Yurtdıṣında yaṣayan bir grup Türkiyeli göҫmen, 1 Eylül Dünya Barış Günü Türkiye’deki son günlerde artan şiddet ortamından kaygı duyduğunu belirterek barış için imza kampanyası başlattı.
Grup,Türkiye’nin Suriye‘leṣtirilmesine, komṣu halklar iҫin bir tehlike unsuru haline gelmesine, insanlar arasındaki her türlü, etnik, dini, kültürel ve yaṣam tarzı farklılığını ötekileṣtirenlere, bunları nefret, kin ve düṣmanlık gerekҫesi haline getirenlere ve bundan politik rant sağlamak isteyenlere kesin bir dille hayır diyerek silahların derhal susmasını istediğini belirtti.
İşte o açıklama:
Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, ṣimdi en güzel ṣiir barıṣtır!
(Yaṣar Kemal 1923-2015)
Yurtdıṣında yaṣayan Türkiyeli göҫmenler olarak, Türkiye’deki güncel geliṣmelerden ve tırmandırılan ṣiddet ortamından duyduğumuz büyük kaygıyı dile getirmek istiyoruz.
Halkların, dillerin, kültürel ҫeṣitliliğin ve farklılıkların bir tehdit değil, bir zenginlik olarak dillendirilebildiği, olumlu bir hava estiren ve hepimize umut veren seҫim sürecinden sonra, tehlikeli bir ṣiddet ortamına geri dönülmesini endiṣeyle izliyoruz. Hepimizin yaṣamını tehdit eden, ırkҫı, ṣovenist ve milliyetҫi bir hava ülkeyi baṣtan baṣa kaplayarak; henüz filizlenmekte olan yakınlaṣma ve kardeṣlik havasının yerini, kin, nefret ve öfke söylemine bıraktı. Ülke hergün kan kaybetmekte, gencecik insanlar; siviller ve hatta ҫocuklar kör kurṣunlara hedef olmakta, acımasızca katledilmekte.
40 yıldır bu ölümcül ṣiddet ve savaṣ ortamından, bu nefret söyleminden, bunca acıların iҫinden hiҫ bir taraf iҫin zafer ҫıkmadı, bundan sonrada ҫıkmayacağanı bilerek, yeniden savaṣ, ṣiddet ve baskı ortamına dönülmesi kabul edilemez.
Sağduyunun, birbirimizi biraz olsun anlamaya ve halklar arasından bir yakınlaṣmaya göreceli de olsa ortam sağlamıṣ olan ҫatıṣmasızlık halinin sona erdirilmesi, karṣılıklı saygı ve hoṣgörü analayıṣı iҫerisinde, eṣit ve kardeṣce bir arada yaṣama ṣanṣının hergün daha da yitirilmesine neden oluyor. Susmak siddete, ölümlere, akan kana, yitirilen canlara, ülkenin harabeye ҫevrilmesine seyirci kalmak, zulme ve suҫa ortak olmaktır.
Türkiye’nin her yanını ateṣ sarmıṣken, Libya‘dan Yemen’e; Pakistan’dan, Afganistan’a, Mısır’dan Suriye’ye ve Irak’a kadar bölge tümüyle savaṣa, ṣiddete teslim olmuṣken, milyonlarca insan yerinden yurdundan edilerek, ҫeṣitli ülkelerde ҫok ağır koṣullarda mülteci olarak yaṣamak zorunda kalırken, güvenli bir hayat arayıṣı iҫin, hergün yüzlerce mülteci dünyanın en büyük toplu mezarı Akdeniz’de yaṣamlarını yitirirken, Türkiye’yi bu ateṣ ҫemberinin iҫine atan, savaṣ politikaları kabul edilemez.
Türkiye’nin komṣu halklar iҫin bir tehdit unsuru oluṣturmasına ve kendi sınırları iҫerisinde tırmandırılan iҫ savaş tehlikesine ve ṣiddete karṣı ҫıkıyoruz. Ülkenin ve halkın geleceğinin karartılmasına seyirci kalmak istemiyoruz.
Bu ṣiddet sarmalından; siddeti, düṣmanlığı kutsayan ve tetikleyen; gündelik, ilkel hamaset edebiyatıyla ҫıkılamaz. İrlanda; İspanya, Korsika ya da Güney Afrika gibi örnekler, baṣka ҫıkıṣ ve ҫözüm yollarının münkün oldugunu gösteriyor. Kaybedilenlerin ve kaybedenlerin olduğu yerde, kazanan da olmayacaktır. Kapsayıcı, yatıṣtırıcı, tüm dengeleri ve taraf olanların kayıplarını, acılarını ve hassasiyetlerini dikkate alan, herkesin durumdan kazanan olarak ҫıkabileceği, sağduyulu politika ve stratejilerle ҫözüm yolunda ilerlemek iҫin tek ҫıkar yoldur.
Savaṣı ҫıkar yol sananlara ve savaṣ ҫığırtkanlığı yapanlara, dönüp sadece Suriye’ye, Türkiye’de veya bir ҫok baṣka ülkede, son derece ağır koṣullar altında mülteci olarak yaṣayan Suriye’lilere bakmalarını öneriyoruz. Savaṣı engelleyip, kalıcı bir barıṣı kuramazsak milyonlarca insanın, sonunda onlarla aynı kaderi paylaṣacağının altını ҫizmek istiyoruz?
Bu nedenle:
- Türkiye’nin Suriye‘leṣtirilmesine, komṣu halklar iҫin bir tehlike unsuru haline gelmesine hayır diyoruz.
- Silahlar derhal sussun diyoruz!
- Halk arasındaki her türlü, etnik, dini, kültürel ve yaṣam tarzı farklılığını ötekileṣtirenlere, bunları nefret, kin ve düṣmanlık gerekҫesi haline getirenlere ve bundan politik rant sağlamak isteyenlere kesin bir dille hayır diyoruz!
- Bölgenin iҫine düṣürüldüğü istikrarsızlığı ve bunun yarattığı tehlikeleri fırsat sanarak, etnik temizlik yapma hevesine kapılan, ırkҫı, ṣoven, insanlık düṣmanı ҫevrelerin halkı ve ülkeyi tehlikeye atmalarına hayır diyoruz.
- Savaṣ acıdır, gözyaṣıdır! Savaṣ felakettir! Savaṣ ölümdür, savaṣ kayıptır.
- Barıṣ yaṣamdır! Ölümü değil, yaṣamı savunalım!
Türkiye’nin Ortadoğu’da yayılan savaṣın destekҫisi veya tarafı olmasına, tırmandırılan iҫ savaş tehlikesine karṣı, vicdan sahibi bütün insanları seslerini duyurmaya, barıṣa ve barıṣtan yana olanlara destek vermeye davet ediyoruz.
#barisblokufrankfurt
Bu linke tıklayarak imzalayabilirsiniz
lk imzalayanlar:
İletişim ve koordinasyon:
Selver Erol, 0157-31569322
Atilla Yergök, 0170-3090327
E-posta: [email protected]