1.6 C
Almanya
Cuma, Kasım 22, 2024

İçler dışlar çarpımı

Arzu Dinçer

ArzenKuş kafesinde yüreği ağzında bir serçe bugünlerde canım coğrafyam. Kafesin telleri arasından sokulan sopalar var, hep bir yerlerine değiyor serçenin. Canı yanıyor, ama minicik bir gün ışığında bile şakımaktan kendini alamıyor. Her seste bir dokunuş gerçekleşiyor. Ölmüyor, ama canı yanıyor gün be gün.

Sizin durduğunuz coğrafyadan nasıl görünüyor buralar tam bilemiyorum ama bizim buralar hazanı zemherine teslim etti ediyor. İnsanlar yazmaya, çizmeye, okumaya ve konuşmaya ürker oldu. Bundandır serçe örneğim.

Hatta öyle bir hal aldı ki “Keşke bu dönemde yaşamasaydım da başka bir dönemde yaşasaydım” söylemleri sıkça ve tekrar tekrar söylenmeye başlandı ortalıkta.

Kızılderililer Yüce Ruh’tan bir şey istediklerinde en çok sevdikleri eşyalarını alıp, yüksek bir uçurumdan aşağı atarlarmış.
Başka bir dönem dilerken, belki bizlerde en sevdiklerimizi kurban vermek zorunda kalacağız. Zira birileri bizim için en kıymetli olanları tek tek o uçurumdan aşağıya atıyor. Sebep bizim için, bizim adımıza bir şeyler istemeleri! Sevdiklerinden değil hiçbir zaman sevmediklerinden! Kızılderililer bunun için ne demişler onu bilmiyorum ama sevdiğim bir atasözümüz bu duruma tam karşılık bularak içimi ferahlatıyor; “Ay bozmaz, süt kokmaz. Kokarsa ayran kokar, çünkü aslı süttür.”

Ayın şekli bir görsel yanılsama nedeniyle değişmiyor mu? Aslında Ay hep aslını koruyor tıpkı süt gibi. Sütten elde ettiğimiz ürünler değişikliğe uğruyor ve bozuluyor doğal olarak da kokuyor. Asıl olan hep aynı ve bozulmadan kendi olarak kalıyor. Yaşadıklarımız da aslında bunlardan ibaret. Sorunun kaynağına inildiğinde, sorunun olmadığı asla geri dönülmüş olunacak.

Evet, biz en sevdiklerimizi kurban vereceğiz. Zamanı, zamanın içinde yaşanacak mutlu anları vicdan azabı çekmeden doyasıya yaşamayı, huzuru.

İçler dışlar çarpımı bu dostlar. İçi bizi, dışı sizi yakar.

Bu hafta mesleğini yaptıkları için hayatları esaret altına alınan ancak düşünlerinin asla esaret alınamayacağı değerli gazetecilerimiz oldu. Onlara ithafen Sayın Hasan Hüseyin Korkmazgil’in mısralarıyla sonlandırmak istiyorum satırlarımı;

Ben yatıyorum içerde
Ağaçlar büyüyor dışarıda
Çocuklar büyüyor dışarıda

Ben yatıyorum içerde
Mitingler büyüyor dışarıda
Grevler büyüyor dışarıda

Ben yatıyorum içerde
Özlem büyüyor dışarıda
Öfke büyüyor dışarıda

İçler dışlar çarpımı
Korku büyüyor dışarıda
Umut büyüyor dışarıda

Ben yatıyorum içerde
-Hasan Hüseyin, Bütün Şiirleri 5, kelepçemin karasında bir ak güvercin, sayfa :189-

Sevgilerimle,
Arzu Dinçer

Son Haberler

İlgili Haberler