Frankfurt Alevi Kültür Merkezi’nin kuruluşunun 30.ncu yılı, Kelkheim Cansu Düğün Salonu’nda gerçekleşen dev bir konserle kutlandı. Sunuculuğunu Dila Pınar, Nujin Güngör ile Rojda Karagöz’ün yaptığı konserde Suavi, Mustafa ve Müslüm Eke, Nilüfer Sarıtaş, Medet Aslan, Gani Pekşen, Cihan Özkaya ile Berivan Canpolat sahne aldılar. Dinleyicilerin türkü ve deyişlere doyduğu kutlamada Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Eşit Genel Başkanı Hüseyin Mat, Hessen Milletvekilleri Taylan Burcu, Turgut Yüksel ile CHP Hessen, Rheinland Pfalz ve Saarland Birliği Başkanı Ali Ercan da yer aldılar.
Mat’tan sert tepki
Sultanbeyli Cemevi’ne önceki gün yapılan saldırıya sert tepki gösteren AABK Eşit Genel Başkanı Mat, “Salonun ortasına bir yazı yazmışlar: “Bitmedi”. Oradaki yazı doğru. Evet, bitmedi. Bizim Kerbeladan beri süregelen davamız asla mahşere kalmayacak. Bedeli ne olursa olsun bunun hesabını verecekler. Yezid, Kerbela’da yaptığı yezitliği, bugün yapmaya devam ediyor” dedi.
Geçtiğimiz hafta İBB Meclisi’ndeki “Cemevleri oylamasına dikkat çeken Mat, “Oylama AKP ve MHP’nin reddedildi. Umurumuzda değil. Ama şunu da söylemem lazım. Onlar reddederse, onların köpekleri de cemevlerimize saldırır. Salonun ortasına bir yazı yazmışlar: “Bitmedi”. Oradaki yazı doğru. Evet, bitmedi. Bizim Kerbeladan beri süregelen davamız asla mahşere kalmayacak. Bedeli ne olursa olsun bunun hesabını verecekler. Yezid, Kerbela’da yaptığı yezitliği, bugün yapmaya devam ediyor. Alevilerin örgütlenmesinden, haklarını talep etmelerinden rahatsızlar. Avrupa’da elde ettiğimiz haklarımızdan rahatsız olan Türkiye’yi yönetenler oldu. Türk İslam sentezinin devlet aklı oldu. Neden, çünkü, 90 yıldır sürdürdükleri katliamlara, asimilasyon politikalarına rağmen Alevi hareketini kontrol edemiyorlar. Avrupa’da elde ettiğimiz haklar, onların vermediği hakları ortaya çıkarıyor. Daha dün Alevi İslam toplumunu çıkardılar. Onlar da doğru yolu buldular, Orta Doğu’ya, Kabe’ye gidiyorlar. Bu yetmemiş gibi şimdi de Milliyetçi, Alevi Bektaşi Kültür Merkezi kuruluyor. Bir de Türkçü Alevi hareketi yaratmaya çalışıyorlar. Israrla heryerde söyledik. Alevi tanımlamasının sonuna hiçbir tanım kabul etmiyoruz. Alevilik ne İslam topluluğuna ne de etnik milliyetçiliğe aittir. Alevilik bağımsız, demokratik bir inanç toplumudur” diye konuştu.
Avrupa’da Alevilerin 30 yıl önce biraraya gelerek en güçlü sivil toplum kuruluşunu oluşturduklarının kaydeden Mat, Almanya’da da Alevilerin inanç olarak tanınma, üniversitelerde kürsüler oluşturma, Aleviliğin ders olarak verilmesi, inanç değerlerinin Federal Parlamento’da yer alması gibi önemli başarılara imza attılarını, Avrupa Alevi hareketinin en değerli başarısı ve kazanımının ise burada doğup büyüyen gençlerin türkülerini, deyişlerini söylemesi, inancını yaşatması olduğunu söyledi.
“Ne ararsan kendinde ara”
30 yıl önceki kuruculara teşekkür eden Frankfurt Alevi Kültür Merkezi Başkanı Bülent Alkan ise, Türkiye’de Sedat Çakır gibi karanlık kişilerin cemevlerine davet edilmesine sert şekilde eleştirdi. Alkan, “Biz, Almanya’da Anayasa’nın verdiği imkandan yararlanarak gerçek yolu sürdürme çabasını sürdürmeliyiz. Diyasporadaki Aleviler mutlaka bu misyonu üstlenmelidir. Türkiye’de ise inancımız git gide yozlaşıyor. Eli kanlı katiller cemevlerimizde ağırlanıyor. Oysa öğreti gereği eğri odun giremezdi. Semahlarımız hak için değil, seyir için dönülüyor. Siyasetçiler, Hz Hüseyin’i temsil eden posta oturtuluyorlar. Cemlerde kız çocuklarına başörtüsü dağıtılıyorlar. Haklarımızı isteyince de düzmece çalıştaylar yapıyorlar. AABF ve AABK görmezden gelinerek Maraş katliamının ana hükümlüsü Ökkeş Şendiller’in davet ediliyor. Haksızlıklar, yanlışlardan sadece birkaçı. AABF’yi bölmek sizin hattinize değil. Bizim molla rejimiyle, kara çarşafla, hacla ne işimiz olabilir. Pirimiz Hünkarımız, “Her ne ararsan, kendinde ara, Kudüs’te Mekke’de, Hacda arama” diyor. Nokta” dedi.
“Kimseden icazet almayız”
Frankfurt AKM eski Başkanı Yalçın Karakurt da inaçlarını Avrupa’da rahat bir ortamda yaşadıklarını belirterek, Türkiye’de ise verilen sözlere rağmen cemevlerinin engellendiğini ve inanç merkezleri olarak kabul edilmediğini söyledi. Karakurt, “Nasıl engellemeye çalışırlarsa çalışsınlar, biz bugüne kadar onların icazeti ile kurmadığımız cemevlerimiz için bundan sonra da kimseden izin ve icazet almayacağız. Örgütlü gücümüz ve Alevi toplumunun desteği ile mücadelemizi daha yükselteceğiz. Biz Alevi toplumu olarak ne yaşadığımız katliamlardan ne işkence tezgahlarındaki zulümlerden ne de sorgusuz, sualsiz atıldığımız zindanlardan. Korkmadık, yılmadık, korkmayacağız” yönünde ifadeler kullandı.
Suavi: Birileri tanısa ne olur, tanımasa ne olur?
Frankfurt AKM 30.ncu yılı önce dernek salonunda yaklaşık 300 kişiyle, iki gün sonra da Cansu Düğün salonunda büyük bir katılımla kutlandı Dernek salonunda müzik dinletisi sunan Medet Aslan öğrencileri büyük beğeni kazandılar. 30 yıl konserinde dinleyicilerine seslenen ünlü sanatçı Suavi, “Anadolu’da Alevilik üzerine abartılı cümleler, gündemi saptırmak üzere yeniden tezgahlanmış oyunlara tanıklık ediyoruz. Cemevlerinin ibadet olup olmaması tartışmaya açıldığı günümüzde, olayının seyri bütün olarak sürece bakıldığında bir manipülasyon olarak duruyor. Cemevlerinin statülerini tartışmak, hiçbir kurumu işaret ederek ya da ötekileştirerek konuşmuyorum, hiçbir kimsenin haddine değildir. O statü, başta bu salonda bulunan değerli dostlarımın ve tüm gezegene yayılmış olan Alevilerin ve Bektaşilerin yüreğinde kazınmaz bir şekilde saplanmış duruyor. Birileri tanısa ne olur, tanımasa ne olur? Frankfurt’ta 30 yaşını kutlarken, hala cemevleri ibadethane mi, değil mi tartışması yapmak hayatın akışını başka yere döndürmek, arkada başka işler çevirmekten başka hiçbir içerik ve anlam taşımıyor. 30 yıla kolay gelmediğiniz derneğinizin nice otuz yılları, ayrışmadan bu tür tuzaklara düşmemeye çok büyük özen göstererek, insanlığı bu inanç üzerinde tartışılmaz bir şekilde saygıyı sunmak zorun olduğunu bilerek hareket edeceğinizi düşünüyorum. Ayrışmaya asla tahammül edilmemesi gereken bu kritik süreçte, bütün canların biraz daha omuz omuza bu benzeri merkezleri altmışıncı, yetmişinci, doksanıncı yaşlara taşıyacak nefesi, gücü olmalıdır” dedi.