Hanau saldırısının altıncı ayında Frankfurt’ta “Unutmak da yok affetmek de’ adıyla ırkçılık karşıtı miting düzenlendi. DGB Gençliği, DİDF Gençliği, Sol Parti Gençliği, VVN ve Seebrücke Frankfurt’un da aralarında olduğu kurum, anti faşist siyasi kuruluş ve inisiyatifin birlikte düzenlediği yürüyüşe yaklaşık bin kişi katıldı. Yürüyüş Alte Oper’den başlayıp Echenheimer Tor, Konstabler Wache ve Berliner Strasse güzergahında devam etti. Eylemde yapılan konuşmalarda Almanya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra “Temiz su olmadan pis su atılmaz” görüşünün öne çıktığı ve devlet kurumlarında ‘Nazi temizliği’ yapılmadığı kaydedildi. Siyasi grup temsilcileri, günümüzde de devlet kurumlarında faşist örgütlenmelerin yok edilmesinin kurumsal ırkçılığı ortadan kaldırmak için şart olduğunu söylediler.
Göçmen gençler, polisce kriminalize ediliyor
Göçmen Kadınlar Birliği adına konuşma yapan Gülsüm Yavuz da, “Almanya İçişleri Bakanı Horts Seehofer’in polis içinde ırkçılığı araştırılmasını istememesi, sorunun büyüklüğünü ortaya koyuyor. Son zamanlarda Frankfurt’ta görülen polisle bağlantılı şiddet olayları münferit olaylar değildir. Göçmen gençler polis tarafından kriminalize ediliyor ve kamuya açık alanlardan çıkarılıyor. Özellikle göçmen ve göçmenleri savunan avukat, siyasetçi, aydın genç kadınlar ölüm tehdidi alıyor. Göçmen Kadınlar Birliği olarak aşırı sağ ve ırkıçılığa göz yumulmamalı, kabul edilmemeli ve aşırı sağa ve ırkıçılığa karşı büyük bir sorumlulukla mücadele edilmeli. Devlet kurumlarındaki nazi organizasyonları yokedilmeli. Hanau dahil neonazi katliamları aydınlatılmalı. Kurbanların yakınları dinlenilmeli, talepleri yerine getirilmeli. Kurumsal ırkçılığı ve devlet içinde örgütlenmeyi inceleyecek bağımsız bir kurul oluşturulmalı. Biz bütün toplum olarak özgür, korkusuzca, eşitce güven ve barış içinde yaşamak istiyoruz” dedi.
“Daha neyi bekliyorsun?”
Mitingte, aşırı sağcıların polis ve ordu içinde de örgütlü olmalarının münferit olay olarak geçiştirilmeyeceği kaydedildi. Siyasetin NSU davasında aldığı tavrın kimseyi şaşırtmadığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Bu nedenle siyasete ve devlet kurumlarına soruyoruz: Daha neyi bekliyorsun. Bir sonraki saldırıyı mı? Biz bir sonraki saldırıyı beklemeyeceğiz bu kesin. Biz olayların aydınlatılmasını ve gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Biz çok daha güçlü olduğumuzda bizi parçalayamayacaklar. Biz aşırı sağ terörün gerçek sebeplerini biliyoruz. Aşırı sağ, birlikte yaşama karşıdır. Sosyal kesintiler, özelleştirmeler, banka kurtarmalara milyarlarca destek, ödenemez kiralar, çalışma koşullarının kötüleşmesi tekeller ve devletin göçmenler, çalışanlar ve mültecilerin omuzlarına yıktığı politika sonucudur. Fakirlik politikasının üzeri ırkçılıkla örtülmek isteniyor. Bu siyaset yediğimiz ekmeğimizi, soluduğumuz havayı elimizden almak istiyor. Neoliberal politikayı şiddetle reddediyoruz. Bu olaylar son buluncaya kadar sokaklardayız. Kurban yakınlarıyla dayanışma içindeyiz.”
Hanau için kara gün
Hanau’da 19 Şubat 2020 günü, akşam saatlerinde iki nargile kafeye silahlı saldırı düzenleyen ırkçı Alman Tobias Rathjen, beşi Türkiye kökenli, 9 kişiyi katletmişti. Saldırıda Ferhat Ünvar, Gökhan Gültekin, Fatih Saraçoğlu, Sedat Gürbüz ile Hamza Kurtovi (Bosnalı), Mercedes Kierpacz (Polonyalı), Kaloyan Velkov (Bulgar), Vili Viorel Pun (Romanyalı), Said Nasser El Hashemi (Afganistanlı) hayatını kaybetmişti. Saldırgan faili ırkçı Alman Tobias Rathjen ise kısa süre sonra, 72 yaşındaki annesiyle birlikte ikamet ettiği evde ölü olarak bulunmuştu.
21 Ağustos’ta Hanau’da miting var
19 Şubat Hanau İnisiyatifi, 21 Ağustos’ta Hanau’da Almanya çapında miting düzenleneceğini duyurdu. “Anma, Adalet, Aydınlatma ve Gereğini yapma” adıyla saat 13’te Kesselstadt’ta başlayacak yürüyüş, saat 14’te Freiheitsplatz’da olacak. Miting çağrısı bu sayfada: https://19feb-hanau.org/2020/07/19/sechs-monate/