Dünya Sağlık Örgütü, bir kişinin günlük tuz tüketiminin 5 gram ve altında olması gerektiğini belirtirken, Türkiye’de günlük tuz tüketiminin 18 gram civarında olduğunu söyleyen İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Vücutta tuz dengesini böbrekler sağlıyor. Alınan tuzun yaklaşık yüzde 99,5’i böbreklerden geri emiliyor. Böbrekler fazla miktarda tuz tüketilmesi sonucunda gelişebilecek hipertansiyon, damar sertliği, böbrek taşı gibi durumlardan etkilenebilir ve buna bağlı olarak da kronik böbrek hastalığı gelişebilir. Günlük tuz tüketimi bir çay kaşığını geçmemeli” dedi.
Vücudun ihtiyacından daha fazla miktarda tüketilen tuzun başta hipertansiyon ve damar sertliği olmak üzere böbrek yetmezliği, inme, böbrek taş hastalığı, kemik erimesi ve mide kanseri gibi pek çok hastalığa sebep olduğunun altını çizen Doç. Dr. Atasoyu, “Diyabetik hastalar, hipertansiyonu olanlar, koroner arter hastalığı ve/veya kalp yetmezliği hastaları, obezler, ileri yaştaki insanlar ve sürekli ilaç kullanan hastalar böbrek sağlığına dikkat etmeli” ifadelerine yer verdi.
BU BESİNLERE DİKKAT!
İçeriğinde tuz bulunan besinlerin tüketilmesi ile gizli tuz alımının söz konusu olduğunu söyleyen Doç. Dr. Atasoyu, “Peynir çeşitleri, tuzlu zeytinler, hazır soslar, ketçap, mayonez, hardal, kuruyemişler (kavrulmuş olanlar), hazır çorbalar ve bulyonlar, konserve yiyecekler, turşu, şarküteri ürünleri (sucuk, salam, sosis), cipsler, bisküviler, krakerler ve hazır ayranlar gizli tuz içeren besinlerdir” diye konuştu. (BSHA-Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)