GÜRSEL KÖKSAL
24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen diğer etkinliklere aktif olarak katılabilmek için yıl sonu buluşmasını ileri bir tarihe alan Hessen Türk Öğretmenler Derneği (TÖDER-Hessen), Türk Alman Klübü’nde yemekli ve müzikli bir toplantı gerçekleştirdi.
ATÖF’ün (Almanya Türk Öğretmen Dernekleri) eşbaşkanları Yadel Oktay-Coşkun ve Yücel Tuna, TÖDER-Hessen Başkanı Zeynel Fırat, Hessen Türk Veliler Birliği (TEB-Hessen) Başkanı Hatice Bektaş-Alpsar ve Başkan Yardımcısı Zeynep Baran-Bozkurt ile bu kurumların üyeleri ve yakınları, hem gecikmeli de olsa Öğretmenler Günü’nü birlikte kutladılar, hem de öğretmenlerin oluşturduğu müzik grubunun şarkı ve türküleriyle son günlerini yaşadığımız yılın yorgunluğunu attılar.
ATÖF Eşbaşkanı Tuna konuşmasında “öğretmenler günü” konusundaki farklı yaklaşımlara da değinerek, “Öğretmenler Günü resmi olarak 24 Kasım günü kutlanıyorsa da, çoğunluğun gönlündeki kutlanacak gün öğretmen okullarının açıldığı 16 Mart’tır. Elbette bu Atatürk’ün başöğretmenliği kabul ettiği 24 Kasım’ı önemsizleştirmek değildir. O hepimizin başöğretmenidir” dedi.
24 Kasım’ın kabulünü 12 Eylül rejimi uygulamalarının yapay yaklaşımlarından biri olarak değerlendiren Tuna, “Bu yapay yaklaşımlar öğretmenler gününü olması gereken anlamından uzaklaştırmış, salt görselliğe dönük, içerikten uzak kutlamalara dönüşmüştürmüştür“ eleştirisinde bulundu.
PİSA SONUÇLARI
Kısa bir süre önce açıklanan uluslararası eğitim raporu PISA’nın hem Türkiye, hem de Almanya açısından hiç de iyi olmayan sonuçlarına da işaret eden Tuna, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öğretmenliğin insan sevgisi, Cumhuriyet devrimlerine bağlılık, topluma karşı sorumluluk gibi değerlerden oluştuğunun gözardı edildiği bir süreç yaşıyoruz. Bu yüzden bugün çoğu meslek için de söylendiği gibi ‘nerede o eski öğretmenler’ sözünü, üzülerek, sıkça duyar olduk.
Bugün eğitim fakültelerinde daha uzun süre eğitim görülmesine rağmen hala köy enstitülü, öğretmen okulu mezunu öğretmenler aranmaktadır.
En son açıklanan PISA sonuçlarına göre 37 OECD ülkesi arasında matematikte 32’nci, fende 29’uncu, okuma beceresinde 30’uncu sırada yer almamız bir ölçüde butün bunların sonucu oluyor. Yaşadığımız ülke Almanya da bu konuda sorunlu. Ekonomik güçlülüğüne karşı eğitimdeki sıralaması oldukça düşük. Onlar bunu göçmen kökenli öğrencilerin sınıflardaki çokluğuna bağlıyorlar. Eğitime yeterli yatırım yapmamalarının suçunu hiç günahı olmayan yabancı çocukların omuzuna yüklüyorlar. Sınıflara yabancı kotası koymak gibi tartışmalar başlatıyorlar. Bu popülist yaklaşımlar kabul edilemez.
Ülkemizin 22 yıllık iktidarı, düşünen okullar, öğrenen bir ulus hedefleyip, daha fazla öğrenmeyi, en iyiyi talep etmeyi, öğretmenlik mesleğini yüceltmeyi dikkate alsaydı, kendini tanıyan, bağımsız düşünen, eleştirel bakan, etkili iletişim kuran, sorumluluk alan, doğayı koruma bilincine sahip olan, ülkesini hayatının merkezine koyan, ülkesi ile bağlantısını koparmayan öğrenciler yetiştirmek gibi ödevleri olduğunu hatırlayacaktı.
Ne yaptılar? Öğretmeni ezdi, öğrencisini ezdi. Halkımız da seyrediyor.
Bu durumu düzelecek Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler, öğretim üyeleri, eğitimciler öğretmen yetiştirme ve eğitimi işini önemsememektedirler. Bu durumda öğretmen sahipsizdir. Sahiplenme sorumluluğu öğretmen olabilenlere düşmektedir.
Öğretmenler Günü, bu işi sahiplenme günüdür. ‘Ne mutlu öğretmenim’ diyenlerin günüdür. Eksiklerini belirleyip, kendilerini yetiştirenlerin, çözüm üretenlerin günüdür. Cumhuriyetin 100’ncü yılında Cumhuriyetin kazanımlarını sahiplenen, korumaya and içen öğretmenlerin Öğretmenler Günü kutlu olsun.”
BİRLİKTE ÇALIŞMAYA HAZIR VELİLER
TEB-Hessen Başkan Yardımcısı Zeynep Baran-Bozkurt da konuşmasında Türkçe’nin Hessen’deki okullarda seçmeli ikinci yabancı dil statüsü kazanması için çalışmaların sürdürülmesi gerektiğine işaret etti.
Beş yıl önce kurulan birliğin okul, öğretmen, öğrenci ve anne babalarla ilgili her türlü eğitim-öğretim konusunda ilgilenmeye çalıştıklarını belirten Baran-Bozkurt sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sevgili öğretmenlerimiz, biz veliler olarak biliyoruz ki sizler bizim ilgisizliğimizden yakınıyorsunuz. Doğrudurn, maalesef Almanya’daki günlük iş hayatının yoğunluğu ve daha birçok nedenden dolayı sadece Türkçe dersleri değil, okul ile ilgili bir takım konularda geri planda kalıyoruz. Bunlar mazeret olmamalı tabii ki. Bir de Alman eğitimcileri bizlere yıllardır evde çocuklarımızla Almanca konuşmamız gerektiğini empoze edip durdular. Bu da biz anne babaların kararsız ve ikircikli durumda kalmamıza yol açtı. Bilim insanlarının evde en iyi bildiğimiz dilde konuşmamızın çocukların dil öğreniminde onlara kolaylık sağlayacağı verileri daha yeni söz konusu edilmekte. Biz Hessen Türk Veliler Birliği olarak tüm sorunların farkındayız. Türkçemizin artık okullarda ikinci yabancı dil statüsünde zorunlu seçmeli ders olarak verilmesinin gerektiğine inanıyoruz. Bu, çocuklarımız yanında torunlarımız ve gelecek nesiller için hem de toplum barışı açısından çok önemlidir. Bunu hem Alman makamlarına hem de ailelerimize anlatmaya çalışmaktayız.”
Baran-Bozkurt, Türkiye kökenli ailelerin çocuklarının yaklaşık dörtte üçünün de Hessen’de 2000 yılından itibaren adı “kökendili” (Herkunftssprache) olarak değiştirilen anadili derslerinden “zaman yokluğu” ya da “her okulda olmaması” gibi nedenlerle yararlanamadığına da işaret etti.
EMEKLİ ÖĞRETMENLERE TEŞEKKÜR
Toplantıda kısa bir süre önce ve geçtiğimiz yıl emekliye ayrılan öğretmenlerden Yaşar Çatı ve Hüseyin Fırat’a ATÖF’ün teşekkür belgeleri teslim edildi. ATÖF’ün deprem bölgesinde yapılıp, hizmete girmesine sağladığı anaokulu için yürütülen destek kampanyasındaki örnek ve etkili çalışmalarından dolayı ATÖF Başkan Yardımcısı Rahime Önkol ve TÖDER-Hessen Başkanı Zeynel Fırat’a da teşekkür plaketleri teslim edildi. Bu arada çok sayıda öğretmen ve öğrencinin kampanyaya yardıma devam ettiğine işaret edildi, ikinci bir okul için çalışmaların sürdürüleceği belirtildi.
Kendisi de öğretmen olan TEB-Hessen Başkanı Hatice Bektaş-Alpsar’ın da “öğretmen” konulu şiiri okuyarak katıldığı buluşma, öğretmenler müzik grubunun Anadolu’dan sevilen türkü ve şarkıları içeren konseriyle devam etti.
Foto: Yaşar Çatı (soldan sağa), Rahime Önkol, Yücel Tuna, Hüseyin Fırat, Zeynel Fırat plaketleriyle