FRANKFURT
Kültürler Arası Transfer Derneği’nin 25.ncisini düzenlediği Frankfurt Türk Film Festivali, “Altın Elma ödülleri” ile sona erdi. Festival kapsamında Frankfurt ve bölgedeki 9 kentte 60 kadar film gösterildi. Programda onur ödülleri, konserler, sanatçı buluşmaları, Türk Alman sinemacı buluşması ile panel ve sergiler de yer aldı.
Festivalin uzun metrajlı film yarışmasında genç yönetmen Doğuş Algün ilk kez kamera arkasına geçtiği “Ölü Mevsim”le ‘Altın Elma En İyi Film Ödülü’nü kazandı. Yarışmada “On Saniye‘deki başarısıyla Ceylan Özgün Özçelik en iyi yönetmen , Serpil Gül (Döngü) en iyi kadın oyuncu, Ömer Akalın (Hevi) en iyi erkek oyuncu ve “Yurt” (Nehir Tuna) en iyi senaryo ödülüne layık görüldüler. Festivalin uzun metrajlı film dalı yarışmasında “Büyük Kuşatma“, “Döngü“, “Hakkı”, “Hevi“, “Mukadderat“, . “On Saniye“, “Ölü Mevsim“, “Turbo“ ve “Yurt“ adlı eserler, ‘Altın Elma’ ödülü için yarışmıştı.
Kısa film ve belgesel film dallarında da onlarca eser başvuru yaptı. Türkiye’den gönderilen 96 kısa film arasından “Dilan Hakkında Konuşmalıyız” ile genç kadın yönetmen Umut Şilan Oğurlu, 16 Almanya çekiminden ise “Übermorgen” (Yarından Sonraki Gün) ile Annie Krause, Altın Elma ödülü kazandılar. En iyi belgesel ödülünü ise Hasan Ete, “İyi Ölüm” adlı eseriyle aldı.
Festival yönetimi, geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren gazeteci Mehmet Canbolat’ı, festivale yıllar boyunca verdiği değerli katkılardan dolayı teşekkür plaketiyle onurlandırdı. Plaket, çalışma arkadaşı Hamide Küçükler’e takdim edildi.

“Nadir bulunan, duygusal gücü yüksek bir eser”
Hessen Eyaleti, Frankfurt Belediyesi ve Frankfurt Başkonsolosluğu’nun desteklediği festivalin Türkiye proje ortağı, başkanlığını Taha Feyizli’nin yaptığı Kültürlerarası İşbirliği ve Diyalog Derneği (KADİM) oldu. Nefise Karatay ve Ebru Susur’un sunduğu ödül töreninde jüri üyleri Tim Seyfi ve İdil Üner en iyi film ödülünün “Ölü Mevsim”e verilmesi gerekçesinde “Film günümüz Türkiye’sine dair çok katmanlı bir tablo çiziyor. Toplumsal dönüşüm, göç ve dışlanma açık biçimde hisediliyor. Yönetmenlik, karakterlerin derinliği, insani dokunuşlar etkili bir biçimde öne çıkıyor. Bu biçimsel, olağanüstü, nadir bulunan, duygusal gücü yüksek, ustalıkla yönetilmiş, oyunculuk açısından olağanüstü bir eser” dediler.
Ödülü Seyfi ve Üner’den alan yönetmen Doğuş Algün, “Gerekçeyi okuyunca bu filmi ben mi çektim” sözleri konukları güldürdü. Algün alkışlar arasında “Bu filme emeği geçen tüm dostlarıma teşekkür ediyorum. Yönetmenime, oyuncularıma. Bu ödül hepimizin. Umarım, ilk uzun metrajlı filmimle en iyi film ödülü almak iyi bir kariyer başlangıcı olur” diye konuştu.

“Çok yoğun, canlı ve dokunaklı festival oldu”
Ödül töreninde ünlü sanatçı Nur Sürer, Ali Sürmeli, Serpil Gül, yönetmen Murat Şeker ile jüri üyeleri Tim Seyfi ile İdil Üner’in de aralarında olduğu seçkin konuklar katıldı. Festival Başkanı Hüseyin Sıtkı, duygular, karşılaşmalar, tartışmalar ve harika filmlerle dolu bir haftayı geride bıraktıklarını belirterek “25. Türk Film Festivali Frankfurt/M. | Uluslararası Frankfurt Film Festivali artık neredeyse geride kaldı – ve büyük bir sevinçle ve biraz da hüzünle şunu söyleyebilirim: Çok yoğun, canlı ve çok dokunaklı bir festivaldi. Tatmin olduk ve biraz da yorulduk. Ama hepsinden önemlisi minnettarız. Bu özel yıldönümünün bir parçası olduğunuz için teşekkür ederiz. Bu gece hep birlikte kutlayalım – filmleri, sanatı, karşılaşmaları. Ve evet, hayatı da” diye konuştu.

Müsteşar Degen: Festival, sanatsal özgürlüğü destekliyor
Hessen Eyaleti Bilim, Bilim, Araştırma, Sanat ve Kültür Bakanlığı Müsteşarı Christoper Degen (SPD) de Frankfurt’taki Türk Film Festivali tam çeyrek asırdır kültürel bağlantı, karşılıklı anlayış ve sosyal kaynaşmayı temsil ettiğini, Türk film kültürünü geniş bir izleyici kitlesiyle buluşturduğu için Hessen eyaleti tarafından uzun yıllardan beri desteklendiğini kaydetti. Günümüz dünyasında, Türkiye’de de sanatsal özgürlüğün hayati önem taşıdığını kaydeden Degen konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Oradaki pek çok yaratıcı sanatçı sansür, siyasi kısıtlamalar ve baskıyla karşı karşıya. Bu durum, bu seslere burada yer vermeyi, onlara bir izleyici kitlesi, görünürlük ve hepsinden önemlisi takdir sunmayı daha da önemli kılıyor. Başlangıcından bu yana, festivalin organizatörleri bu görünürlüğü muazzam bir kişisel bağlılık, azim ve tutkuyla sağladılar. Frankfurt Türk Film Festivali uzun zamandır Hessen kültür dünyasının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Gelecekte de kültürlerarası değişim ve karşılıklı anlayışın teşvik edilmesinde merkezi bir rol oynamaya devam edeceğine inanıyorum” dedi. Sanatsal özgürlüğün otoriter rejimler ve ideolojiler tarafından tehdit edildiği bir dönemde, Türk Film Festivali gibi karşı noktalara daha çok ihtiyaç duyduklarını kaydeden Müsteşar Degen festivalde Aslı Özarslan’ın “Ellenbogen” gibi yabancılaştırma, aidiyet konularını işleyen filmlerin de gösterilmesini önemsediğini söyledi.
