3.6 C
Almanya
Cumartesi, Nisan 20, 2024

HDP Milletvekili Özen, eşit yurttaşlık hakları için önerge verdi

HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Alevilerin eşit yurttaşlık haklarının teslim edilmemesinin nedenlerinin ve uygulamadaki çözüm yollarının araştırılmasına dair TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi.

HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Alevilerin eşit yurttaşlık haklarının teslim edilmemesinin nedenlerinin ve uygulamadaki çözüm yollarının araştırılmasına dair TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi.

Araştırma önergesinde ”Türkiye Cumhuriyeti olarak imza atılan Birleşmiş Milletler (BM) taahhütleri, BM Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi,ülkemizi de bağlayıcı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları (AİHM) ve Anayasal hükümlere rağmen halen temel eşit yurttaşlık haklarının sağlanmaması ve cemevlerine ibadethane statüsünün tanınmamasının nedenlerinin ve uygulamadaki çözüm yollarının araştırılması için Anayasamızın 98. ve TBMM İç Tüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ederiz” talebinde bulunuldu.

Önerge şöyle:

”Anadolu, Balkanlar ve Mezopotamya coğrafyasının dolayısıyla da bu toprakların kadim inançlarından birisi olan hak ve hakikat yolundaki Alevi inancı ve ibadethaneleri olan cemevleri yıllardır yok sayılmaktadır. Hatta Alevi inancına mensup yurttaşların vergileri dahi, Diyanet İşleri Başkanlığı nezdinde farklı inanca aktarılmaktadır.

Devletin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti niteliğini tanımlayan Anayasa’nın 2’nci maddesi, herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyeti ile ibadet, dini ayin ve törenlerin serbest olduğunu belirten Anayasa’nın 24’üncü maddesi ile herkesin din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeden kanun önünde eşitliğini tanımlayan 10’ncu maddesi gereği cemevlerine de ibadethane statüsü verilmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti olarak taraf olunan uluslararası nitelikteki temel hak ve özgürlüklere ilişkin hukuki metinlerde, Birleşmiş Milletlerin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 18. Maddesinde, “Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, din veya topluca açık olarak ya da özel biçimde öğrenim, uygulama, ibadet ve dinsel törenlerle açığa vurma özgürlüğünü içerir.” düzenlenmesi yapılmıştır.

Yine Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun  25 Kasım 1981 tarihli kararında “Din veya İnanca Dayalı Her Türlü Hoşgörüsüzlük ve Ayırımcılığın Kaldırılması Bildirisi’nin 6.maddesinde de herkesin düşünce, vicdan,inanç veya inançsızlık özgürlüğüne özellikle önemli vurgular yapılmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü” başlıklı 9. Maddesinde;

“1- Herkes vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açık veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklamak özgürlüğünü de içerir.

2-Din veya inancını açıklama özgürlüğü, ancak kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlığın veya ahlakın, ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler ve yasayla sınırlanabilir.” Denilmektedir.

”CEMEVLERİ’NİN HALEN YASAL STATÜYE KAVUŞTURULMASININ NEDENLERİNİN VE UYGULAMADAKİ ÇÖZÜM YOLLARININ ARAŞTIRILMASI ELİMİZDEDİR!”

AİHM’nin 02 Aralık 2014 tarihli kararında, Türkiye’nin imzalaması nedeniyle Anayasa’nın 90. Maddesine göre kanun hükmünde olan AİHS’nin 9. Maddesinin (din ve vicdan özgürlüğü) ve 14. Maddesinin (ayırımcılık yasağı) ihlal edildiğine, Cemevleri’nin diğer ibadethaneler gibi dini ibadet için kullanılan yerler olduğuna karar verilmiş olup, 02.12.2014 tarihli AİHM kararı, iç hukukumuzu bağlayıcı ve Anayasanın 90. Maddesi gereği uyulması gereken kanun hükmündedir. AİHS’nin 46. Maddesine göre Mahkeme Kararları taraf ülkeleri bağlayıcıdır.

Demokratik ve laik hukuk sisteminin esas alındığı yönetimlerde; bir yerin ibadethane olup olmadığına, bir fikre, görüşe, dine, mezhebe, inanca gönül bağlayan insanların kendi özgür iradeleri ile verecekleri karar olmalıdır.

Fiili ve sosyal gerçeklik, anayasal haklar ve tamamı Alevilerin inanç özgürlüğü lehine çeşitli AİHM kararları ile birlikte değerlendirildiğinde, ülkemizin de onayladığı uluslararası sözleşmelerde yer alan “düşünce, vicdan ve din özgürlüğü” hakkının halen yaşama geçirilmemesi, Alevi yurttaşların yıllardır uğradığı mağduriyetin giderilmemesi, idarenin uygulamalarından doğan sorunların önüne geçilmemesinin ve en nihayetinde Cemevlerinin halen yasal statüye kavuşturulmasının nedenlerinin ve uygulamadaki çözüm yollarının araştırılması elzemdir.  Alevi Haber Ağı

Son Haberler

İlgili Haberler