Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, sevk edildikleri İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmasına tepkiler çığ gibi büyüyor.
Mahkeme kararını vermesinin ardından da gazeteciler, siyasiler, sosyal medya üzerinden tutuklanmaya sert tepki gösterdiler. . İşte onlardan bazıları
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Suçu işleyenler değil de, suçun haberini yapanlar tutuklanıyorsa kimse ‘Türkiye’de basın özgür, yargı bağımsız ve tarafsızdır’ demesin
Ahmet Şık: Gazetecilik tutuklanınca gerçeklerin saklı kalacağını düşünen ahmaklar
Doğan Satmış (Cumhuriyet): Bu, basın tarihine geçecek bir hukuk skandalıdır. Basın Kanunu’na göre gazetede yayınlanan haberler için 2-4 ay içinde dava açılabilir, burada 5.5 ay sonra açılmış. İlk kez Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmeni ve Ankara temsilcisi tutuklanıyor. Bu Türk basın tarihine kara bir leke olarak geçecek ve buna imza atanların özgeçmişinde yer alacak. Bugün alınan karar maalesef Türkiye’yi hem itibar hem basın özgürlüğü açısından birkaç kademe aşağı düşürecek.
İsmet Berkan (Hürriyet): Ben daha saçma sapan bir mahkeme kararı tahayyül edemiyorum. Ortada bir devlet sırrı mı var? Devlet sırrı ortaya çıktığı andan önce sırdır. Bir sır ifşa olduğu andan itibaren sır değildir.Savcılık tarafından yürütülmüş bir dosya bu. Ben hakikatten anlamakta zorluk çekiyorum ve bu tutuklamanın intikam amaçlı olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlarım serbest kalacaklar. Mesleklerini yaptılar diye insanları tutuklamaya başlarsanız nerelere varırsınız. Ben bu suçlardan defalarca yargılandım ama hiçbir zaman tutuklanmadım. Çok acayip bir durumla karşı karşıyayız.
Mehmet Tezkan: Vahim bir şey. Bu olayı yapan savcı… Devletin savcısı. O fotoğrafları Can Dündar çekmedi. Devletin görevlisi çekmiş. Dosyaya konuşmuş resmi belgelerde var. Daha öne iktidara yakın gazeteler jandarmaların mit mensuplarına silah doğrulma görüntülerini yayınladı. Onları yayınlayanlar hakkında devletin gizli belgesini yayınlamaktan soruşturma neden açılmadı.
O da gizliydi. Herkes sustu. Bu tamamen taraflı bir yargı. Yarın bir başka hakim gelir başka karar alır. Siyasi boyutu yok mu bunu. Cumhurbaşkanı bedelini ödeyecek dedi. Tutuklama, yargıla. Sonuna kadar yargıla… Şimdi tutuklandı neyi engelleyecek. Can Dündar tutuklanmasaydı delil mi karartacaktı?
Metin Feyzioğlu: Gazeteci Can Dündar ve Erdem Gül Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ihlal edilerek tutuklandı. Basın özgürlüğü açısından çok acı bir gün
Necdet Saraç: Kahrolsun faşizm! Savaşı ve şiddeti tırmandıranlar, Can Dündar ve Erdem Gül’ü tutukladılar. Bunun adı hukuk ama faşizmin hukuku! Faşist hukukun bu kararına direnmek boynumuzun borcu! Yapılması gereken belli: Cumhuriyet Gazetesi önünde tutuklama kararı kalkana kadar adalet nöbeti tutmak!
Nedim Şener: Yer yarılsın da içine gireyim. Utanıyorum. Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı
Özgür Mumcu: Bu karar Can Dündar ve Erdem Gül’ün suçunun ispatı değil iktidarın bir itirafıdır.
TGC Başkanı Turgay Olcayto: Bedeli bu olmamalıydı. Onların yaptığı sadece halkın haber alma haklarına sahip çıkmaktı. Hep bunu yaptılar. Bunun üst mahkemeye de itirazı var. Türkiye demokrasiden uzaklaştırılıyor mu? Türkiye çok seslilikten tek sesliliğe mi gidiyor? bunu tartışacağız. Uluslararası normlarda gazetecinin sorumluluğu tanımlanır. Orada gazeteci patronlardan, otoritelerden önce halka karşı sorumludur. Can ve Erdem bunu yapmışlardır. Üzücü bir dönem başlıyor gibi görünüyor. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye’de çağdaş demokrasiyi yerleştirene kadar mücadele edeceğiz.
Yani onlar yazıp çiziyorlar bize destek veriyorlar ama onların desteği yetmiyor. Şu anda dediğin gibi çok gergin bir ortamda böyle şeyler yaşanınca… Böyle korku ikliminde mi yaşanmalı? Farkındaysanız artık sanat da Türkiye’de yaşanmaz oldu. Umarım ileriki günler bu kadar tatsız olmaz.
Bir açıklama gelecek. Tabii yarın bir açıklamamız daha olacak. Ayrıca yarın Cumhuriyet Gazetesini ziyaret edeceğiz.
Ümit Zileli: Toplumu sindirmek için zorbalığı mübah gören diktatör bozuntuları için söylenir. “Zulmün artsın. Artsın ki halk neyin ne olduğunu anlasın!
Diğer yandan Mahkeme karar verdiği sırada açıklama yapan Can Dündar, Biz halkın bilgi hakkını, basın özgürlüğünü savunuyoruz” dedi. Bu olayın kişisel mesele olmadığını vurgulayan Dündar şunları söyledi:
“Savunduğumuz şey basın özgürlüğü, gazetecilik hakkı ama onun ötesinde biz bu halkın bilgi hakkını savunuyoruz. Ve iktidarın yalan söylemesine karşı bunları ifşa etme özgürlüğümüzü savunuyoruz. Ve dolayısıyla bu bir ip çekme yarışı ise devletin saklama ve yalan hakkıyla, halkın bilme hakkı arasında biz o sınırı mümkün olduğunca bu tarafa çekmeye çalışıyoruz. Burada olan gazetecilerin, bizi savunmaya gelen dost milletvekillerinin kişisel meselesi değil. Bu bir toplumun, iktidarın elinde gasp edilmiş haklarını geri alma mücadelesi. Burada ne kadar kalabalık olursak o kadar boğabileceğiz yalanları. Ama ne kadar azalırsak bu hakkımız o kadar elimizden alınacak.”