlılık konusunda da çok dikkatliyim” dedi. Baba olmasının oyunculuğuna neler kattığı sorusuna Şakrak, “Baba olmak beni çok değiştirdi. Örneğin araba kullanırken gaza basışım değişti. Henüz bir babayı oynamadığım için baba olmamın rollerime katkısı olduğunu söyleyemem” yanıtını verdi. Bülent Şakrak, “Sinema mı, tiyatro mu?” konusunda ise “Bence bir oyuncu ikisini birbirinden ayırmaması gerekiyor. Bu benim fikrim. Biz her iki alanda da oyunculuk yapıyoruz. İşleyişi farklı, dinamikleri farklı. Tabi ki canlı performans çok farklı. O işin altından kalkma çabası aynı. Tiyatro okulum o ayrı” diye konuştu.

Karslıoğlu: Ertesi gün elimi açamadım
Kubilay Karslıoğlu da Devlet Tiyatroları’nda yöneticilik yapması nedeniyle verdiği sekiz yıl aradan sonra yer aldığı tiyatro oyununda büyük sorunlar yaşadığını söyledi. Oyuna başladığında yönetmene ve arkadaşlarına, “Ne yapacağımı bilmiyorum, bütün kusurlarımı bağışlayın. Bana toleranslı davranın” dediğini aktaran Karslıoğlu, “Sahnede ter paçalarımdan aktı. Elimdeki bastonu öyle tutmuşum ki kaslarım hala ağrıyor. Ertesi sabah uyandığımda elimi açamıyordum. Böyle bir heyecan yok.. Çalışma süresi çok iyi geçti, rolün zorluğunu anlatmıyorum. Bu kadar emek verdikten sonra bile bu kadar heyecanlanmak, çok farklı ” diye konuştu.
Pandeminin insanların hayatını değiştirdiğini kaydeden Karslıoğlu, “ İnsanlar televizyon karşısında olmaktan çok canlı performanslar istiyor. Sinema sektörü çok etkilendi. Pek çok Hollywood filmi vizyona giremedi. İstanbul’da sinema salonlarını tiyatro salonuna dönüştürmeye çalışıyorlar. Bu tür karanlık dönemlerin sonunda patlamalar olur. Rönesans, veba döneminde, İkinci Dünya Savaşı’nda kapanma, iletişimsizlik sonrasında. Son süreçte umduğum bir patlama yaşanmadı henüz. Televizyonların izlenmeme durumu var. Dizilerde süreç nereye varacak bilmiyorum ama canlı performansa yönelim var” dedi.

Muhteşem performans
Levent Tülek’in yazıp, Mehmet Birkiye’nin yönettiği tek kişilik oyunda Bülent Şakrak, oto tamircisi olarak yanıp tutuştuğu, beraber olmak için türlü hileler yaptığı, büyük aşkı “İstanbul’un En Güzel Kızı”na kavuşmak için canı pahasına koşuşturmalarını anlatıyor. Şakrak, “Benimki hikaye de değil… benimki destan… benimki efsane… Hani namus belası mı dersin, kaderin oyunu mu… Valla bilemem… Ama bildiğim bir şey var babacığım… Ben onu çok sevdim be!” diyor. Bu bir yanımızdan geçip giden, görünmeyen, konuşmayan, bakmayan, ellerini cebinden çıkarmayan uzak semtlerin çocuklarının hikayesi. Ama en acayibi. En masumu. En fecisi. En gözü yaşlısı. Ve de en komiği.
Oyun sonunda ayakta alkışlanan Bülent Şakrak, kendisini izleyenlere teşekkür ederken festivalin onursal başkanı Tamer Levent ile de kucaklaştı.
Festivalde son fırsatlar
1 Haziran’a kadar sürecek festivalde İstanbul Şehir Tiyatrosu, Devlet Tiyatroları ve özel tiyatroların katılımıyla toplam dokuz oyun sahnelenecek. Programda ayrıca, festival boyunca her gün 19:00’da Tiyatro Frankfurt’un düzenlediği fuaye sohbetleri yer alıyor.
Frankfurt Gallus Tiyatrosu’nda festival kapsamında şu oyunlar daha izlenebilecek:
31 Mayıs (12:00 – Çocuk Oyunu): Yaşam Döngüsü
31 Mayıs (20:00): Kadınlar, Filler, Saireler
1 Haziran (Matine – 15:00): Profesyonel – İstanbul Devlet Tiyatroları
1 Haziran (Suare – 20:00): Profesyonel – İstanbul Devlet Tiyatroları