Eylül’ün hazan yapraklarının hüznüyle artık kendisine ağır gelen her şeyden -öncelikle de sevdiğinden ve kendinden- hatta çok sevdiği Kasım’dan vazgeçen bir kitap kahramanını barındıran “Roma’da “Biz” Olsak” romanı ile ilk defa okuyucularla tanışan Handan YİĞİT ile tanıştırmak istiyorum sizleri sayın egazete’nin değerli 5N1KitapYazarı okurları.
Roman, küçük yaşta kanserle savaşan kuzenine destek olan Eylül’ün Roma gezisinde bulduğu, hayatının aşkını konu alırken aynı zamanda kanserle mücadele verenlerin yasadıklarını da ince ince işlemiş satırlarına Sn YİĞİT.
Öyle ki kitabının gelirini de “Kanserle Dans Derneği” ne bağışlamış. Yani sadece konu etmek yetmez olabildiğince de çare olabileyim duruşundan ve sorularımızı yanıtladığından dolayı kendisine teşekkür ediyorum.
DipNot babında; Kitap okumak yeni yazarlar ile tanışmak çok güzel de; Bu kitabın geliri ile -ismini buraya yazmak istemediğim hastalık ile ilgili- minik, miniminnacık bir ışık olma konusunda sağlanacak katkı da eminim hiç azımsanacak bir şey değildir.
Sevgilerimle.
Arzu DİNÇER
Soruları yanıtlamadan önce kısaca kendinizi ve kaleminizi bizlere hatırlatabilir misiniz?
Handan Yiğit: İşte Kısaca ben: 16 Kasım 1984 yılında İstanbul’da doğdum. Eğitim yıllarını tamamladıktan sonra; 2007 yılında Zonguldak Karaelmas Meslek Yüksek Okulu Muhasebe Programını bitirdim.
Aslında hayalimdeki meslek Polis akademisinde okumak ve başarılı bir komiser olabilmekti. Sağlık problemlerimden dolayı yüreğimi sızlatan bir hayal olarak kaldı.
Uzun bir süre Muhasebe alanında çalıştıktan sonra; Çocukluk yıllarında hayatımda her zaman sporun olması ile birlikte 2011 yılında Pilates belgesini alarak Eğitmen olmaya hak kazandım. Bu alanda kendimi her zaman geliştirdim ve hala severek eğitmenlik yapmaktayım. Dansa olan ilgimden dolayı Zumba belgesini aldıktan sonra bu alanda da eğitmenlik yapmaya başladım.
Yazı yazmak her zaman hayatımda olduğu gibi kısa bir süre Arka Kapak dergisinde yazılarım yayınlandı. Üniversite yıllarında hayalini kurduğum ilk roman kitabım “Roma’da Biz Olsak” Roma’da başlayan hüzünlü bir aşk hikâyesi ile 2017 Eylül ayının başlarında okurla buluştu ilk kez.
NE ZAMAN?
Yazmaya ilk ne zaman karar verdiniz, yayınlamayı düşündüğünüz (hazırladığınız) son kitabınız ne zaman yayınlanacak /yayınlandı?
Handan Yiğit: Üniversite yıllarımda yazmak ruhuma en iyi gelen kalbimdekileri olduğu gibi dökebildiğim en iyi dosttu. Karar vermek değil, ruhumda ve kalbimde her zaman olandı yazmak. Mesela; Sevdiğim insanlara mektuplar yazardım. Doğum günlerinde aldığım hediyelere mutlaka notlar bırakırdım. İnsanların kalbine dokunabilmeyi ve mutlu olabildiklerini görmek beni daha çok gülümsetiyordu. Laf aramızda halen yapıyorum bu güzellikleri..
Kitap yazmak her zaman hayalimdi ve birçok yüreğe ulaşabileceğimi düşündüm. Şimdilerde ise; o hayal ellerimde ve o yüreklere dokunmaya başladı. İlk roman kitabım Roma’da biz olsak o çok sevdiğim sonbaharda 2017 Eylülün başında okuyucuyla buluştu.
NE?
Kitaplarınızı bize özetleyebileceğiniz cümleler ne olur?
Handan Yiğit: Okurla buluşan kitabım Roma’da “Biz” Olsak; dansın, gerçek aşkın ve hayata tutunmanın öyküsü.
Genel olarak anlatacak olursak hayata sımsıkı tutunan her zorlukla yılmadan başa çıkabilen ve hayallerinden hiç bir zaman vazgeçmeyen üç farklı hikâye ile kalplerimize dokunuyor.
NEREDE?
Edebiyat dünyasında kendinizi nerede tanımlarsınız?
Handan Yiğit: Açıkçası, kendimi bir yerlerde tanımlamaktan pek hoşlanmam. Yaptıklarımın bana kattıklarıyla daha çok ilgilenirim. Edebiyat dünyasının kendi içindeki güzellikleri elbette var. Fakat ben o dünyadaki egolarından sıyrılmış, birbirine gerçek anlamda destek olabilen, ürettikleri ve yazdıklarıyla umut olabilen, kendini okurdan üstün görmeyen ve önemseyen kesime çok daha yakın olduğumu söyleyebilirim. Hissetmek ve samimiyet benim için çok önemlidir.
NASIL?
Yazar ve okurlar arasında kurulan köprü sizce nasıl olmalı?
Handan Yiğit: Ben yazarın ve okurun arasında güçlü bir kalp bağının olduğunu düşünüyorum. Kalbe açılan bir anahtar gibi.
Ruhlarına ve yüreklerine dokunabilmek aramızda kurduğumuz en sağlam köprü bana göre ve kimseler o köprüyü yıkamaz.
NEDEN?
Okurlar sizin kitaplarınızı neden okumalı?
Handan Yiğit: Bu kitabımdaki yaş aralığı 15 ile 70 dir. Kadın erkek ayrımı yapmadan birçok yüreğe ulaşmasıdır.
Roma’da Biz Olsak; gerçek hayattan kurgulanan bir masal ve bizler büyüsek bile masallara inanmaktan vazgeçmemeliyiz. Çünkü o masallar bir gün gerçekleşir. Hayatın koşuşturmacasında unuttuğumuz gerçekleri bir tokat gibi yüzümüze çarpan, inanmadığımız o gerçek aşkı hatırlatan sıcacık bir hikâye.
Özellikle belirtmek istediğim diğer bir konu ise; Bu kitap aşka ve kanser hastalarına ithafen yazıldı. Yazar kitaptan elde edeceği geliri, Kanserle Dans Derneğinin desteğiyle kanser hastalarının tedavisinde kullanacaktır. Okur hem bu masala ortak olacak, samimi bir hikâyeyi kalbine misafir etmiş hemde bize ihtiyacı olan bir hastaya ışık olmuş olacak. Bu yüzden herkesin okuması en büyük dileğimdir.
Roma’da Biz Olsak
Bizden vazgeçiyorum. Gülüşünden, gözlerinden, ellerinden, teninden, sesinden vazgeçiyorum. Bedenime ağır gelen bu yükten hüznün habercisi olan o çok sevdiğim kasımda vazgeçiyorum. Gidiyorum bu şehirden, senden gidiyorum, bizden gidiyorum. Bir tek “Masalımız”dan gidemiyorum.